Güler Sabancı: Keşke kadınlar için yürüyüş yapsak

İşte Funda Özkan'ın köşe yazısı;

22 Mart’ta Radikal’de de haber oldu: Yemen’de hükümet 17 yaş altındaki kızların evlendirilmesini yasaklamaya kalkışınca aşırı İslamcı kadınlar ayaklandı. Binlerce çarşaflı kadın ‘Allah’ın izin verdiğini yasaklamayın, haklar ve özgürlükler kisvesiyle şeriatı çiğnemeyin’ pankartlar açtı.
Sabancı Vakfı’nın bu yıl, ‘Toplumsal Gelişme Hibe Programı’ çerçevesinde vereceği hibeyi hak eden sivil toplum örgütlerinden Uçan Süpürge’nin projesi konuşulurken, Yemen çelişkisi gündeme geldi.
Türkiye’de maalesef ki 18 yaş altı erken evlilik oranı yüzde 37. Güneydoğu’da ise bu oran yüzde 68 düzeyinde.
(Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü’nün resmi rakamı.) Türkiye’de 18 yaş altındaki ‘çocuklar’ baba rızasıyla ya da yaşları büyütülerek evlendiriliyor.
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı “Keşke kadınlar için yürüyüş yapsak” diyor.
Şunu vurguluyor: “Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da kız çocuklarının evlendirilmesinin ekonomik boyutu var.
Bunu çözmeden sorunu gerçek anlamda çözmek mümkün olamayacak.”
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, ‘Çocuk Gelinler: Yıkıcı Gelenekler ve Ataerkil Sosyal Mirasın Mağdurları’ adlı projesiyle Sabancı Vakfı’ndan 268 bin TL hibe almaya hak kazandı.
Proje 54 ilde uygulanacak.
Farkındalık yaratmak için 20 bin kadına çocuk gelinler hakkında kısa film gösterilecek. Yasal evlenme yaşının 18 olması için 54 bin kişiden imza toplanarak, konu TBMM gündemine getirilecek.
Türkiye’de erken evlilik haritası çıkarılarak, ilgili kurumlara ve bakanlıklara rapor gönderilecek.
Belki de en önemlisi Diyanet İşleri’nin desteğiyle cuma hutbelerinde çocuk gelinler konusu camilerde işlenilecek. Türkiye’de ‘cumaya giden’ erkeklerin sayısının 23 milyon olduğu hesap ediliyor. En önemli bilinçlendirme kampanyası eminim camii sayesinde olacaktır.

Üç yılda 5.7 milyon TL’lik sosyal yatırım
Sabancı Vakfı ‘kadın, genç ve engellileri’ merkezine alarak çok farklı sosyal sorumluluk projelerine destek oluyor. Birleşmiş Milletler, İçişleri Bakanlığı ile ortak yürütülen ‘Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Programı’ İzmir, Kars, Nevşehir, Şanlıurfa, Trabzon ve Van illerinde yürütülüyor. Sabancı Vakfı, Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) ile ‘Kentsel Alanda Kadınların Çok Yönlü Güçlendirilmesi’
projesini destekliyor.
Bu yıl ikinci kez uyguladığı ‘Toplumsal Gelişme Hibe Programı’ çerçevesinde de seçilen projelere hibe veriliyor. Geçen yıl beş projeye 1 milyon TL hibe verilmişti. Bu yıl yine beş ayrı projeye toplam 1.2 milyon TL hibe dağıtılacak.
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Hüsnü Paçacıoğlu, ‘2007’den bu yana hibe programları kapsamında 69 ilde, 45 projeye, toplam 5.7 milyon TL’lik hibe verdiklerini söylüyor.
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da, “5.7 milyon TL belki büyük bir para değil ama etkisi çok büyük” vurgusunu yapıyor ve şunu da söylüyor:
“Biz sosyal yatırım yapıyoruz. Bu yıl sadece Toplumsal Gelişme Hibe Programı ile 1.2 milyon TL’lik sosyal yatırıma imza atacağız.”

