Atina, gösteri ve şiddet başkentine döndü (Haber İzlenim)

Yunanistan'da hükümetin Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ortaklaşa hazırladığı sert ekonomik tedbirleri protesto gösterileri, 3

Yunanistan'da hükümetin Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ortaklaşa hazırladığı sert ekonomik tedbirleri protesto gösterileri, 3 kişinin hayatına mal oldu. Yunanistan'da bugün hükümetin acı reçetesini protesto amacıyla genel grev vardı.

Yaklaşık bir yıldan bu yana ekonomik krizin pençesindeki ülkenin başkenti Atina'da yapılan iki büyük gösteriye on binler katıldı. Aslında günün gergin geçeceği meydanlarda yapılan konuşmalardan anlaşılmıştı. Nitekim hükümete karşı memur ve çalışanların haklarını koruyamadıkları gerekçesiyle İşçi Sendikaları Federasyonu ile Kamu Çalışanları Konfederasyonu'nun başkanları uzun süre yuhalandı. Sendika başkanları konuşmalarını birkaç dakikayla sınırlı tutmak zorunda kaldı. Her zaman olduğu gibi Yunan meclisinin de bulunduğu Sintagma Meydanı'na yürüyüşe geçen halk, hep bir ağızdan slogan attı. Bayrak, flama ve afişlerle hükümeti, AB'yi ve IMF'yi protesto etti.

Öğlen saatlerinde meclis önünde toplanan on binlerce kişi, hep bir ağızdan meclise seslerini duyurmaya çalıştı. Öfkeli kalabalık, hükümet ve milletvekillerini kastederek "Hırsızları bize verin", "Meclis geneleve döndü" şeklinde sloganlar attı. Küfürler slogan şeklinde bir birini kovaladı. İyice galeyana gelen kalabalıktan yaklaşık 100 kişilik bir grup, parlamentonun iki farklı girişinden işgal girişiminde bulundu. Ancak polisin göz yaşartıcı gazla müdahalesi işe yaradı ve meclis işgalden kurtarıldı.

Eylemciler bu defa taş, sopa, yumurta, su şişesi, tahta ve elektrik direkleriyle polise yüklendi. Atina, molotof kokteylleri, polisin kullandığı gaz ve ateşe verilen binalardan çıkan dumanla bombalanan bir şehri andırıyordu. Bugünkü grevi diğerlerinden ayıran her yaştan göstericinin öfkesini sert yöntemlerle dile getirmesiydi.

Ardından meydana, her zaman Atina'yı birbirine katmayı başaran yüzü maskeli anarşist gençler çıktı. Attıkları molotof kokteylleriyle meydan adeta savaş alanına döndü. İki saat süreyle polis ile göstericiler arasında şiddetli gerginlikler yaşandı. Bu sırada gösterici, polis ve gazetecilerden yaralananlar oldu. Toplu gösterilere müdahalede bir türlü istenen performansı gösteremeyen Yunan polisi, bugünkü olayları idare etmekte de başarısız oldu.

Daha sonra meclis önünden ara sokaklara çekilen göstericiler, mücadeleye burada devam etti. Nitekim öğlen 14:00 sularında bir banka molotof kokteyli ile ateşe verildi. Çalışanların hakları için protesto gösterilerinde bulunduklarını iddia eden kişiler, üçüncü kata sığınan çalışanlardan bir erkek 2 bayanın dumandan etkilenerek hayatını kaybetmesine neden oldu. Bayanlardan birinin hamile olması ise acıyı bir kat daha arttırdı.

Olaylarda bir devlet binası daha ateşe verilirken, canlı yayın aracı, itfaiye ve özel araçlar da kundaklandı. Yunan meclisinde hayatını kaybedenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Yaptığı konuşmada Başbakan Yorgo Papandreu ise "faillerin yakalanarak hesap vereceklerini" söyledi. Şiddetin her şeklini reddettiklerini belirten Papandreu, "Önlemleri almasaydık iflas edecektik. Aylık ve emekli maaşlarını ödeyemeyecektik." dedi.

AB ve IMF'den 3 yıllık program karşılığında 110 milyar Euro kredi desteği sağlayan Yunanistan'da gerginliklerin bundan sonra da yaşanması kaçınılmaz gibi görünüyor. Halk, ülkenin zor duruma düşmesinden siyasetçileri sorumlu tutuyor. Siyasetçiler, hırsız damgasını yemiş durumda. Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas'ın da talebi doğrultusunda bakalım vergi kaçakçıları ile politikacılardan hapse giren olacak mı? Bundan sonra ülkenin kaynaklarını kimin tükettiği sorusuna cevap aranacak.

Ülkenin 50 sente muhtaç hale gelmesindeki sorumluluk, hem oy kaygısıyla reformları bir türlü yapmayan ve borç parayla iş yaptığını zanneden geçmiş hükümetlerde, hem de kadar kolay yoldan mülk sahibi olmayı seçen Yunanlar da. Anlaşılan o ki, hem Yunanistan hem de Yunanlar, acı da olsa değişmekten başka çareleri olmadığını zamanla anlayacaklar. Yunan sosyolog ve ekonomistlere göre bu dönüşüm, bir iki nesil sonra mümkün olabilir.

BÜTÇE AÇIĞINI DARALTMA ÖNLEMLERİ

Kamuda, maaşları aylık 3 bin Euro'ya kadar olan çalışanların, 13. maaş olarak adlandırılan yılbaşı, 14. maaş olarak adlandırılan ve Paskalya ile yaz tatili dönemlerinde yarımşar maaş ikramiyeleri bundan böyle toplam bin Euro olacak. Aylık 2 bin 500 Euro'ya geçmeyen emekli maaşlarında da Paskalya ile tatil ödeneklerinin 200'er, yılbaşı maaşı ise 400 Euro olacak. Daha yüksek emekli maaşlarının ise düşürüleceğini kaydetti. Ayrıca kamu çalışanlarının ödeneklerinde yüzde 8 oranında kesintiye gidilecek. Kamuda gerek maaşlar gerekse de emekli maaşları 3 yıl süreyle donduruldu. KDV yüzde 21'den yüzde 23'e çıkartıldı. Sigara, alkollü içki ve akaryakıt fiyatlarında yüzde 10 oranında ek vergi uygulanacak. Lüks harcamalarda da vergiler artacak.