Cfr Başkanı Dr. Rıchard Haass 'Değişen Dünya Düzeni'ni Anlattı

Amerika'nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Council on Foreign Relations (CFR) Başkanı Dr

Amerika'nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Council on Foreign Relations (CFR) Başkanı Dr. Richard N. Haass, Global İlişkiler Forumu (GIF) ve Koç Üniversitesi işbirliğiyle Koç Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıda "Değişen Dünya Düzeni" konulu bir konuşma yaptı. Toplantıya GIF üyeleri, Koç Üniversitesi yetkilileri ve öğrenciler katıldı.

Koç Üniversitesi Rektörü Umran İnan ve Global İlişkiler Forumu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Memduh Karakullukçu tarafından yapılan açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Richard Haass, 21. yüzyıl dünyasını bir gözlemci ve katılımcı olarak değerlendirdiğinde, küreselleşmenin artı ve eksi yanlarıyla bir bütün olduğunu; dengenin pozitif unsurlar lehinde devam etmesi için tüm ülkelerin ortak sorunlar için ortak sorumluluk almasının gereğini vurguladı.

2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında ortaya çıkan kurumların, değişen gündeme, yeni dinamiklere ve sorunlara cevap veremediğini dile getiren Haass, 21. yüzyılın en önemli küresel yönetim zafiyetinin bu kurumların yeterliliği ile yeni sorunlar arasındaki uçurum olduğunu vurguladı. NATO gibi bazı kurumların yeni düzene uyum göstermesinin ve G20 tarzı, Türkiye gibi yükselen ülkeleri de küresel karar mekanizmalarına dahil eden yaratıcı ve çok-sesli kurumların ortaya çıkmasının sevindirici gelişmeler
olduğunu ifade eden Haass, bu konuda daha çok yol kat edilebileceğini belirtti.

Çok sesli dünyada tek taraflı bir seçeneğin bulunmadığını belirten Richard Haass, zor olmasına rağmen müşterek çıkarlar etrafında kurgulanmış, esnek ve çok taraflı yapıların başarılı olabileceğini kaydetti. Haass, siyasette ve özellikle stratejik ortamda Adam Smith'in deyişiyle düzeni sağlayacak "görünmez bir el mekanizması"nın var olmadığını, sorunların kendi kendine çözümlenemeyeceğini ve ülkelerin bu konuda sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Burada önemli rol oynayan ülkelerden biri kuşkusuz.

ABD olsa da, ABD'nin tek başına yeterli olmadığını ve Türkiye, Güney Afrika, Güney Kore ve Brezilya gibi orta ölçekli, gelişmekte olan ekonomiye sahip, ve kendi bölgesinde nüfuzu giderek artan ülkelerin uluslararası kurumlarda daha etkin rol oynamaları gerektiğinin altının çizdi. Dahası, 21. yüzyıl şartlarının da bu ülkelere aktif rol almaları için artan imkanlar sunduğunu ifade etti.

Bu bağlamda, Türkiye'nin de nükleer silahsızlanma, Ortadoğu'daki sorunlar ve terörizm gibi meselelerde daha çok söz sahibi olma fırsatı yakaladığını, ve tabii ki sorumluluklarının da buna paralel olarak arttığının altını çizdi. Haass, küreselleşen dünyada bir ülkede yaşanan olayların etkilerinin kendi sınırları içinde kalmadığını, bu nedenle Türkiye'deki gelişmelerin de kendi bölgesinde olduğu kadar bütün dünyada da dikkatle izlendiğini söyledi.