Türk Yöneticilere Göre Ekonomik Kriz, Şirketlerdeki Yolsuzlukları Artırdı
Ernst & Young'ın araştırmasına göre, Türk yöneticiler ekonomik krizin son 2 yılda şirketlerdeki yolsuzlukları artırdığını düşünüyor.
Denetim ve danışmanlık alanının önde gelen firmalarından Ernst & Young Türkiye , 11 . Global Yolsuzluk Anketi - Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu ' nu açıkladı . Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş ve Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir ' in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında sunulan araştırma sonuçları , ekonomik krizin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ' de de şirketlerde yaşanan yolsuzlukların
sayısını artırdığını ortaya koydu .
Dünya genelinde bin 409 , Ortadoğu ve Doğu Avrupa ' da 353 ve Türkiye ' den 50 yönetici ile görüşülerek gerçekleştirilen araştırma raporuna göre , Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki ve dünyadaki katılımcıların oranına ( yüzde 16 ) paralel olarak , Türk katılımcıların da yüzde 14 ' ü son 2 yıl içinde şirketlerinde önemli bir yolsuzluk olayı yaşandığını vurguluyor . Yolsuzluk eylemlerinin önlenmesinde Türk yöneticilerin yüzde 90 gibi yüksek bir oranı , güçlü bir iç denetim mekanizmasının etkili olabileceğini açıklıyor .
Dünya genelinde ise bu oranın yüzde 65 düzeyinde kaldığı görülüyor . Özellikle şirket içi kontroller ( yüzde 86 ) ve kurum içi yolsuzlukla mücadele politikasının belirlenmesinin ( yüzde 58 ) yolsuzlukla mücadele konusundaki öneminin altını çizen katılımcıların , muhtemel usulsüzlük eylemlerinin deşifre olmasında en etkin rol oynayan ihbarcıların teşvik edilmesi ve korunması konusunda , dünyadaki katılımcılarla aynı hassasiyeti göstermedikleri de görülüyor .
SORUMLULUK ALMAK İSTEYENLERİN SAYISI AZALDI
Anketin Türkiye katılımcıları muhtemel bir usulsüzlük karşısında yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88 ' inin şirket faaliyetlerine bağlı olarak aldıkları sorumluluk konusunda oldukça kaygılı olduklarını belirtmişlerdir . Bu oran , dünya genelinde yüzde 76 , Orta ve Doğu Avrupa ise yüzde 83 . Türkiye ' de yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88 ' inin şirket faaliyetlerinde sorumluluk alma konusunda aşırı kaygı duyduğu ortaya çıkıyor . Bu oran , dünya genelinde yüzde 76 ve Orta ve Doğu Avrupa ' da yüzde 83 .
Araştırmaya göre , olası bir yolsuzluk karşısında şirketin nasıl hareket edeceği konusunda ankete katılan Türk yöneticilerin sadece yüzde 30 ' u , olayların yönetim kuruluna net bir süreçte raporlandığını söylüyor . Oysa dünya genelinde bu oran yüzde 52 civarlarında . Bunun yanı sıra , temel neden analizinin yapılması ( Türkiye - yüzde 24 , dünya - yüzde 48 ) , istikrarlı disiplin süreçleri oluşturulması ( Türkiye - yüzde 24 , dünya - yüzde 46 ) , iç denetim , uygunluk denetimi , risk yönetimi ve hukuk departmanları
görevlerinin önceden tanımlı olması ( yüzde 22 , yüzde 51 ) ve görev alan departmanların yazılı aksiyon planlarının bulunması ( yüzde 20 , yüzde 39 ) konusunda Türkiye hâlâ istenilen seviyeye ulaşmamış görünüyor .
Dünya genelinde katılımcıların önemli bir bölümü ( yüzde 17 ) şirketlerinde ' işleri hızlandırmak ' amacıyla para verilmesinin ( facilitation payments ) yasak olup olmadığı konusunda emin değil . Benzer şekilde Türk yöneticilerin yüzde 11 ' i de bu konudaki şirket politikaları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiş . Türk firmalarının yüzde 86 ' sı kesin olarak bu tür ödemelerin yasak olduğunu söylerken , dünya genelinde ve Orta ile Doğu Avrupa genelinde de ( yüzde 76 , yüzde 77 ) benzer oranlar görülüyor .
