Ahde vefalıyız ama...

Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Türkiye ile müzakereler devam edecek, ama sonu açık olacak" diye konuştu Merkel, "Türkiye imtiyazlı ortaklığı kabul ederse kurumsal iç içe geçiş dışında her alanda ortaklığımız olacak" dedi

Ahde vefalıyız ama...
Avrupa'nın ve Almanya'nın Demir Leydisi Angela Merkel 29 Mart'ta Ankara'ya gelişi öncesinde tarihi açıklamalar yaptı. Merkel, Türkiye'yle AB arasında imtiyazlı ortaklık kurulması fikrini savunmaya devam ettiğini gizlemese de tam üyelik müzakerelerini tıkamayacağını açıkladı. Almanya Şansölyesi, ziyareti öncesinde ilk kez küçük bir grup gazeteciyi Berlin'e davet etti. Başbakanlıktaki ofisinde bir saate yakın görüştük. Merkel, kısa bir açıklamanın ardından sorularımıza çok açık ve net yanıtlar verdi. Daha sonra teypleri kapattık ve bir süre de sohbet ettik.. Merkel'in Türkiye'deki tüm gelişmeleri çok dikkatli izlediği belliydi. Türk halkının duygularını, beklentilerini ve hayalkırıklıklarını da yakından izlediğini gördüm. Merkel'in mesajları ve sıcak yaklaşımı, Türkiye'yi kaybetmek istemediğini açıkça gösterdi. Gerçi Merkel, Başbakanlık koltuğuna oturduğu günden beri CDU'nun da çizgisi doğrultusunda Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği yerine imtiyazlı ortaklıktan yana olduğunu söylemeye devam ediyor ama müzakereleri durdurmayacağını açıklaması önem taşıyor.

"GELECEĞİM İÇİN SEVİNİYORUM"
Komunist Almanya'da büyüyen ilk Alman Şansölyesi olan Merkel, iki ülke ilişkilerini "özel" diye tanımladı ve "Türkiye'ye geleceğim için büyük mutluluk duyuyorum" diye söze girdi. Merkel'in konuşmasının başında "Ankara'da her zaman görüş birliği içinde olmadığımız AB'ye tam üyelik müzakerelerini de görüşeceğiz" diyerek "Müzakereler sürecek ama sonu açık şekilde sürdürülüyor" demesi dikkat çekiciydi. Merkel böylece, müzakereleri durdurmayacağı mesajını başlangıçta vermiş oldu ancak daha sonra Başbakan Erdoğan'la Kıbrıs'ı ve Ankara protokolünün onaylanmasını görüşeceğini söylemesi, Kıbrıs'ın da masada olacağını ortaya koydu. "Neden Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkıyorsunuz? İmtiyazlı ortaklıktan ne anlıyorsunuz?" diye sordum. Merkel şöyle konuştu: "Hükümete geldiğimiz zaman 2005'te olduğu gibi ahde vefadan bahsettik. Yani müzakerelerin sürmesi gerekmektedir. Çünkü başlamış durumdadır. İmtiyazlı ortalık dediğim zaman şu anlama geliyor: Türkiye ile AB arasında sadece ortak noktalarımız değil gerçekten iç içe geçmiş ilişkilerimiz var. 35 fasıl var. 27-28'i ele alınabilir ve onaylanabilir. Bu imtiyazlı bir ortaklık anlamına gelir. Bazı noktalar kapsam dışında kalır. Örneğin kurumsal iç içe geçiş. Ama ekonomik açıdan son derece yakın bir ilişki söz konusu olur. Araştırma, eğitim... zaten NATO üzerinden savunma konusunda Avrupa savunma ve güvenlik politikasında birlikte çalışıyoruz. Tüm bunlar tam üye olmadan, imtiyazlı ortaklık kapsamına giren ilişkilerdir. Böylece bugünden daha sıkı bir ilişki olur."

EKSEN DEĞİŞİKLİĞİ İHTİMALİ
Merkel, Türkiye'nin Avrupa'ya yabancılaşıp eksen değiştirmesi ihtimaline nasıl baktığını sorunca ise şöyle dedi: "Hayır, Türkiye'nin eksen değiştirmeyeceğini umuyorum. Çünkü Türkiye'nin Avrupa'yla işbirliğinin sürmesini istiyoruz. Ortadoğu barış sürecinde Türkiye çok önemli girişimlerde bulundu. Eksenlerimizin koşut olmasına çok önem veriyoruz. Her zaman son sorunun sorulması gerekmiyor. Önümüzde hangi ödevlerimiz var? Kıbrıs, Ankara protokolünü sormak daha önemli olabilir. Sayın Gül ve Sayın Erdoğan'la bu noktaları ele alacağız "

"ASİMİLASYON İSTEMİYORUZ"
Angela Merkel, Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere asimile olmamalarıı çağrısı hatırlatılınca "Bunu kimse istemiyor. Ben kesinlikle istemiyorum, Almanlar da beklemiyor.Türk kökenli insanlar da istemiyor" dedi. Almanya Başbakanı, vizelerin kaldırılmasına ilişkin soruyu yanıtlarkense hiçbir umut vermemeye özen gösterdi. Schengen bölgesinde Türkiye vatandaşlarına vizenin kaldırılmasına ilişkin henüz mutabakat olmadığını, AB'ye yasa dışı girişlerin de sürdüğünü ifade etti.