Mert Aydın : Bir şakşak yazısı da benden

Ntvspor yazarı Mert Aydın bugünkü yazısında Barcelona ve Real Madrid'den bahsetti.

Mert Aydın : Bir şakşak yazısı da benden
Barcelona’nın Gaudi yaratıcılığında, Cortes kıvraklığındaki El Clasico galibiyeti üzerine çok şey yazılabilir, çizilebilir. Ancak bu yazının konusu doğrudan bu maç değil. Sadece bir kulübün 23 yıllık dönüşümünün ezeli rakibiyle arasını nasıl kapattığına işaret eden bir değerlendirme. Günümüzde Barcelona’nın mest eden futbolunu sıkıcı, bu takımı övenleri şakşakçı ilan eden bir zümre var. Ama onları bir yazıyla kafalarını gömdükleri devekuşu çukurundan kurtarmak pek de mümkün olmayacaktır.

1987 yılında Onursal Başkan Johan Cruyff, teknik direktör olarak kulübün kapısından girdiğinde Real Madrid’in şampiyonluk sayısında 22-10, Avrupa’nın 1 numaralı kupasında 6-0’lık üstünlüğü vardı. 23 yıllık karnede ise şampiyonluk 9-9, Avrupa şampiyonluğu 3-3 durumunda. Bunun yanında geçmişte büyük ölçüde Real Madrid’in tarafında olan dünya çapında popülarite giderek Barcelona tarafına kayıyor.

Bunun nedenlerine bakalım. Şimdi Barcelona’nın alt yapıdan çıkan oyunculara ağırlık vermesinden başlayalım. Bu aslında bu kadar basit değil. Eğer siz üst yapınızı istikrarlı hale getirmezseniz alt yapıdan Messi’nin ya da Xavi’nin çıkması bir şey ifade etmiyor. Real Madrid’in son 10 yıldaki teknik direktörleri sistem ve futbol anlayışı açısından, “Benzemez kimse sana” şarkısını hatırlatıyor.

Vicente Del Bosque, Carlos Queiroz, Vanderley Luxemburgo, Fabio Capello, Bernd Schuster, Juande Ramos ve Manuel Pellegrini. Aynı dönemde küçük bir geçiş dönemi (Radomir Antiç) hariç Barcelona hep aynı futbolu oynamaya çalıştı. Real, teknik direktörüne göre oyun sistemini değiştirirken Barcelona, kulübün tercih ettiği oyun sistemini oynatan teknik adamları görevlendirdi.

Bu hep kupa getirmez ama istikrarlı ve hep aynı sistemi uygulayan bir alt yapı anlamına gelir.

Peki alt yapıda hep aynı sistemde oynayan futbolcu, bundan nasıl yararlanır? Bakınız El Clasico 2010’daki Pedro. Çocuk, dünyanın belki de en görkemli, en oynaması zor stadında alıştığı mevkide, alıştığı şekilde oynadı. Alt yapıdan gelen Barça oyuncusu, yanında hangi büyük yıldızın oynadığına bakmıyor, bildiği işi yapıyor.

Real Madrid’in forma satışını patlatan büyük transferleri önemli. Barcelona da yapıyor bunlardan. Ama Real, El Clasico’da bir Kaka’nın yokluğunu fena halde ararken Barcelona 45 milyon Euro+Samuel Eto’o değerindeki Zlatan Ibrahimoviç’in yokluğunu, ki son 4 resmi maçın 3’ünde gol atmıştı, hissetmiyor. Real Madrid belki de 300 milyon Euro harcadığı sezonu 0 kupayla tamamlayacak. Barcelona da ilerleyen haftalarda şampiyonluğu ve Avrupa şampiyonluğunu kazanamayabilir. Futbol bilinmez bir oyun çünkü. Ama sezonun en güzel futbolunu kimin oynadığı ve El Clasico’da yaşananlar ortada. Dünya Barcelona’yı ve onun sisteminin yarattığı Messi gibi, Xavi gibi yıldızları konuşuyor.

İlerleyen dönemde Barcelona’nın hep şampiyon olması beklenemez. Ama sistemlerini yerle bir edecek bir başkan çıkmadığı sürece uzun vadede karlı olacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. İşte alkışlanan budur. Yoksa artık El Clasico halini alan El Clasico galibiyetleri değil bu övgünün nedeni.

Kaynak : Ntvspor