Chp Genel Başkanı Deniz Baykal Van'da

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Doğu Anadolu Bölgesi'nde siyasetin yapısının, özünün değişerek bir kimlik kavgası haline geldiğini belirterek, "Bu bölgede siyaset; kimlik mücadelesi, etnik çekişme, inanç ve din tartışması haline geldi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Doğu Anadolu Bölgesi'nde siyasetin yapısının, özünün değişerek bir kimlik kavgası haline geldiğini belirterek, "Bu bölgede siyaset; kimlik mücadelesi, etnik çekişme, inanç ve din tartışması haline geldi.
Siyaseti etnik temele indirmek, etnik kavgayı milli siyaset olarak yapmak, o siyaseti yapanlar için de hayırlı değildir" dedi.
Deniz Baykal, CHP İl Teşkilatı'nın Olağan Genel Kurul toplantısına katılmak amacıyla özel bir uçakla Van'a geldi. Ferit Melen Havaalanı'nda, CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, bazı milletvekilleri ve parti yöneticileri tarafından karşılanan Baykal, VIP salonu çıkışında yöresel kıyafetler giyen çocukların halk oyunlarını izleyip daha sonra şehir merkezine hareket etti. Parti otobüsü ile Eskimeydan Sokak'taki düğün salonuna gelen Deniz Baykal, yol kenarlarına toplanan ve çeşitli pankartlar açıp
sloganlar atan bazı vatandaşların tepkisi ile karşılaştı. Protestocu grup, bina önünde Baykal'ın içinde bulunduğu parti otobüsüne yumurta ve taş fırlattı. Polisin geniş güvenlik önlemi altında toplantı salonuna giren Baykal, bütün zorluklara rağmen CHP bayrağını taşıyanları desteklemek için Van'a geldiklerini söyledi. Van'ın 2 Nisan olan kurtulmuş gününe atıfta bulunan Baykal, "Van, 1915'te Anadolu'da kurtuluşu ilk gerçekleştiren, işgale son veren il olmuştur. Daha sonra kurtulanlar kurtulamayanlara destek
vermiş ve milli mücadele kar topu gibi büyümüştür" dedi.

Partililere hitaben, "Burada zor siyaset yapıyorsunuz" diyen Baykal, "Niçin, hep böyle miydi? Daha önce bu bölgede siyaset yapanlar, fevkalade uygun koşullarda çok rahat ortamda kendilerini ifade ediyorlardı. Buranın en önemli aileleri CHP içinde siyaset yapıyordu. Şimdi sorun ne? CHP mi değişti, bu bölgeye büyük değer veren siyaseti mi değişti? Hayır, daha da gelişti, netleşti. Bu bölgenin sorunu, en öncelikli sorunumuz oldu. Doğu bizim günlümüzde aynı yeri tutuyor. Buralarda siyasetin yapısı, özü
değişti. Siyaset olmaktan çıktı, kimlik kavgası haline geldi. Kimlik mücadelesi, etnik çekişme, inanç ve din tartışması haline geldi. Siyaseti etnik temele indirmek, etnik kavgayı milli siyaset olarak yapmak o siyaseti yapanlar için de hayırlı değildir. Devleti kurarken birbirimizi kardeş bilmişiz, ayrım yapmamışız. Etnikliği siyasetin temeli haline getirir, kendi dışımızdakileri yok sayarsak, onlardan ayrıştırmaya gayret edersek en önce kendimize zarar veririz. Ortak yarar, birlik ve beraberliktedir.
Etnik
ayrıştırma dayatması siyasetin özü haline getirilmek isteniyor. Bunun çıkışı, kimseye hayrı yoktur. El ele vermeli, sen ben ayrımı yapmamalıyız. Dinimizde etnik ayrım konusunda bir ayrım yok. Böyle bir evrenselliği temsil eden inancın içindeyiz. Bizim siyasetimizi reddeden, boyun eğmiyoruz, uymuyoruz diyenler olabilir. Ama biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bu olanlar yaşanır, gelir, geçer. Size kızabilirler, tepki gösterebilirler ama gün gelir yanlışlık ortaya çıkar. CHP, bu bölge için en doğru siyaseti ortaya
çıkaran partidir. Buraların sorunlarını en iyi biz biliyoruz. Bölge insanının kimliğine saygı göstermek için 1989 yılında, kimse tek kelime söylemezken, Devlet Güvenlik Mahkemeleri bu konuyu tartışmanın önünde bir tehdit iken CHP çıktı, 'Herkesin kimliği saygıdeğerdir, eşittir, kimse kimsenin kimliğini inkar hakkına sahip değildir, Türkiye Cumhuriyeti bir ırk, kan devleti değildir' dedi.

