Kürt isyanı dış politikayı da etkiler


Dünyanın tam da Türkiye’nin daha güçlü ve aktif hale geldiğinin farkına varmaya başladığı sırada, Kürt gerillalar herkese bu ülkenin zayıf noktalarını hatırlattı. Türk devleti, 1984’ten beri iltihaplanan isyana son vermeyi başaramadı. Kürtlere sınırlı tavizler verilmiş olabilir, fakat iktidardaki AKP orduyu hayal kırıklığına uğrattığına dair suçlamalara maruz kalmasına yol açabilecek her türlü eylemden kaçındı.
Kürtler üzerine yapılan siyasi kavganın gaddarlığı, Türkiye’nin bürokratlar, ordu mensupları ve laik orta sınıftan oluşan eski yapısıyla, ana desteğini kırsal bölgeler, kentli yoksullar ve Anadolu’nun dindar iş adamlarından alan AKP’nin İslamcı destekçileri arasında hâlâ ne kadar bölünmüş olduğunun da altını çiziyor. Kürt başkaldırısına son verilememesi bu bölünmenin bir sonucu. Türk bakanlar Ortadoğu’nun kalanına uzlaşma telkininde bulunuyor, fakat Türkiye bu öğüde ülke içinde kulak vermekte başarısız oldu. Ve farklı toplulukları devlet bünyesine katamamanın, Türkiye’nin bölgesel güç haline gelme çabalarını aksatacağı kesin. Kürt isyanının bastırılması Türk ordusunun siyasi gücü için o kadar uzun süredir gösterilen bir gerekçe ki, İstanbul’daki bazı yorumcuların ordunun PKK’nın savaşa dönüşünü önlemek için elinden geleni yapıp yapmadığını sorgulaması şaşırıcı değil. İhtilaf Türkiye’nin dikkatini, Irak’taki Kürtler üzerindeki nüfuzunu artırma hedefinden başka yere çekebilir, ki bu hedef kısa süre öncesine kadar yakında gerçekleşecek gibi görünüyordu. (23 Haziran 2010)

Radikal