Kıbrıs müzakerelerinde şu başlıklarda anlaşıldı

Kıbrıs müzakerelerinde yargı konusunda tam anlaşmaya varıldı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs müzakere heyetinde yer alan hukukçu Tufan Erhürman, Eylül 2008'den beri devam eden görüşmelerde yargı konusunda tam anlaşmaya varıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Talat'ın müzakerelerde gelinen aşamayla ilgili bilgi verdiği basın toplantısında, müzakere heyetinde yer alan uzmanlar da, üzerinde anlaşılan ve anlaşılamayan konulara ilişkin bilgi aktardı.

Basın toplantısında konuşan Yrd. Doç. Dr. Tufan Erhürman, yargı konusunda tam anlaşmaya varıldığını, hangi mahkeme kurulursa kurulsun, eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Rum olacağını bildirdi.

Erhürman, çapraz oyu kabul etmediklerini, egemenlik, yürütmedeki bakan sayıları ve dönüşüm süreleri, yasamadaki temsiliyet gibi konularda sundukları önerilerin kabulü halinde çapraz oyu kabul edebileceklerini söylediklerini anlattı.

Türk tarafının federal poliste eşit sayıda polis istediğini, Rum tarafının "siz bütün kurumlarda eşitlik istiyorsunuz, gelin bu temsiliyet konusunu bir paket halinde ele alalım" dediğini aktaran Erhürman, Kamu Hizmeti Komisyonunda ise anlaşıldığını söyledi.

''VATANDAŞLIKTA RAKAMSAL SINIRI ASLA KABUL ETMEYİZ''

Dış ilişkilerde Kıbrıs Türk tarafının çok net ve hukuken anlaşılır talepleri bulunduğunu, Annan Planı'nın biraz ötesinde durduklarını ifade eden Erhürman, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın 50 bin vatandaşlıktan söz ettiğini, ancak buna karşı olduklarını söyledi.

Erhürman, ''Rakamsal bir sınırı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz, nasıl ki Rum tarafının verdiği vatandaşlıklar kabul ediliyorsa, Türk tarafının da vatandaşlıkları kabul edilmelidir. Bu konuda sayısal değil, ilke üzerinde duruyoruz'' dedi.

ERÇİN: ''AB BAKANLIĞINDA ANLAŞTIK''

Müzakerelerde AB konularında uzlaşılan ve uzlaşılamayan konuları da AB Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Erhan Erçin aktardı.

AB Bakanlığı oluşturulmasında anlaşmaya vardıklarını, 2 kurucu devletin varlığı düşünülürse bunun iyi olacağını kaydeden Erçin, bir koordinasyon grubu oluşturulmasında da uzlaşıldığını söyledi.

Erçin, AB kurumlarındaki temsiliyete büyük önem verdiklerini, Avrupa Parlamentosu'nda 4 Rum, 4 Türk üye olmasında anlaşmaya varıldığını, Avrupa Komisyonu'ndaki komiserin rotasyonla değişmesinde, Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) ve Genel Mahkeme'de temsiliyette ve Sayıştay'da rotasyonda anlaşıldığını söyledi.

Erçin, bölgeler komitesinin 4 Kıbrıslı Rum ve 2 Kıbrıslı Türk, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi'nin de 4 Kıbrıslı Rum ve 2 Kıbrıslı Türk üyeden oluşacağını bildirdi.

''BİRİNCİL HUKUKTA ANLAŞMA YOK''


Erhan Erçin, varılacak anlaşmanın, AB'de birincil hukuk yapılması meselesinde uzlaşılamadığını açıkladı.

Teknik geçiş olması konusunda prensipte yakınlaşma sağlandığını kaydeden Erhan Erçin, geçiş düzenlemelerinin ve derogasyonların niteliği, süresi ve hukuki yönetimi konularında ise henüz yakınlaşma sağlanamadığını anlattı.

BESİM: ''BAĞIMSIZ MERKEZ BANKASI''


Basın toplantısında, müzakerelerdeki ekonomik konularla ilgili bilgi veren Mustafa Besim ise, ekonomiyle ilgili 6 başlıklı kağıdın özetini anlattı.

Besim, ''Merkez Bankası ve finans konuları'' başlığında bağımsız bir merkez bankası oluşturulmasında mutabakat sağlandığını bildirdi.

Avro bölgesinde istikrara katkı sağlanması ve AB Merkez Bankası'nın kararlarının uygulanmasının söz konusu olduğunu belirten Besim, resmi paranın avro olacağını ve Merkez Bankası'nın piyasaya süreceğini kaydetti. Merkez Bankası başkan ve yardımcısının farklı kurucu devletlerden 7 yıllığına atanmasında tam mutabakata ulaştıklarını bildiren Mustafa Besim, sigorta ve sermaye piyasaları düzenleme, denetim ve gözetiminin bağımsız bir kurum tarafından gerçekleştirileceğini söyledi.

TL'den avroya geçiş dönemi olacağını, kara para aklanması ve terörizmin engellenmesinde de uzlaşıldığını bildiren Besim, ekonomik yakınsama politikalarıyla iki ekonomi arasındaki sosyal ve ekonomik eşitsizliğin giderileceğini anlattı.

