Başbakan Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Da Silva İle Ortak Basın Toplantısı Düzenledi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çevremizde nükleer silah istemiyoruz. 'Nükleer silah istemiyoruz' diyenlerde nükleer silah var. Bu bir çelişki değil mi" dedi.

Başbakan Erdoğan ile Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, görüşmelerinin ve iki ülke arasında çeşitli konularda anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Brezilya'yı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak ilk kendisinin ziyaret ettiğini söyleyerek, "Bu bakımdan anlamlı bir adım ve bu da bana nasip olduğu için ayrıca bu konuda mutluyum" dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sadece birkaç yıl sonra 1927 yılında Brezilya ile bir dostluk anlaşması imzalandığını
ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin bölgedeki ilk temsilciliklerden birini de 1929 yılında Rio de Janerio'da açtığını söyledi. Erdoğan, "Bugün de Brezilya hızlı gelişen ikili ilişkilerimiz ve benzer görüşlere sahip olduğumuz, uluslararası meselelerdeki yakın işbirliğimizle birlikte Latin Amerika kıtasına açılmamızda merkezi bir konuma sahiptir" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Brezilya ile siyasi alandaki işbirliğinin yanında savunma sektöründe atılması planlanan adımların, ayrıca ekonomi ve ticari alanlarda atılan adımların iki ülkenin yakınlaşmasının en güzel göstergesi olduğunu söyledi. Erdoğan, "Siyasi alanda özellikle İran nükleer programıyla ilgili attığımız adım gerçekten çok çok anlamlı bir adım. G15 toplantısı esnasında Tahran'da bir araya gelerek uluslararası toplumu uzun süredir meşgul eden İran nükleer programıyla ilgili önemli bir anlaşmaya imza
attık. Bu imzadan sonra değerli dostum sayın Lula ve şahsım dünya liderlerini aradık. Devlet başkanlarını, hükümet başkanlarını aradık. Bunun yanında 26 ülkeye ayrıca mektup yazdım bu konularla ilgili, çünkü uluslararası camianın buraya vereceği destek dünya barışı açısından büyük bir önem arz ediyor. Bizler artık dünyada nükleer silahların yayılmasını istemiyoruz. Tam aksine yayılmayı engellemek istiyoruz, önlenmesini istiyoruz. Bununla ilgili de kısa bir süre önce Washington'da toplantı yapıldı. Eğer bunu
engelleyeceksek, yayılmanın önüne geçeceksek, o zaman kararlı adımı atmamız gerekiyor. Olmayanların da başlamaması, ama olanların da buna artık yavaş yavaş kendi topraklarından çıkarması önem arz ediyor. Bunu sürekli olarak ifade ettik, Türkiye olarak bizler bölgemizde kesinlikle nükleer silah istemiyoruz, İran'da da istemiyoruz. Ama İran'da istemezken bunun yanında diğer ülkelerde de böyle bir şeyin olmasını bölgemizde ısrarla istemiyoruz. Bu konuda bizler İran yönetimine defaatle zaten bu düşüncelerimizi
ifade ettik. İran yönetimi de, 'Biz böyle bir şey düşünmüyoruz, sadece barışçıl amaçlarla bu yatırımı yapıyoruz' dediler. Kendileriyle de sonuç bildirgesinde bunu zaten teyit ettik. Orada bu kayıtlar düşülmüştür, altında da bildiğiniz gibi İran'ın imzası vardır, İran Dışişleri Bakanının, Brezilya Dışişleri Bakanının imzası vardır, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının imzası vardır. 10 maddeden oluşan bu metinden sonra İran 24 Mayıs'ta Brezilya Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanıyla
birlikte Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEK) yazılı metnini söz verdiği şekilde teslim etmiştir. Şimdi yeni bir süreç başlamıştır, bir ay içerisinde bin 200 kiloluk düşük düzeyde zenginleştirilmiş olan uranyumun Türkiye'ye takas için teslimidir. İran eğer bu sözünü yerinde getirmiş olursa ki, şu andaki gidiş bunu gösteriyor ve bu takvim şu anda çalışıyor, böylece sözünü yerine getirmiş olacak. Uluslararası camianın da biz bu noktada katkılarını bekliyoruz. Yani yaptırımların ikide bir gündeme
gelmesini doğrusu bizler artık bu noktadan sonra doğru bulmuyoruz. Çünkü atılmış olan bir adım var, bin 200 kilonun Türkiye'ye teslimi. Ama bunun karşılığında da Viyana grubunun, özellikle Amerika, Rusya, Fransa, UAEK, 120 kiloluk uranyum yakıtının İran'a verilmek üzere peyderpey bir yıl içerisinde Türkiye'ye teslimidir. Onlar da bir içerisinde bunu teslim etmeleri halinde bu İran'a verilecektir. Ardından da bin 200 kilo UAEK'ya teslim edilecektir. Bu süreci bizler Türkiye ve Brezilya olarak takip ediyoruz,
takip edeceğiz, burada el birliği yapmış durumdayız. Bütün dünyadaki dostların ilgili olanları ağırlıklı olarak BM Güvenlik Konseyi üyelerine özellikle bunu bildirmiş durumdayız. Bu başarılı diplomasi atağında sayın Lula'nın göstermiş olduğu büyük gayret ve liderlik örneğini bir kez daha takdirle burada ifade etmek istiyorum. Kendilerine teşekkür ediyorum. Brezilya halkı başkanları Lula ile haklı olarak övünmeli ve kendisinin dünyada çok önemli bir konumda olduğunu, zaten biliyorlar ben buna inanıyorum,
bilmelidir" dedi. Erdoğan ayrıca dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında 8. sırada bulunan Brezilya'nın, Latin Amerika'da ve dünyadaki siyasi ağırlığının giderek artmasında Lula da Silva'nın önemli bir payının olduğunu sözlerine ekledi.