Beş proje nasıl seçildi?Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın duyurusunu yaptığı bu yıl 1.2 milyon TL hibe alacak beş projenin seçim sürecini jüri üyesi (değerlendirme kurulu üyesi) olarak anlatmak istiyorum.
Ayşe Öncü, Korel Göymen, Osman Kavala, Temel Aksoy ile bendeniz yoğun bir mesai ile beş projeyi seçebildik. Sabancı Vakfı’nın ilk yıl verdiği hibe programında da aynı jüri üyeleri görevdeydi, bu yıl tecrübeyle işimiz biraz daha kolay oldu.
‘Kadın, genç ve engelli’ başlıklarında 48 ilden 168 proje başvurusu geldi.
Ön değerlendirmeyi 122 proje geçti. Biz jürinin masasına da 15 proje konuldu. Projeyi üreten kurumların projeyi hayata geçirebilme kapasitesi, projenin kalitesi, sürdürülebilir olması, model olma potansiyeli, çarpan etki yaratması, aygınlaştırılabilir olması temel kıstasımızdı.Beş proje toplam 1 milyon 200 TL’lik hibe almaya hak kazandı ama Sabancı Vakfı’nın işi bitmiyor. Hibeyi verdikten sonra da proje takibi yapılacak, ara raporlar istenilecek, alan ziyaretleri, deneyim paylaşım toplantıları ve sonuç değerlendirme raporları hazırlanılacak. Uçan Süpürge’nin projesi dışında hibe alan diğer dört proje de şunlar: Habitat İçin Gençlik Derneği: Türkiye’deki mevcut 200 kent konseyi ve altlarında çalışan kadın, genç, engelli meclisleri bulunmakla birlikte, bu meclisler etkin çalışamıyor. Meclislerin aktif katılımı için Habitat, sekiz ilde eğitimler düzenleyecek.
Güneydoğu Özel Eğitim Kurumları Derneği. Erken çocuk özel eğitim alanında ara elemanların kalitesi düşük ve en az 5 bin kadro açığı var. Dernek, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep’te ‘Küçük Adımlar Erken Eğitim’ programı düzenleyecek, eğitime 180 kız meslek lisesi mezunu katılacak.
Türkiye Gençlik Federasyonu: İşitme egeli gençlerin, toplumsal hayata katılabilmesi için 40 uzmana ‘engellilerle çalışma’ ve ‘işaret dili’ eğitimi verilecek. 240 işitme engelli genç de proje geliştirme eğitimi alacak.
Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı: Kaynaştırma eğitimi alması gereken çocuk sayısı 350 bin iken, sadece 70 bini faydalanabiliyor. Vakıf, 150 ilkokul öğretmenini sınıf içi kaynaştırma konusunda eğitecek. 3 bin öğrenciye aileleri ile birlikte kaynaştırmalı eğitim konusunda farkındalık çalışması yapılacak.

Toplum yeni anayasa istiyor
Gündemdeki yeni ‘Anayasa’ tartışmaları konusunda da Güler Sabancı şunu söyledi: “Anayasa değişikliği ihtiyacı toplumda var. Toplum yeni Anayasa istiyor. Siyaset, toplumun ihtiyaçlarına birlikte çözüm bulma yeridir. Siyasetçinin görevi de, toplumun ihtiyacına cevap verecek çözüm üretmektir.” Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Grubu Başkanı Güler Sabancı, Anayasa değişikliğinin mutlaka ve mutlaka ‘konsensüs’ içinde, her kesimin sürece dahil olduğu, hep birlikte yapılması gerektiğini vurguluyor. Değişiklik paketindeki maddelerle ilgili bir soru üzerine de Güler Sabancı henüz maddeleri okumadığını söyledi. Daha sonra da şu espriyi yaptı: “Bu aralar lale zamanı geldi.”
Şunları da söyledi:
“Kabul edin ki Türkiye heyecanlı bir ülke. Siz gazeteciler de heyecanlı bir iş yapıyorsunuz. Ülkemizde heyecan hiç eksik olmuyor.”