Mahkemede 'Kürtçe' çıkmazı

Kürt Ulusal Birliği Hareketi (TEVKURD) eski sözcüsü İbrahim Güçlü hakkında açılan davada Kürtçe tercüman krizi yaşandı. Önceki hakimin kabul ettiği Kü

Kürt Ulusal Birliği Hareketi (TEVKURD) eski sözcüsü İbrahim Güçlü hakkında açılan davada Kürtçe tercüman krizi yaşandı. Önceki hakimin kabul ettiği Kürtçe savunmayı, yeni hakim kabul etmeyince dava sonuçlanamadı.

Irak'ın kuzeyine yönelik sınır ötesi kara harekatına tepki göstermek için Ekim 2007'de Kürtçe basın açıklaması yapan İbrahim Güçlü hakkında 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçunu işlediği gerekçesiyle dava açıldı. Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanığın 'Kürtçe savunma' talebi kabul edildi. Hakim, davaya konu olan Kürtçe metnin Türkçe'ye çevrilmesi için Dicle Üniversitesi'nden bilirkişi görevlendirilmesini kararlaştırdı. Bu sırada davanın hakimi değişti.

Yeni hakim, sanığın Kürtçe savunma yapmasını ve üniversitenin görevlendirdiği bilirkişiyi kabul etmedi. Yeni hakim, Kürtçe metnin Türkçe'ye çevrilmesi için Ankara Üniversitesi tarafından üç kişilik bilirkişi heyetin oluşturulmasını kararlaştırarak dosyayı Ankara Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi ise 'dosyayı Ankara'ya göndermenin gerekli olmadığını, Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi'nin yapılan eylemin suç olup-olmadığına karar verebileceğini' belirterek dosyayı geri gönderdi.

Davanın yedinci duruşması Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya sanık İbrahim Güçlü ve avukatı Sabahattin Korkmaz katıldı. Duruşmada söz alan sanık Güçlü, Kürtçe yaptığı savunmasında, "Hakim geçen duruşmada hukuk dışı işlem yaptı. Hakim Kürtçe konuşmamı kabul etmedi ve görüşlerimi göz önüne almadı. Benim konuya ilişkin görüşlerimi sormadan karar oluşturdu." dedi. Mahkeme, Güçlü'nün Kürtçe yaptığı savunmayı göz önüne almayarak, 'sanığın susma hakkını kullandığına' hükmetti.

Sanık avukatı Sabahattin Korkmaz ise Lozan Antlaşması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin konuya ilişkin hükümlerine göre Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşının mahkemelerde kendisini Kürtçe savunabileceğini belirterek, mahkemenin Kürtçe tercüman tayin etmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı da, gideri sanık tarafından karşılanması suretiyle Dicle Üniversitesi'nden Kürtçe tercüman istenmesini talep etti.

Avukatın ve savcının taleplerini reddeden hakim, suç unsurunun oluşup oluşmadığı yönünde raporun alınması için Ankara Üniversitesi'nden 3 kişilik bilirkişi heyetinin oluşturulması için dosyanın tekrar Ankara Nöbetçi Asliye Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vererek duruşmayı 14 Eylül 2010 tarihine erteledi.

İddianamede TCK 216/1 maddesinde düzenlenen "halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçunun işlendiği gerekçesiyle sanık İbrahim Güçlü hakkında 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

TEVKURD eski sözcüsü İbrahim Güçlü, 31 Ekim 2007 tarihindeki Kürtçe açıklamasında özetle şöyle konuşmuştu: "Kürdistan Federe Bölgesi'ne yönelik saldırı, uluslararası ve komşuluk hukukuna aykırı. Bu saldırı, ırkçı bir saldırı. Operasyona PKK'nın Kürdistan Federe Bölgesi'nde bulunmasının sebep gösterilmesi gerçek değil. Gerçek sebep, Kerkük referandumu ve Kürdistan Federe Devleti'nin kurulmuş olmasına duyulan hazımsızlıktır."