Kılıçdaroğlu Bursa'da Halka Seslendi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkeye temiz siyaseti getirmek için yola çıktıklarını, iktidar olduklarında milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracaklarını söyledi

Kılıçdaroğlu Bursa'da Halka Seslendi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkeye temiz siyaseti getirmek için yola çıktıklarını, iktidar olduklarında milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracaklarını söyledi.
Bursa'da Fomara Meydanı'nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye temiz siyaseti getireceğiz. Bursa bir tarih yazdı, şampiyonluk yaşadı. Bursa sanayi, tarih, tarım, üniversite, spor, kültür kenti. Bursa hak ettiği yerde değil. Hak ettiği gelişmeyi gösterdi. Bursa'yı İzmir yapacağız. Bu kardeşiniz sizden birisidir, sizin gibidir, sizin için çalışacaktır. Mücadelesi de sizin içindir. Hiçbir yerde, hiçbir ortamda halkın çıkarları dışında çıkar düşünmeyeceğiz. Önce halk öne geçecek. Siyasete yırtık
ayakkabı ile gelip villalarda oturanları biliyorsunuz. 'Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeyeceğiz' dediler. Fakir fukara, garip guraba edebiyatı yaptılar, ceplerini doldurdular. Önüne seçim sandığı gelecek. Diyeceksiniz ki, en büyük güç halktır, halktan üstün güç yoktur, halk size dersinizi verecektir. Siz siyasette oyunuzu temiz siyasetten yana kullanırsanız, işçinin, emekçinin, çiftçinin, esnafın hakkının kullanılmasından yana kullanırsanız, namuslu siyasetten yana kullanırsanız, bu kardeşiniz de
başbakan olur" dedi.
Türkiye'nin kötü yönetildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Ülke iyi noktada değil. Bu ülkenin işçisi, memuru memnun değilse, bu düzenden kim memnun? Şurada bir afiş var, diyor ki 'İşsizim, mutsuzum'. Kriz sizi teğet geçmedi o zaman. Recep Bey, 'Efendim, kriz bizi teğet geçti, siz bana inanmadınız' dedi. Kriz Recep beyi teğet geçti ama vatandaşın böğrünü delip geçti. Sadece Bursa'da 100 bin kişi işsiz kaldı. Seni teğet geçti de şu Bursalılara bir sor bakalım: Bursa'yı teğet mi geçti, deldi mi geçti?" diye
konuştu.

"BİZ MİLLETİN ÖNÜNDEYİZ"
Halktan referandumda hayır oyu vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, "Anayasa değiştirilecek. Bu anayasa işçinin sorununu, emeklinin, çiftçinin sorununu çözüyor mu? Dokunulmazlığı kaldırıyor mu? Hırsızlardan hesap sorulması için dokunulmazlığı kaldırmayan bu anayasayı milletin önüne hangi yüzle getirecekler? Recep bey demiş ki, 'Bunlar milletin önüne nasıl çıkacaklar?' İşte biz milletin önündeyiz" şeklinde konuştu.
Temiz bir siyaset için dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Biz size söz veriyoruz: Daha özgürlükçü bir anayasa, daha demokratik bir anayasa, YÖK'ün kaldırıldığı, üniversitelerin özerk olduğu bir anayasayı biz getireceğiz. Siz mecliste ihaleye fesat karıştıran bir milletvekili istiyor musunuz? Naylon faturacı bir maliye bakanı ister misiniz? Siz temiz siyaset istiyorsunuz, değil mi? O zaman bu meydana Recep bey gelip konuşursa şu soruyu benim sorduğumu ona
söyleyin: 'Sayın başbakan, sen dokunulmazlıkları neden kaldırmıyorsun, korktuğun nedir, bir bilelim'. Halka hesap vermeyi namuslu bir görev kabul eden, halkından korkmayan bir siyaset olmazsa, bu anayasaya 'hayır' diyeceğiz. Dokunulmazlıkları kaldır, gel milletin önüne. Türkiye'yi dokunulmazlık ayıbından kurtaralım diyoruz. Biz bu ülkeyi temiz yönetmek, güzel yönetmek istiyoruz. Bu ülkede batıya imreniyoruz. Bizim neyimiz eksik? Her şeyimiz var. O zaman temiz siyaseti iktidara getirmek sizin elinizde.
Sizin inançlarınızla oynuyorlar. Herkesin inancı başımızın üstüne. Herkesin etnik kimliği başımızın üstüne. Etnik kimliğe ve inançlara saygılıyız. Allah'ın yarattığı en değerli varlık olarak insanı görüyoruz. Bizim gözümüzde işsizlik var. Siyasetin konusu buduru. Devletin kesesinden hırsızlık yapmayacağız. Siyasetin konusu budur. Siyasetin konusu insanların inancıyla oynamak değildir"

"BUNLAR TELEKULAK HÜKÜMETİ"
Hükümeti telekulaklık ile suçlayan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha önce telefonlarınızın dinlenmesinden korkuyor muydunuz? Korkmuyordunuz. Peki şimdi? Bu hükümet telekulak hükümetidir. Bunların geninde hak yoktur, özgürlük yoktur. Tekel işçilerini coplayan bunlar değil miydi? Bunlar, demokrasi diyorlarsa, demokrasiyi rafa kaldıracaklar. Hak diyorlarsa, bilin ki hakkı rafa kaldıracaklar. Şimdi anayasa dediler, 12 Eylül paşalarından daha ağır bir anayasa getirecekler. Memurlara biz toplu
sözleşme hakkı getiriyoruz diyorlar. Sevsinler senin toplu sözleşme hakkını. Peki grev hakkı getiriyorlar mı? Karamsar bir Türkiye'deyiz. Gelecek kaygısı yaşayan bir Türkiye'deyiz. Biz açılım diye topluğu ayrıştırmayacağız. Biz toplumu bütünleştireceğiz. Huzurlu kılacağız. Hedefimiz bu. İnsanlarımızın hepsi hoşgörülü, yüreği barış dolu. İnsanlarımız diyor ki, sorun varsa, karşılıklı anlayışla bunu çözebiliriz. Bir şey yapacağız; önümüzde 12 Eylül var. 12 Eylül'de bu hükümete ilk dersi vereceğiz. Söz
mü? Bu sözü Ankara'da inşaallah Recep bey duymuştur. Recep beyin ezberi bozulmuştur. Biz halkımızın çıkarlarını düşünüyoruz. Biz kendimizi değil, halkımızın cebini düşünüyoruz. Bunlar doğruyu söylemiyorlar. Milleti kandırıyorlar. Onun için size geldim, oylarınıza talibim. Ben sizin için çalışacağım. Halkın iktidarını beraber kuracağız. Artık yalandan, talandan bıktık. İnsanlar soyula soyula perişan oldu. Oyunuza ihtiyacım var. Destek istiyorum sizden. Benim umudum sizlersiniz".
Nazım Hikmet'in şiirine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşayan bir düzen kuracağız" diyerek sözlerini tamamladı.
(MŞ-YS-EA-Y)