Engin Çeber'in ölümüyle ilgili 60 sanığın yargılanmasına devam ediliyor
Engin Çeber'in Metris Cezaevi'nde ''işkence ve kötü muamele'' sonucu hayatını kaybettiği iddiasına ilişkin kamu görevlisi 60 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Engin Çeber'in Metris Cezaevi'nde ''işkence ve kötü muamele'' sonucu hayatını kaybettiği iddiasına ilişkin kamu görevlisi 60 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın bugünkü duruşmasına, tutuklu sanıklar Murat Çise, Nihat Kızılkaya, Sami Ergazi, Fuat Karaosmanoğlu, Selahattin Apaydın ve Yavuz Uzun ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıkların avukatları, müvekkilleri için tahliye talebinde bulundu. Tutuklu yargılanan Metris Cezaevi 2. Müdür Fuat Karaosmanoğlu'nun avukatı Efkan Günaydınoğlu, duruşmada yaptığı esas hakkındaki savunmada, ''Müvekkilimin 'bundan sonra sayıma kalkmayanlar böyle olur' diyerek, parmağını sallayıp yine o anda elinde tesbih bulunduğu şeklindeki ifadeler iftiradır. Bunun yanında Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapora göre de maktul Çeber'in beyin kanamasını ölmeden 4-5 gün önce geçirdiği görülmektedir'' dedi.
Müvekkilinin olaya ''monte edildiğini'' savunan Günaydınoğlu, ''İşin özü, müvekkilim cezaevi personeli tarafından darp edilen Çeber ile ilgili olayı bilmemektedir. Çünkü cezaevi fiilen çok büyüktür ve olay kendisine hiç bildirilmemiştir. Bu yüzden müvekkilim sorumlu tutulamaz. Hatta müvekkilim üstüne düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir. İşlemediği bir suç yüzünden cezaevinde bulunmaktadır'' şeklinde konuştu.
Tutuklu sanıklar Yavuz Uzun ve Murat Çise'nin avukatı Fatih Rüştü Yılmaz da olayın keyfi bir işkence olarak algılandığını savundu.
Yılmaz, ''Çeber öldükten sonra bir panik havası oldu. Adalet Bakanı, Çeber'in ailesinden özür diledi. Aslında olay 10 gündür sürüyordu. Eylemler ve ifadeler kurgu üzerine kurulu. Sanıklar burada 'kurban' olarak duruyor. Müvekkillerim ceza alırsa bu çok büyük bir adaletsizlik olur'' dedi.
Tutuksuz sanık Yılmaz Aydoğdu'nun avukatı Hüseyin İnan İzmirlioğlu ise müvekkilinin hem tanık, hem de sanık olduğunu savundu.
Müvekkilinin ilk ifadesini korkudan imzaladığını, sonradan vicdanen rahatsız olup ifadesini değiştirip gördüklerini anlattığını savunan avukat İzmirlioğlu, ''Mahkeme heyetinin bugün tarihi bir görevi var. Müvekkilim ceza alırsa işkenceciler ceza alamayacak. Müvekkilim, Çeber öldükten sonra bile olsa ihbar yükümlülüğünü yerine getirdi. Üzerindeki baskı kalkınca gerçekleri anlattı'' diye konuştu.
Duruşmaya, verilen öğle arasının ardından devam edilecek.
Bu arada, davanın görüldüğü Bakırköy Adliyesi önünde toplanan bir grup, Çeber'in öldürülmesini protesto amacıyla döviz açarak, sloganlar attı.
-OLAYIN GEÇMİŞİ VE CEZA İSTEMİ-
Engin Çeber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı. Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevi'ne götürülen Çeber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile 1 doktor hakkında dava açılmıştı.
Davaya ilişkin bir önceki duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Muammer Çalık, sanıklardan Selahattin Apaydın ile Sami Ergazi'nin ''işkence sonucu ölüme sebep olmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını, 3 sanığa da 9 ile 36 yıla arasında hapis cezası verilmesini istemişti.
13 sanığın ''işkence'', ''kötü muamele'', ''kasten yaralama'', ''görevi kötüye kullanmak'', ''resmi ve özel belgede sahtecilik'' gibi değişik suçlardan 6 ay ile 15 yıl arasında hapisle cezalandırılmasını isteyen Savcı Çalık, 42 sanığın da beraatına karar verilmesini talep etmişti.
Zaman