Besim, federal hükümetin ekonomi ve ticaret politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması, emek hakları, yaşam standartları ve ailenin korunması, federal istatistik dairesi ve kurucu devlet istatistik daireleri konularında da anlaşma bulunduğunu belirtti.

Federal hükümetin gelirlerinin bir kısmının, bazı kriterleri dikkate alan bir formülle kurucu devletlere dağıtılacağını, federal bütçede Kıbrıs Türk kurucu devletinin altyapısı için bütçe ayrılacağını, kamu borçlarından borcu alan ve kullanan tarafın sorumlu olacağını, kurucu devletlerin sosyal güvenlik standartlarında ILO ve Avrupa Konseyi standartlarına uyulacağını anlatan Besim, emeklilik hak ve faydalarının karşılıklı tanınacağı ve kurucu devletler arasında taşınır olacağında da uzlaşıldığını söyledi.

Mustafa Besim, Kıbrıs Türk ekonomisinin AB'ye uyumunun sağlanmasında görüş birliği bulunduğunu, Merkez Bankası yönetim kurulunun oluşumu, yeni kurulacak Merkez Bankasının kuruluş sermayesi, kooperatiflerin düzenleme, denetim ve gözetimi, borç yönetimi, şirket yasası gibi konularda çalışmaların ise sürdüğünü bildirdi.

YAKINLAŞMA OLMAYAN KONULAR: ''MÜLKİYET, TOPRAK, GÜVENLİK VE GARANTİLER''

Yeniden konuşan Özel Temsilcisi Özdil Nami, ''Mülkiyet'', ''Toprak'', ''Güvenlik ve Garantiler'' konularında yakınlaşma sağlanamadığını belirterek, toprak düzenlemeleri konusunda Kıbrıs Türk tarafının diğer tüm başlıklarda tatmin edici sonuca ulaşılmadan ve gidişata ilişkin net tablo oluşmadan toprak konusuna girmeyeceklerini net şekilde ifade ettiklerini söyledi.

Nami, ''Toprak'' başlığındaki ilerlemenin diğer başlıklarla paralel gitmesi gerektiğini kabul eden Rum tarafının, harita konuşulmaması taleplerine olumlu yanıt verdiğini bildirdi.

''İNSANİ BOYUTU DİKKATE ALAN TOPRAK AYARLAMASI''

Nami, muhtemel bir anlaşmada, iki kesimlilik ve kurucu devletlerin toprak bütünlüğüne halel getirilmemesi, insani boyutu dikkate alarak toprak ayarlamasında mümkün olan en az kişinin yerinden edilmesini savunduklarını belirtti.

Hayati önemdeki sektörlerin toprak düzenlemesinden zarar görmemesini istediklerini kaydeden Özdil Nami, ''Toprak'' başlığında, görüş alışverişinden öte geçemediklerini söyledi.

''Güvenlik ve Garantiler'' başlığında, 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmasının devam etmesini talep ettiklerini, iç ve dış dengeyi gözettiklerini anlatan Özdil Nami, ''Kıbrıslı Türklerin Türkiye'nin garantisinden başka bir garantiye güven duymadığını'' vurguladı.

MÜLKİYETTEKİ ANLAŞMAZLIKLAR

Hukukçu Tufan Erhürman ise ''Mülkiyet'' konusundaki uzlaşmazlıklar hakkında bilgiler verdi ve bu başlıkta yakınlaşma kağıdının olmamasının nedeninin Rumların tutumu olduğunu belirtti.

Erhürman, yeni devlette Taşınmaz Mal Komisyonu kurulacağı ve mülkiyet sorununun takas, tazminat ve iade ile anlaşılacağı konusunda ilkesel görüş olsa da bir anlaşmanın ortaya çıkamadığını, çünkü Rumların ''bütün uluslararası anlaşmalar ve insan hakları metinleri eski mal sahibine, malının iadesini isteme hakkını verdiğini'' savunduğunu anlattı.

Erhürman, Rumların eski mal sahibinin 3 yöntemden hangisini isterse talep edebileceğini, son sözü onun söyleyeceğini savunurken, Kıbrıs Türk tarafının Taşınmaz Mal Komisyonu'nun karar vermesini istediğini kaydetti.

''AİHM'NİN KARARI DÖNÜM NOKTASI''

5 Martta AİHM'nin açıkladığı kararın ''Mülkiyet'' konusunda gerçek anlamda ''bir dönüm noktası'' olduğunu belirten Tufan Erhürman, 1995'ten 2010'a kadar AİHM'nin içtihadını aynı şekilde sürdürdüğünü söyledi. Karardan alıntılar okuyan Erhürman, takas, iade ve tazminatın adil olduğunun AİHM'nce de kabul edildiğini söyledi.

''AİHM'nin bu kararı Türk tarafının masadaki pozisyonunun teyididir'' diyen Erhürman, mülkiyet konusunun masada çözümlenmesi gerektiğini, çerçevenin de AİHM kararında çizildiğini, bunlar izlenirse mülkiyette nasıl bir formülle çözüme ulaşılacağının ortaya çıktığını ifade etti.

Basın toplantısında daha sonra sorulara geçildi.