Bölgelerinde önder ülkeler olan Türkiye ve Brezilya'nın G-20 ülkeleri arasında olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin de dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu ve Brezilya ile G-20 içerisindeki çalışmaların müşterek, dayanışma içinde sürdürüldüğünü söyledi. Erdoğan, "Ziyaretim bu işbirliğini geliştirerek iki ülke arasında mevcut dostluk bağlarını kuvvetlendirme amacına yöneliktir. Bu anlayış içerisinde sayın devlet başkanı Lula da Silva ile bugün çok önemli istişarelerde bulunduk. Bölgesel liderlik
vasıfları ve gelişen ekonomileri çerçevesinde benzer nitelikleri taşıyan ülkelerimiz arasında az önce imzaladığımız Stratejik Ortaklık Eylem Planıyla, Türkiye-Brezilya ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. İki ülke arasında işbirliğini daha da geliştirmeye yönelik olarak çifte vergilendirmenin önlenmesi, gümrük konularında işbirliği ve karşılıklı yardım anlaşmaları ile tarım alanında iki mutabakat muhtırası imzaladık. Görüşmelerimizde ancak BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olan her is'e7larla bu yatırımı
yapki ülkeyi yakından ilgilendiren uluslararası konuları da görüştük. Ayrıca yarın Rio de Janerio'da birlikte katılacağımız Medeniyetler İttifakı 3. Forum Toplantısı ve eşbaşkanlığını yaptığım bu girişimin medeniyetler arası diyalog ve dolayısıyla dünya barışı için taşıdığı önem üzerinde durduk, duruyoruz. Ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliğinin önümüzdeki dönemde daha gelişeceğine olan inancımla sayı devlet başkanına bana ve heyetime göstermiş oldukları yakın ilgi ve sıcak ev sahipliğinden dolayı tekrar
tekrar teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Kendisine en yakın sürede, aslında Türkiye'de tekrar ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti de burada hatırlatmak istiyorum. Teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Basın toplantısının ardından soru-cevap kısmında bir gazetecinin sorusunu cevaplayan Başbakan Erdoğan, "Öncelikle, Türkiye-Brezilya olarak bugün attığımız adımların arkasındayız. Bu sürecin zenginleşerek, artarak devamından yanayız. 160 kadar arkadaşımızla beraber burada oluşumuz, işadamları olarak, bunun yanında Sao Paolo'da İstanbul Ticaret Odası'nın bir Türk ürünlerine yönelik açmış olduğu fuar bu konudaki kararlılığımızı göstermektedir. Özellikle ekonomik alanda 2008'deki 2 milyar dolarlık geldiğimiz
noktayı aşmak durumundayız. Biliyorsunuz geçen yıl bu 1,5 milyar dolara düştü. Bunu biz 2 güçlü ülke olarak asla yeterli bulmuyoruz. Bunun çok çok üstüne çıkmamız gerekiyor. Bu irade her iki tarafta da var. Bir diğer nokta ise tabi bir çok yeni alanlar tespit ettik. Nitekim az önce yapmış olduğumuz anlaşmalar da bunun geleceğe yönelik bir yol haritasını belirliyor. Özellikle stratejik ortaklığımızın önemi çok çok büyük. Bunun için de eğitimden sağlığa, üniversiteler arasındaki bütün ilgi alanlarını geniş
çapta kapsayan, savunma sanayisini de kapsayan birçok adımlar var. Bütün bu adımların takipçisi olacağız ve müşterek olarak da bunu, müteahhitlik sektörü de dahil olmak üzere geliştirmekten yanayız" ifadelerini kullandı.
İran'ın nükleer programı ile ilgili ise Erdoğan, "Belirlediğimiz bu 10 maddelik sonuç bildirgesinin altına imzayı koyan ülkeler olarak bizler bunun arkasındayız. Bunun arkasında da sonuna kadar olacağız, çünkü inanarak bu yola girdik ve attığımız adım bilinçlidir, bir inanca dayalıdır. Çünkü dünya barışına hizmet etmek istiyorsak, bu ancak bu şekilde olabilir ve bunun kararlılığı içerisinde de bu adımı atmış bulunuyoruz. Dikkat ederseniz burada bir incelik var, kimler konuşuyor derseniz, konuşanların
hepsinde nükleer silah var Ama Türkiye olarak bizim böyle bir sıkıntımız yok. Çevremizde de bizler nükleer silah istemiyoruz. 'Nükleer silah istemiyoruz' diyenlerde nükleer silah var. Bu bir çelişki değil mi? Biz çelişkilerin olmadığı ve barışa altyapıyı oluşturacak bir adımı atıyoruz, hayırlısı olsun diyorum" dedi.