BDDK Başkanı'ndan Arap bankalarına tavsiye: Türkiye'ye yatırım Avrupa'dan daha karlı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Arap bankalarını Türkiye'ye yatırım yapmaya davet etti. Buraya yapılacak yatırı
Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi 2010 : Krizden Mali İstikrara konulu zirvede konuşan Bilgin , Arap yatırımcıya kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtti .
Türkiye ' de Arap dünyasından Libya kökenli bir , Kuveyt kökenli iki , Suudi Arabistan kökenli bir , Dubai ve Bahreyn kökenli birer banka olduğunu , bu bankaların büyüklüğünün yüzde 5-6 civarında olduğunu kaydeden BDDK Başkanı , Arap bankalarına " Para sizin , yatırıma karar verecek sizsiniz . Ancak şunu unutmayın ki , burada yapacağınız bir yatırım , Avrupa ' dakine göre çok daha karlı ve istikrarlı bir yatırım olacaktır . Türkiye ' de , bir bankanın ya da şubenin satın alması ve yeni kuruluş izni bize bağlı . Sadece Batı ' dan değil , Doğu ' dan , Arap dünyasından da sermaye bekliyoruz . Sebebi çok basit . Bir bankası nasıl ki riskleri dağıtıyorsa , biz de sahipliği dağıtmak , hedge etmek istiyoruz . Kapımız sizlere sonuna kadar açık . " diye seslendi .
Türk bankacılık sisteminde bulunan 49 bankaya ait aktif büyüklüğün 560 milyar dolar seviyesinde olduğunu bildiren Tevfik Bilgin , " Bankacılık sisteminde özellikle 2009 ' un son ayları ile 2010 ' un ilk beş ayında hızlı bir toparlanma görüldü . Bankacılıkta geçen yıl krediler yerinde sayarken , bu yılın ilk beş ayında yüzde 12 , 4 arttığını görüyoruz . Bu artışın devam edeceğine inanıyoruz . Bankacılar KOBİ ' leri tekrar keşfetti . " değerlendirmesini yaptı .
Türk bankacılık sisteminde yabancı sermaye payının yüzde 40 ' lar mertebesinde olduğunun altını çizen Başkan Bilgin , bundan 6 yıl önce oranın yüzde 3 seviyelerinde olduğunu vurguladı . Türk bankacılık sistemine giriş yapan yabancı sermaye için Türkiye ' nin potansiyeli , kar marjlarının yüksek olduğuna işaret eden Tevfik Bilgin , bankacılıkta çalışan personel ve enstrüman çeşitliliğinin pek çok Avrupa ülkesinden daha ileri seviyelerde olduğunu belirtti . " Türkiye ' de bulunan bazı yabancı bankaların en önemli varlığı Türkiye ' deki bankaları . 1 trilyon dolarlık büyük bankaların karlarının yüzde 40 ' ı buradaki küçücük bankadan geliyor . " açıklamasını yaptı .
Türkiye ' de bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun kriz döneminde bile yüzde 20 ' lerde kaldığını ve karlı olduğunu aktaran Bilgin , sektöre yönelik şu saptamalarda bulundu :
" En şeffaf bilançolara sahibiz . Kriz sürecinde OECD ülkeleri içinde bankacılığa tek sent bile yardım yapmayan tek ülke Türkiyedir . Kaldıraç , tüm dünyanın bundan sonra ele alacağı en önemli husus olacaktır . Az öz kaynakla çok iş yapmak elbette ki karlı ancak bu bir dengede olmalı . Belki de bunun kimi değişikliklerle sınırlandırılması gerekir . Bununla birlikte denetim ve gözetime de bundan sonra daha fazla önem verilecek gibi görülüyor . Bunun hassas dengesi çok iyi kurulmalı . Fazla denetim , gözetim bankacılık sistemini büyütmez onları küçük bırakır . Bankacılığın yanı sıra , sigortacılık ve leasingin de geliştirilmesi gerekir . Sadece bankacılığı geliştirirken , bankacılıktaki bir risk tüm ekonomiye derinden etkileyecektir .
Kredi teminata değil , nakit akışına verilmelidir . Teminatlar her zaman değer yitirebilir ancak nakit akışı kredi dengesinde esas alınması gereken hususlardır . Bir bankanın içini , bilançosunu kredi müşterileri değil , yanlış politikalar ve kararlar veren patronlar ve yöneticiler boşaltır . Kredi müşterileri değil , alınan kararlarla ilgili patron ve yöneticilerin sorumluluğu da bize göre en üst seviyededir .
Krizlerin olduğunda tedbir almak önemli değil , önemli olan kriz öncesi tedbir almaktır . Önemli olan koruyucu hekimliktir . Finansal sistemde gördük . Sağlık bulaşmıyor , hastalık ise ülkeden ülkeye çok hızla bulaşabiliyor . Biz kurum olarak sizden ve sizin otoritelerinizden çok şey öğreneceğimize inanıyoruz . Bizim deneyimlerimiz ve düzenlemelerimizden yaralanmak isterseniz biz her zaman bilgi paylaşımına açığız . "