Devlet Güvenlik Mahkemeleri bizim hakkımızda takibat yaptı. Ana dilde konuşma yasağına karşı ilk tepkiyi gösteren
CHP'dir. Amacımız sizi birbirinize düşürmek değil, batı bölgesi ile karşı karşıya getirmek değil, kaynaştırmak, var olan beraberliği ortaya çıkarmaktır" açıklamasını yaptı.
Hükümetin ekonomik ve sosyal politikalarını, özeleştirme uygulamalarını eleştiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yatırımlarda kar edilip edilmesine bakılmadan bu bölgeler gelişinceye kadar devletin fabrika kapamak yerine açması gerektiğini söyledi. Baykal, "Bu bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına hizmet vermek istiyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın bugün basına yansıyan, "Böyle yapanların yatacak yeri yoktur" açıklamasını hatırlatan Baykal, "Soruyorum Başbakan'a, dosyaları aylarca, yıllarca sürüncemede bırakanların, böyle yapanları RTÜK'e başkan ve yönetim kurulu üyesi olarak atayanların, senin yatacak yerin var mı?" dedi.

Gidici olduğunu anlayan iktidarı Yüce Divan korkusu sardığını öne süren Baykal, bunun için hükümetin Yüce Divan olan Anayasa Mahkemesi'ni kendilerine uygun hale getirmeye, yarınki hakimi tayin etmeye ve mahkemeleri kuran Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na yeni bir yapı oluşturmaya çalıştığını iddia etti.

REFERANDUMLA İLGİLİ NURİ ALÇO BENZETMESİ

Hazırlanan Anayasa paketinin referandumda oylanması konusuna değinen Baykal şöyle konuştu:
"25 soruya tek cevap vereceksin, o da ya evet ya hayır. Milletin vekili tek tek oylamış, milletin kendisi ise ya evet ya hayır diye oylayacak. Başbakan diyor ki hap yaptık tablet, onu yutuverin. Vitamin hapıysa yutalım ama Nuri Alço kızlara ne içirirdi, gazoz içirirdi. Gazoz içirirken içerisine gizlice hap içiriyordu. Şimdi o hapı mı içireceksin yoksa vitamin hapı mı içireceksin. Bizden habersiz yapma, bunları kendisini kurtarmak için yapıyor. 8 Yıldır sana engel olmazken şimdi giderayak bunu neden bir
mecburiyet olarak görüyorsun. Anayasa değişikliği içinde Van var mı, Van halkı var mı, Anayasa değişikliği içerisinde besici, köylü, işçi, emekli, memur, halk var mı? Ne var, Başbakan'ın derdi var, milletin derdine değil, kendi derdine derman istiyor. O Anayasa değişikliği çıktığı zaman biri oh diyecek, 'Mahkemeleri ele geçirdik' diyecek. Kimin desteği ile yapacak, sizin desteğinizle yapacak. Bin bir dereden su getirecekler, bu işi kabul ettirecekler, bu işin aslı esası da budur. Bu halk da, 'Yeter artık'
diyecek. Bu iktidar gidecek ve CHP gelecek. Taşıdığımfteniyor. Bunun çıkışıız sorumluluğu biliyoruz. İfade ettiğimiz düşüncelerin tümüne iktidarda nasıl sahip çıktığımızı göreceksiniz. CHP'ye karşı olumsuz tavır takınanları inşallah bir mahcubiyetlik içerisine hep birlikte sokacağız."

Konuşmasının ardından toplantı salonundan çıkan Baykal, yine bir grubun yumurtalı ve taşlı saldırısına uğradı. Baykal, polisin önlemleri arasında parti otobüsüne binerek Ankara'ya dönmek üzere Ferit Melen Havaalanı'na gitti.
Bu arada Beyaz Saray Düğün Salonu önündeki parti bayrakları birkaç kişi tarafından koparılarak yakılmak istendi. Bayraklar polisler tarafından toplandı.