Eskişehir'de Taksici Cinayeti Davası Başladı
Eskişehir'de ışık ihlali yaptığını öne sürdüğü taksi şoförünü aralarında çıkan kavga neticesinde bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanmasına başlanan 18 yaşındaki sanık, "Keşke ben ölseydim" dedi
Eskişehir'de ışık ihlali yaptığını öne sürdüğü taksi şoförünü aralarında çıkan kavga neticesinde bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanmasına başlanan 18 yaşındaki sanık, "Keşke ben ölseydim" dedi.
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü ilk duruşmasında tutuklu sanık Ali Can M. (18), hakim karşısına çıktı. 26 nisan gecesi bir arkadaşıyla köpeğini gezdirmeye çıktığını belirten Ali Can M., Gökmeydan Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı'nda yürüdüğü esnada trafik ışıklarının bulunduğu yaya geçidinden yolun karşısına geçmek istediklerini anlattı. Trafik ışığı yayalara yeşil yandığında yolun karşısına geçerken İlker Kesikbaş'ın kullandığı taksinin araçlara kırmızı yanarken ışık ihlali yaptığını öne
süren Ali Can M., "Bu esnada otomobilin arka tamponu köpeğimin burnuna çarptı. Ben de kırmızı yanarken geçilir mi? Işığı görmüyor musun? dedim. Taksiyi durdurarak elinde metal bir boruyla yanıma gelip, 'Ne diyorsun? Bu saatte ışık mı olur?' dedi. Ben de köpeğime çarptın dedim. Daha sonra taksiye binip Devlet Hastanesi'ne doğru uzaklaştı. Biz de adliye binasına doğru yürüdük. Adliyenin önündeki tramvay durağının önünde bir ticari taksi durdu. Taksiden elinde aynı demir boruyla İlker Kesikbaş indi. Beni gördü
ve 'Gel buraya. Hastamı bırakıp geldim' dedi. Yanıma yaklaşınca boğazıma sarıldı ve omzuma demir boruyla vurdu. Arkadaşım beni geriye çekti. Daha sonra taksici de taksiye binip ayrıldı. Ben de köpeğimi eve getirip karnını doyurdum" dedi.
Sanık Ali Can M. aynı gece arkadaşıyla evden ayrıldıktan sonra bir yakınının evine gitmek için Ziya Paşa Caddesi'ne çıktıklarını ifade ederek, cadde üzerindeki Mini Taksi Durağı'nı gördüklerini dile getirdi. Söz konusu durakta çalışan taksiciyle yüz yüze konuşmak istediğini anlatan Ali Can M., "Taksinin plakasını söyledim. Duraktakiler de taksicinin o anda durakta bulunmadığını söylediler. Daha sonra bir yakınımızın evine doğru gittik. Yakınımızı evde bulamayınca geriye döndük. Durağa 20-25 metre kala
bir taksi önümüzü kesti. Taksinin içinden 2 kişi çıktı. İlker, 'Beni aramışsınız' dedi. Yanına gittik. İlker, küfür ederek elindeki demir sopayla sol omzuma vurup, boğazımı sıktı. Sopayı karnıma doğru batırdı. Canım çok yanınca cebimde bıçak olduğu aklıma geldi. Bıçağı çektiğim sırada karnıma vurup suratıma yumruk attı. Ben de bıçağı rastgele savurdum. Neresine geldiğini hatırlamıyorum. İlker Kesikbaş, yere düşünce korkup kaçtım. Çok üzgünüm. 2 çocuğu varmış. Benim de hayatım cezaevinde geçecek. Keşke ben
ölseydim" diye konuştu. Mahkeme heyeti, şahitlerin dinlenmesi için davayı erteledi.
26 nisan 2010 tarihinde 'sarı ışıkta geçme' meselesi yüzünden çıktığı iddia edilen kavgada, 26 T 0035 plakalı taksinin şoförü İlker Kesikbaş (31), vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakla ağır yaralanmış ve kaldırıldığı Eskişehir Devlet Hastanesi'nde müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı. Olaydan sonra yakalanan katil zanlısı Ali Can M. çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü ilk duruşmasında tutuklu sanık Ali Can M. (18), hakim karşısına çıktı. 26 nisan gecesi bir arkadaşıyla köpeğini gezdirmeye çıktığını belirten Ali Can M., Gökmeydan Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı'nda yürüdüğü esnada trafik ışıklarının bulunduğu yaya geçidinden yolun karşısına geçmek istediklerini anlattı. Trafik ışığı yayalara yeşil yandığında yolun karşısına geçerken İlker Kesikbaş'ın kullandığı taksinin araçlara kırmızı yanarken ışık ihlali yaptığını öne
süren Ali Can M., "Bu esnada otomobilin arka tamponu köpeğimin burnuna çarptı. Ben de kırmızı yanarken geçilir mi? Işığı görmüyor musun? dedim. Taksiyi durdurarak elinde metal bir boruyla yanıma gelip, 'Ne diyorsun? Bu saatte ışık mı olur?' dedi. Ben de köpeğime çarptın dedim. Daha sonra taksiye binip Devlet Hastanesi'ne doğru uzaklaştı. Biz de adliye binasına doğru yürüdük. Adliyenin önündeki tramvay durağının önünde bir ticari taksi durdu. Taksiden elinde aynı demir boruyla İlker Kesikbaş indi. Beni gördü
ve 'Gel buraya. Hastamı bırakıp geldim' dedi. Yanıma yaklaşınca boğazıma sarıldı ve omzuma demir boruyla vurdu. Arkadaşım beni geriye çekti. Daha sonra taksici de taksiye binip ayrıldı. Ben de köpeğimi eve getirip karnını doyurdum" dedi.
Sanık Ali Can M. aynı gece arkadaşıyla evden ayrıldıktan sonra bir yakınının evine gitmek için Ziya Paşa Caddesi'ne çıktıklarını ifade ederek, cadde üzerindeki Mini Taksi Durağı'nı gördüklerini dile getirdi. Söz konusu durakta çalışan taksiciyle yüz yüze konuşmak istediğini anlatan Ali Can M., "Taksinin plakasını söyledim. Duraktakiler de taksicinin o anda durakta bulunmadığını söylediler. Daha sonra bir yakınımızın evine doğru gittik. Yakınımızı evde bulamayınca geriye döndük. Durağa 20-25 metre kala
bir taksi önümüzü kesti. Taksinin içinden 2 kişi çıktı. İlker, 'Beni aramışsınız' dedi. Yanına gittik. İlker, küfür ederek elindeki demir sopayla sol omzuma vurup, boğazımı sıktı. Sopayı karnıma doğru batırdı. Canım çok yanınca cebimde bıçak olduğu aklıma geldi. Bıçağı çektiğim sırada karnıma vurup suratıma yumruk attı. Ben de bıçağı rastgele savurdum. Neresine geldiğini hatırlamıyorum. İlker Kesikbaş, yere düşünce korkup kaçtım. Çok üzgünüm. 2 çocuğu varmış. Benim de hayatım cezaevinde geçecek. Keşke ben
ölseydim" diye konuştu. Mahkeme heyeti, şahitlerin dinlenmesi için davayı erteledi.
26 nisan 2010 tarihinde 'sarı ışıkta geçme' meselesi yüzünden çıktığı iddia edilen kavgada, 26 T 0035 plakalı taksinin şoförü İlker Kesikbaş (31), vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakla ağır yaralanmış ve kaldırıldığı Eskişehir Devlet Hastanesi'nde müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı. Olaydan sonra yakalanan katil zanlısı Ali Can M. çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.