KRİZDE AYAKTA KALABİLENLER BÜYÜMEYİ HEDEF ALACAK
11 . Global Yolsuzluk Anketi , Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu sonuçları , gelecek yıl için de öngörüler ortaya koyuyor . Türk şirketlerinin yüzde 12 ' si agresif büyümeyi , yüzde 34 ' ü ise maliyet kontrolünü temel strateji olarak belirlediğini söylüyor . Şirket yönetimleri üzerinde baskıların artması söz konusu olsa bile iç ve dış denetim süreçlerinde belirsizliğin sürdüğü bildiriliyor . Buna göre , dünya genelinde firmaların yüzde 71 ' inin , Türk şirketlerinin ise yüzde 60 ' ının güçlü iç denetime
odaklanacağı ortaya çıkıyor . Görev kapsamlarının daha kesin çizgilerle netleştirilmesi ( Türkiye - yüzde 38 , dünya - yüzde 59 ) , yolsuzluk risklerinin test edilmesinde dış danışmanlardan daha çok yararlanılması ( yüzde 28 , yüzde 29 ) , hukuk departmanının güçlendirilmesi ( yüzde 22 , yüzde 30 ) , yönetim kurulu veya denetim komitesinin daha sıkı kontrol yapması ( yüzde 18 , yüzde 40 ) ve en önemlisi süreçlerin uygunluk denetiminin güçlendirilmesi ( yüzde 16 , yüzde 52 ) alanlarında oranlara bakıldığında halen Türk
şirketlerinde belirsizliğin hakim olduğu ve belirli bir sistemin yerleşmeye başlamadığı dikkat çekiyor .
Ernst & Young Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir , raporla ilgili olarak şunları söyledi :
" Son 2 yılda , finansal krizde ayakta kalabilmeyi başaran pek çok şirket , büyümeyi yeniden hedef almaya başlamıştır ya da başlayacaktır . Büyüme , değişik piyasalarda ya da sektörlerde olabilecek ve beraberinde yeni usulsüzlük riskleri getirebilecektir . Bu büyüme sürecinde şirket yönetimleri tarafından etik değerlere yapılacak güçlü yatırım ve gösterilen bağlılık çok büyük önem taşımaktadır . Çünkü bu yatırım ve bağlılık , Şirket çalışanlarının etik değerlerden sapmamalarını teşvik edecek ve şirketlerin
piyasalarda ve diğer şirketler nezdinde daha iyi konumlanmalarına yardımcı olacak , şirketlerin , düzenleyici kurumların ve hükümetlerin son yıllarda artan denetim ve gözetim uygulamalarına karşı korunmasını da sağlayacaktır . "
( CY-CY-E )
sayısını artırdığını ortaya koydu .
Dünya genelinde bin 409 , Ortadoğu ve Doğu Avrupa ' da 353 ve Türkiye ' den 50 yönetici ile görüşülerek gerçekleştirilen araştırma raporuna göre , Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki ve dünyadaki katılımcıların oranına ( yüzde 16 ) paralel olarak , Türk katılımcıların da yüzde 14 ' ü son 2 yıl içinde şirketlerinde önemli bir yolsuzluk olayı yaşandığını vurguluyor . Yolsuzluk eylemlerinin önlenmesinde Türk yöneticilerin yüzde 90 gibi yüksek bir oranı , güçlü bir iç denetim mekanizmasının etkili olabileceğini açıklıyor .
Dünya genelinde ise bu oranın yüzde 65 düzeyinde kaldığı görülüyor . Özellikle şirket içi kontroller ( yüzde 86 ) ve kurum içi yolsuzlukla mücadele politikasının belirlenmesinin ( yüzde 58 ) yolsuzlukla mücadele konusundaki öneminin altını çizen katılımcıların , muhtemel usulsüzlük eylemlerinin deşifre olmasında en etkin rol oynayan ihbarcıların teşvik edilmesi ve korunması konusunda , dünyadaki katılımcılarla aynı hassasiyeti göstermedikleri de görülüyor .
SORUMLULUK ALMAK İSTEYENLERİN SAYISI AZALDI
Anketin Türkiye katılımcıları muhtemel bir usulsüzlük karşısında yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88 ' inin şirket faaliyetlerine bağlı olarak aldıkları sorumluluk konusunda oldukça kaygılı olduklarını belirtmişlerdir . Bu oran , dünya genelinde yüzde 76 , Orta ve Doğu Avrupa ise yüzde 83 . Türkiye ' de yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88 ' inin şirket faaliyetlerinde sorumluluk alma konusunda aşırı kaygı duyduğu ortaya çıkıyor . Bu oran , dünya genelinde yüzde 76 ve Orta ve Doğu Avrupa ' da yüzde 83 .
