Almanya'da seçimin yönünü Türkler belirleyecek

Almanya'nin Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde (NRW) 9 Mayıs'ta Eyalet Parlamentosu seçimleri yapılacak.

Almanya'da seçimin yönünü Türkler belirleyecek
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (KRV) Almanya’da nüfus yoğunluğu en fazla olan eyaleti.

14,5 milyon kişinin yaşadığı KRV’de Türklerin sayısı ise yaklaşık 1 milyon.

Bu eyalette 9 Mayıs'ta seçim var.

Eyalet seçimi Almanya'da genel siyasetin gidişini etkileyecek önemde.

Merkel'in CDU-CSU-FDP hükümetinin performansı da bu seçimde test edilecek.

Bu yüzden Almanya'nın Yunanistan'a yardım konusu da, KRV seçimleri ile bağlantılı olarak inişli çıkışlı bir seyir izliyor.

KRV sanayinin kalbinin attığı eyalet.

Almanya’nın refahı en yüksek bölgelerinden biri.

Aynı zamanda Almanya'ya gelen ilk Türk göçmenlerin ve o dönemdeki deyimle "misafir işçilerin" yerleştiği yerlerden birisi.

Köln'deki ünlü Ford fabrikasında ve daha sonra küçülmeye giden Thyssen çelik tesislerinde ve sonraları kapanan kömür madenlerinde binlerce Türk işçi çalışıyordu.

Halen Köln civarındaki Marxloh gibi bölgelerde çok ciddi Türk nüfus ağırlığı var.

Kömür madenleri ve fabrikaların çokluğu, işçi nüfusun ağırlığı nedeniyle yıllarca Sosyal Demokratların kalesi olan KRV’da, son seçimlerde Hristiyan Demokratlar iktidarı devraldı. Böylece 1980 yılından bu yana aralıksız devam eden SPD iktidarı yıkılmış oldu.

Şimdi Sosyal Demokratlar yeniden eski kalesini ele geçirmeyi hedefliyor. Ancak kamuoyu anketleri seçim yarışının başabaş geçeceğini gösteriyor. Anketler Sosyal Demokrat SPD’nin %37 lerde, Hristiyan Demokrat CDU’nun % 38 lerde seyrettiğini ortaya koyuyor.

Bu tabloya bakarak, sandık başına gidecek Türk kökenlilerin seçimin sonucunu belirleyeceği söylemek mümkün.

KRV seçimlerinde Türkler

Eyalette yaşayan 1 milyon Türk kökenlinin yaklaşık 400 bini Alman vatandaşı. Bunların önemli bir kısmı 9 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Partiler bu potansiyelin farkında olduğu için bu seçimlerde listelerinin üst sıralarında Türk kökenli adaylara yer verdiler. Toplamda 23 Türk kökenli aday 181 sandalyeli meclise girmek için yarışacak.

Türk kökenli adaylarda yaşanan bu enflasyonun asıl nedeni ise yeni kurulan Adalet Yenilik ve Birlik Partisi BİG’in seçimlere giriyor olması. Partinin Parlamento için 10 Türk adayı var.

Başkan Haluk Yıldız, hiç bir siyasi görüşe ya da gruba yakın olmadıklarını, sadece ülkede yaşayan göçmenlerin çıkarlarını gözetmeyi hedeflediklerini söylüyor.

KRV Eyalet Parlamentosunda şu anda hiç Türk kökenli milletvekili bulunmuyor. Bu da halk arasında, eyaletin göçmenlere yönelik bir ayıbı olarak görülüyor. Örneğin 200 bin Türk’ün yaşadığı Berlin’in parlamentosunda 9 Türk kökenli milletvekili var.

Laschet faktörü

Diğer eyaletlerin aksine KRV’da SPD ve Yeşillerin göçmenlerin oyunu alması çok kolay olmayacak. Zira eyaletin Hristiyan Demokrat Birlik Partili Uyum Bakanı Armin Laschet (CDU) duruşuyla, söylemleriyle göçmenlerin kalbinde ayrı bir yere sahip.

Zamanında Berlin’de „Barbara abla“ olarak anılan uyum görevlisi Barbara John vardı. Benzer bir şekilde Armin Laschet’de şimdiden „Armin abi“ olmuş durumda. Her ne kadar muhalefet onu „bal yapmayan arı“ olarak tanımlayıp, uyum konusunda görüşlerini partisine kabul ettiremediği noktasında eleştirse de göçmenler Laschet’i seviyor.

Üstelik Hristiyan Demokratlar bir büyük adım daha atarak, seçimlere günler kala Aşağı Saksonya’da kurulan yeni hükümette, Aygül Özkan’ı Sosyal İşler Bakanı yaptı. Her ne kadar CDU’lular bunun KRV seçimlerine yönelik bir yatırım olmadığını söyleseler de bunu tesadüf olarak nitelemek zor.

Başabaş yarışın finali

Son kamuoyu anketlerde partilerin oy oranları birbirine çok yakın. Ayrıca bazı partilerin % 5 baraj sınırında bulunmaları nedeniyle seçimin sonucu hakkında siyasi uzmanlar bile yorum yapmakta zorluk yaşıyor. Hristiyan Demokratlar seçimi önde bitirirse hükümet kurma görevi onlara verilecek. Muhtemelen Hür Demokrat FDP ile birlikte oyları iktidar için yeterli olmayacak ve Birlik 90/Yeşiller’in kapısını çalacaklar.

Yeşiller ise bir yandan SPD ile flört edip, birlikte basın toplantıları düzenlerken, diğer yandan da CDU’ya göz kırpıyor. SPD cephesi ise Sol Parti’ye yönelik sert duruşunu her defasında yineliyor. SPD, Sol partiye kapıyı baştan kapatmış durumda.

Şu anki konjoktürde en olası görünen Hristiyan Demokrat (CDU), Liberal(FDP) ve Yeşillerin kuracağı bir üçlü koalisyon. Ancak Alman siyasetinde de kapanan kapıların seçim sonrası kolayca açıldığını görür olduk. Bu yüzden seçmen son sözü sandıkta söyledikten sonra eyalette kartlar yeniden karılacak, eski sözler sandığa koyulup iktidar için yeni bir mücadele başlayacak