Yargıtay Onursal Başkanı Selçuk: Demokrasinin çok konuşulduğu ülke demokrat değildir
Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Türkiye'nin A'dan Z'ye yeniden kendini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Selçuk, halkın iradesi ye
Bursa Ahenk Hukuk Derneği tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Sami Selçuk, tartışmalara konu olan Anayasal düzenlemeler ve demokratikleşmeye ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türkiye'de demokrasinin istenilen seviyeye getirilemediğini dile getiren Selçuk, şöyle konuştu: "Demokrasinin olduğu ülkede bu kelime bu kadar çok konuşulmaz. Demek ki Türkiye demokrasisini istediği gibi geliştirememiş. Ya da batının uyarılarına rağmen demokrasisini eylemci olarak yaşamayan bir ülke konumunda bulunmayı sürdürüyor. Gerçekten Türkiye şuanda bile demokrasiyi yaşamayan bir ülkedir."
Adolf Hitler'in hergün demokrasiden bahsettiğini buna karşın Sir Winston Churchill'in bu kelimeyi hiç telaffuz etmediğini hatırlatan Selçuk, "Çünkü Hitler'in ülkesinde demokrasi yoktu, yaşanmıyordu." görüşünü dile getirdi.
Türkiye'de ilk darbenin yapıldığı 27 Mayıs'ın üzerinden 50 yıl geçtiğini hatırlatan Sami Selçuk, şu görüşleri dile getirdi: "27 Mayıs üzerine çok şey söylenebilir. 27 Mayıs ilk kez Türkiye'de darbenin yaşandığı yıldır. Ancak 27 Mayıs dolayısı ile 1950-1960 arasında acaba Türkiye gerçekten demokrasiyi mi yaşadı? O günler çok geride kaldığı için bazı şeyler unutulmuş. Gerçekçi olmamız gerekiyor ve kendimizi kandırmamalıyız. Kendi kendimizi sorgulamalıyız."
Türkiye'de yaşanan diğer bir yanlışın ise toplulukçu ve cemaatçi anlayış olduğuna vurgu yapan Selçuk, "Bizden olanlar hep doğru yapar, karşı taraf hep yanlış yapar, hayır. Bir kere şunu kabullenmeliyiz, bir insanın bütün söylediği görüşler, sergilediği davranışlar bütün hayatı boyunca doğru değildir, bütünüyle de yanlış değildir. Kimileri doğru kimileri ise yanlıştır. Üçüncü bir yanlış ise tartışmalarda ve değerlendirmelerde insanımız bir düşünce ve bir görüş geldiği zaman onun arkasındaki yatan amacı araştırmaya çalışıyor, bu da yanlış." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin A'dan Z'ye kendini gözden geçirmesi gerektiğini belirten Selçuk, halkın iradesi yerine çoğulculuğun yasa yürütme ve yargıya yansıması gerektiğini savundu. Selçuk, "Eğer bir ülkede yüzde 10 barajı varsa bu bir düştür. Halkın iradesi hiç tecelli etmiyor. Çünkü adayı halk seçmiyor, partinin başkanı seçiyor. Milletvekilleri aslında milletin değil, genel başkanının vekilleri konumunda. Bunları düzeltmediğiniz takdirde anayasanın maddelerinde yapacağınız hiç bir değişiklik iyi sonuç vermeyecektir." diye konuştu
Bu şekildeki bir yönetimde yargı, yasama ve milletvekillerinin bağımsız olmadığının altını çizen Sami Selçuk, sözlerini şöyle tamamladı: "Düzenlemeler bir bütün olarak yapılmalı. Önce yasama organı yürütme organını denetleyecek biçimde güçlendirilmeli. Milletvekili gerçekten milletin vekili olmalıdır. Bakanı ve başbakanı sorgulamalı, denetlemeli ve denetim görevini yapmalıdır. Çünkü yasama organının varlık nedeni yürütmeyi denetlemektir. Bu günkü uygulama ve anayasal çerçevede bunu yapmak mümkün değildir. O zaman siyasal partiler yasası ve seçim yasasını değiştireceksiniz. Anayasanın bunlarla ilgili maddelerin kesinlikle değiştireceksiniz. Çünkü yürütme yasamayı kuşatmıştır. Halbuki yasama yürütmeyi kuşatmalı idi."