Giresun Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Kara: Et ithalatı hayvancılığın gelişmesine zarar verecektir

Giresun Veteriner Hekimleri Odası (GVHO) Başkanı Derviş Kara, et ithalatının hayvancılığın gelişmesine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini öne

Giresun Veteriner Hekimleri Odası (GVHO) Başkanı Derviş Kara, et ithalatının hayvancılığın gelişmesine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini öne sürdü.

Derviş Kara, CİHAN muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemlerde et fiyatlarında yaşanan yükselme nedeniyle et ithalatının yapılmasının gündeme geldiğini hatırlattı.

Kara, Türkiye'de hayvancılığı geliştirecek köklü çözümler üretmek yerine, popülist bir yaklaşımla, en üst düzeyde et ithalatının tekrar gündeme getirilmesinin tüm üreticiler ile veteriner teşkilatları olarak kendilerini de endişelendirdiğini ve hayal kırıklığına uğrattığını kaydetti.

Kara, "Biz bu filmi daha önce görmüştük. Bu, kısır bir döngüdür. Mevcut et fiyatlarını spekülatif fiyat artışı olarak değerlendirmek kadar yanlış bir yaklaşım olamaz. Serbest piyasa ekonomisi şartlarında tüm emtia ve gıda fiyatları arz-talep dengesi içerisinde oluşmaktadır. Muhafaza ve stok şartlarının zorluğu nedeniyle, fiyatı üzerinde spekülasyon yapılabilecek en son ürün ettir. Etin kaynağı olan besisini almış canlı hayvanı, spekülatif amaçla bekletmek her türlü bilimsel yaklaşıma ters olduğu gibi ekonomik de değildir. Ayrıca, etin spekülatif amaçla bekletilmesi için yeterli depolama imkanları da bulunmamaktadır." diye konuştu.

"YÜKSEK FİYATIN NEDENİ ARZ EKSİKLİĞİ"

Bugün yüksek bulunan fiyatların nedeninin, özellikle küçükbaş hayvan başta üzere arz eksikliği olduğunu ifade eden Kara, bunun sebebinin de uygulanan yanlış hayvancılık politikaları olduğunu savundu. Bununla birlikte, kamuoyunun et fiyatları ile ilgili olarak yanlış şekilde bilgilendirildiğini ileri süren Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kilosu 40-50 lira olarak belirtilen et bonfile, kontrfile, pirzola gibi bir hayvandan çok az miktarda çıkan kıymetli etler olup, bu etlerin fiyatları tüm ülkelerde pahalı olarak satılmaktadır. Piyasada arz darlığı nedeniyle besilik materyal fiyatları yükselmiştir. Buna bağlı olarak karkas et maliyetleri de yükselmektedir. Üretici ve besici hiçbir zaman aşırı bir kazanç sağlamamaktadır."

Et ve Balık Kurumu'nun, bugünkü yapısı ve uygulama politikası ile piyasada fiyat istikrarını sağlama görevini yerine getiremediğini savunan Kara, bu durumu eleştirdi. Türkiye'nin, 1980-84 yılları arasındaki toplam ihracatı 5 milyar dolar iken, Ortadoğu ülkelerine yıllık 300-400 milyon dolarlık kırmızı et ihracatı gerçekleştirdiğini anımsatan Kara, "1980'li yılların ikinci yarısında yapılan damızlık ithalatı, 1990 yılında başlayan kasaplık hayvan ve et ithalatları ülke hayvancılığına hiçbir katkı sağlamadığı gibi 80'li yıllardan günümüze özellikle küçükbaş hayvan sayılarımızda çok fazla olmak üzere hayvan sayılarında hızlı bir düşüş yaşanarak günümüzün şartları oluşmuştur. 1991 yılında 60 milyonun üzerinde olan küçükbaş hayvan (koyun-keçi) sayısı 2009 yılında 30 milyonun altına düşmüştür. 1990 yılında nüfusumuzun 60 milyon, 2009 yılında 72 milyon olduğu dikkate alındığında, bu rakamlar kişi başına düşen küçükbaş birim hayvan sayısının dramatik bir şekilde azaldığını göstermektedir." ifadelerine yer verdi.

"ET İTHALATI HAYVANCILIĞIN GELİŞMESİNE ZARAR VERECEK"

Et ithalatının hayvancılığın gelişmesine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini öne süren Kara, "İthal et, halk sağlığımız ve hayvan sağlığımız açısından önemli riskler ortaya koyacaktır. Hiçbir ülke kaliteli etini ihraç etmek istemez, kesim öncesi ve kesim sonrası veteriner hekim muayeneleri ile ilgili bilgi sahibi olmadığımız etlerin kalitesi ve sağlığı konusunda emin olmamız mümkün değildir. Et ithalatının halk sağlığı, hayvan sağlığı ve hayvancılığımız açısından ortaya koyduğu bu riskler nedeniyle, Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak tüm meslek örgütlerimizle birlikte üreticilerimizin yanında yer alarak, et ithalatının önlenmesi için her türlü tepkiyi göstereceğimizi hükümet yetkililerine duyuruyoruz." dedi.

Tüm hayvansal ürünlerin, özellikle de kırmızı etin insanların sağlıklı beslenmesi, fiziksel ve mental gelişimleri için hayati önem taşıdığına işaret eden Kara, ülkelerin gelişmişlik ölçütlerinden birini de fert başına yıllık et tüketim oranları oluşturduğunu ve her devletin halkına sağlıklı ve yeterli kırmızı et tüketebileceği şartları oluşturmasının temel görevi olduğunu hatırlattı.

Kara, hükümetin bu yanlış ve tehlikeli uygulamaya başlamadan, hayvancılığı, siyasi mülahazalardan uzak bir devlet politikası şeklinde ele alarak, 2011 yılını 'Hayvancılık Yılı' olarak ilan edilmesini dilediklerini sözlerine ekledi.