Hanefi Bostan: 'Eğitimcilerin Sorunlarını Çözmek İçin 13 Mart'ta Ankara'dayız'

Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, toplu sözleşme ve grev hakkının, eğitim ve kamu çalışanlarının uluslararası sözleşmelerden doğan anayasal hakkı olduğunu savunarak, 'Eğitimcilerin Sorunlarını Çözmek İçin 13 Mart'ta Ankara'dayız' dedi.

Hanefi Bostan: 'Eğitimcilerin Sorunlarını Çözmek İçin 13 Mart'ta Ankara'dayız'
Yazılı açıklama yapan Bostan, Türk milli eğitiminin çözüm bekleyen sorunlarla baş başa olduğunu söyledi. Hanefi Bostan, Milli Eğitim Bakanlığı'nı eleştirerek, "Milli Eğitim Bakanı ise eğitimin, eğitim çalışanlarının sorunlarına hakim değildir, eğitimi otomatik pilottan çıkaramamıştır, Usulsüz, torpilli atama furyasını sürdürmektedir. Milli Eğitim Bakanı, verdiği sözleri yerine getirmeyen, güvenilmez bir bakan haline gelmiştir" diye konuştu.

Sorunun yalnızca ekonomik olmadığını ifade eden Bostan, şunları söyledi:
"Ekonomik krizle ilgili olarak alınan tedbirler, sözde istihdam paketi adı altında küresel sermayeye ve onun işbirlikçilerine ulufe olarak dağıtılırken 54,3 milyar TL'yi bir çırpıda gözden çıkaranlar; başta memurlarımız olmak üzere, işsiz, işçi, esnaf, emekli, dul ve yetimlerin tamamı için 4,3 milyar TL kaynak ayırmayı lütfetmişlerdir. Bütçe, milletin ortak kaynağıdır. 72 milyonun ortak kaynağından; milletin yüzde 99'u için 4,3 milyar TL, yüzde 1'i için 54,3 milyar TL ayrılması hiçbir adalet anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Bizim anlayışımızda ahlaki değerler, her şeyden önce gelmektedir. Bize göre bir Başbakan, milletin gözünün içine baka baka bir konuda söz veriyorsa; artık verdiği sözü yerine getirmek o başbakanın boynunun borcu olmuştur. Sayın Başbakan'ın 2004 yılında kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev haklarını içeren sendikalar kanunu sözünün üzerinden 5 yıl geçmiş ama bu yönde hiçbir adım atılmamıştır. Bu durum Başbakanın sorumluluğundadır. Ancak tüm hatırlatmalarımıza rağmen, Başbakan'ın konuyu sahiplenmeyişi, kabul edilemez bir tutumdur."

Hanefi Bostan, toplu sözleşme ve grev hakkının, eğitim ve kamu çalışanlarının uluslararası sözleşmelerden doğan anayasal hakkı olduğunu savunarak, "Torpilli, usulsüz atamaları belgeleriyle kamuoyuyla paylaşan, bunlar hakkında iptal davaları açan, suç duyurularında bulunan Türk Eğitim-Sen, konunun üzerine her fırsatta gidecektir. Bizler bugüne kadar diyaloğun her yolunu denedik, hoş görünün her türlüsünü gösterdik, sabrımızı sonuna kadar zorladık. Ama yaptığımız her iyi niyetli girişimde, adres olarak sokaklar gösterildi. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Söz bitmiş, hoş görümüz karşılıksız kalmış, diyalog mekanizması tahrip edilmiştir. Son çare eylemdir. Hakkımızı almak, iktidarı uyarmak, Türkiye'nin demokrasi ile yönetildiğini; demokrasinin temelinde tüm kesimlerin haklarının korunması geldiğini hatırlatmak için; Türk Eğitim Sen olarak, 13 Mart 2010 Cumartesi günü Türkiye'nin her bir tarafından Ankara'ya gelecek olan eğitim çalışanlarıyla Sıhhiye Abdi İpekçi Park'ında büyük bir miting
gerçekleştirilecektir. Saat 10.00'da Hipodrom'dan büyük bir yürüyüşle başlayacak eylem, Abdi İpekçi Park'ında yapılacak mitingle sona erecektir" açıklamasında bulundu.