Araştırmaya göre , olası bir yolsuzluk karşısında şirketin nasıl hareket edeceği konusunda ankete katılan Türk yöneticilerin sadece yüzde 30 ' u , olayların yönetim kuruluna net bir süreçte raporlandığını söylüyor . Oysa dünya genelinde bu oran yüzde 52 civarlarında . Bunun yanı sıra , temel neden analizinin yapılması ( Türkiye - yüzde 24 , dünya - yüzde 48 ) , istikrarlı disiplin süreçleri oluşturulması ( Türkiye - yüzde 24 , dünya - yüzde 46 ) , iç denetim , uygunluk denetimi , risk yönetimi ve hukuk departmanları
görevlerinin önceden tanımlı olması ( yüzde 22 , yüzde 51 ) ve görev alan departmanların yazılı aksiyon planlarının bulunması ( yüzde 20 , yüzde 39 ) konusunda Türkiye hâlâ istenilen seviyeye ulaşmamış görünüyor .
Dünya genelinde katılımcıların önemli bir bölümü ( yüzde 17 ) şirketlerinde ' işleri hızlandırmak ' amacıyla para verilmesinin ( facilitation payments ) yasak olup olmadığı konusunda emin değil . Benzer şekilde Türk yöneticilerin yüzde 11 ' i de bu konudaki şirket politikaları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiş . Türk firmalarının yüzde 86 ' sı kesin olarak bu tür ödemelerin yasak olduğunu söylerken , dünya genelinde ve Orta ile Doğu Avrupa genelinde de ( yüzde 76 , yüzde 77 ) benzer oranlar görülüyor .
KRİZDE AYAKTA KALABİLENLER BÜYÜMEYİ HEDEF ALACAK
11 . Global Yolsuzluk Anketi , Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu sonuçları , gelecek yıl için de öngörüler ortaya koyuyor . Türk şirketlerinin yüzde 12 ' si agresif büyümeyi , yüzde 34 ' ü ise maliyet kontrolünü temel strateji olarak belirlediğini söylüyor . Şirket yönetimleri üzerinde baskıların artması söz konusu olsa bile iç ve dış denetim süreçlerinde belirsizliğin sürdüğü bildiriliyor . Buna göre , dünya genelinde firmaların yüzde 71 ' inin , Türk şirketlerinin ise yüzde 60 ' ının güçlü iç denetime
odaklanacağı ortaya çıkıyor . Görev kapsamlarının daha kesin çizgilerle netleştirilmesi ( Türkiye - yüzde 38 , dünya - yüzde 59 ) , yolsuzluk risklerinin test edilmesinde dış danışmanlardan daha çok yararlanılması ( yüzde 28 , yüzde 29 ) , hukuk departmanının güçlendirilmesi ( yüzde 22 , yüzde 30 ) , yönetim kurulu veya denetim komitesinin daha sıkı kontrol yapması ( yüzde 18 , yüzde 40 ) ve en önemlisi süreçlerin uygunluk denetiminin güçlendirilmesi ( yüzde 16 , yüzde 52 ) alanlarında oranlara bakıldığında halen Türk
şirketlerinde belirsizliğin hakim olduğu ve belirli bir sistemin yerleşmeye başlamadığı dikkat çekiyor .
Ernst & Young Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir , raporla ilgili olarak şunları söyledi :
" Son 2 yılda , finansal krizde ayakta kalabilmeyi başaran pek çok şirket , büyümeyi yeniden hedef almaya başlamıştır ya da başlayacaktır . Büyüme , değişik piyasalarda ya da sektörlerde olabilecek ve beraberinde yeni usulsüzlük riskleri getirebilecektir . Bu büyüme sürecinde şirket yönetimleri tarafından etik değerlere yapılacak güçlü yatırım ve gösterilen bağlılık çok büyük önem taşımaktadır . Çünkü bu yatırım ve bağlılık , Şirket çalışanlarının etik değerlerden sapmamalarını teşvik edecek ve şirketlerin
piyasalarda ve diğer şirketler nezdinde daha iyi konumlanmalarına yardımcı olacak , şirketlerin , düzenleyici kurumların ve hükümetlerin son yıllarda artan denetim ve gözetim uygulamalarına karşı korunmasını da sağlayacaktır . "
( CY-CY-E )