Erdoğan: 'Eğer Bu Ülkenin Otoriteleri Yılmaz Güney'in Filmlerine Kulak Vermiş Olsalardı, Türkiye Bugün Çok Farklı Bir Yerde Olabilirdi'

İstanbul'da sanatçılarla bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Eğer bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güney'in filmlerine kulak vermiş olsalardı, Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi' dedi

İstanbul'da sanatçılarla bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güney'in filmlerine kulak vermiş olsalardı, Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi" dedi. Geçtiğimiz hafta Ermenilere ilişkin yaptığı açıklamanın yanlış değerlendirildiğini belirten Erdoğan, "Bizim bu insanlara yönelik insani yaklaşımımıza, hoşgörülü yaklaşımımıza, bütün dünyanın dikkatini çekmeye yönelik bir açıklamadır. Açıklamalarımın asla kabul etmeyeceğimiz anlamlarla
yan yana kullanılmasını talihsizlik olarak görüyorum" diye konuştu.
Erdoğan, sinema, dizi oyuncuları ve yönetmenlerle İstanbul'da bir araya geldi. Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen görüşme öncesi Erdoğan, tüm sanatçılarla tek tek tokalaştı. Buluşmada Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile birlikte sanatçılar Şener Şen, Bulut Aras, Ediz Hun, Metin Akpınar, Mehmet Ali Erbil, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Oktay Kaynarca, Şafak Sezer, Kenan Işık, Kenan İmirzalıoğlu, Hülya Avşar, İclal Aydın,
Şahan Gökbakar, Necati Şaşmaz, Günse Birsel, Ata Demirer, Özcan Deniz, Bülent İnal'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı hazır bulundu.
Daha sonra konuşan Erdoğan, "Bazen tek bir kare, tek bir sahne, bir replik, yüzlerce hatta binlerce sayfada anlatılabilecek konuyu etraflıca izah edilebiliyor. Kurtlarla Dans filmi tek başına bütün Amerika'nın, hatta tüm dünyanın Kızılderililere bakışını ciddi şekilde değiştirmeyi başardı. Çağrı filmi, tüm dünyanın İslam dünyasına bakışını büyük ölçüde değiştirmeye yetmiştir" dedi.
Başbakan Erdoğan, gösteri sanatlarının bir çok politik konuda öncü rol oynadığını söyledi. Türkiye'de sinema ve tiyatronun her zaman politikanın ve politik dilin kat kat üzerinde bir cesaret yüklendiğini belirten Erdoğan, "Eğer bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güney'in filmlerine kulak vermiş olsalardı, Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Sizlerin ortaya koyduğunuz dramlar, trajediler, sorunlar sağır duvarları aşıp gerçek adreslerine ne yazık ki ulaşamadı. Bizim hükümet olarak yapmaya
çalıştığımız, aktardığınız tüm meseleleri art niyetsiz şekilde gündeme taşımaktır. Bizim bir gönül yaramız var. Biz, o gönül yarasını tamir etmek için yola çıktık. Dışlanmışlığı en aza indirebilmek için biz bu yola koyulalım, el ele verelim ve bu işi başaralım" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Cem Yılmaz'ın Vizontele'de 'Zeki Müren de bizi görecek mi?' sözünü hatırlatarak, "Zeki Müren'i bilmem ama biz hükümet olarak olup biteni görüyoruz. Çözmek için de samimi bir gayretin içindeyiz" ifadelerini kullandı.
Azınlıkların yaşadığı Türkiye'de, şüphesiz ki yaşanan sorunlar ve sıkıntılar olduğunun altını çizen Erdoğan, sıkıntıların hiçbir zaman ciddiyetle ele alınmadığını söyledi. Erdoğan, "Bu sorunlar her gündeme geldiğinde hasır altı edildi. Biz, azınlıklara yönelik ayrımcılığı asla kabul edemeyiz. Bizim amacımız bu birlik ve beraberlik ruhunu geliştirmek, bozulan ilişkileri onararak sosyal restorasyonu gerçekleştirmek. Küresel ölçekte barışı, adaleti, istikrar ve refahı savunan Türkiye, kendi vatandaşlarına
da eşit muamele yapmak noktasında azami bir hassasiyet içerisinde" açıklamasında bulundu.
Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz hafta Ermenilere ilişkin yaptığı açıklamaların yanlış değerlendirildiğini savundu. Açıklamanın, vatandaş olan Ermeniler ve Türkiye'de kaçak olarak çalışan Ermenistan vatandaşlarının durumuyla farklı bir değerlendirme olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Vatandaşım olan Ermenilere karşı olumsuz bir yaklaşım içinde bulunmam mümkün değil. Bugün Amerika'dan tutun, batı ülkelerine varıncaya kadar kaçak olarak yaşayanlara karşı o ülkenin bakışı her yerde farklıdır. Bizim bu insanlara yönelik insani yaklaşımımıza, hoşgörülü yaklaşımımıza, bütün dünyanın dikkatini çekmeye yönelik bir açıklamadır. Bütün dünyada hiç ilgisi olan veya olmayan ülkelerin kalkıp Türkiye aleyhinde bu tür bir kampanyayı sürdürmeleri karşısında siyasi otorite olarak takınmamız gereken
bir tavır vardır. Parlamentolarında bu mesnetsiz kararı alanlar bizim olaya nasıl insani açıdan baktığımızı görsünler. Bilmedikleri konularda ulu orta karar almasınlar. Komşularımızla aramıza girmesinler."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin meseleyi bugüne kadar hep iyi niyetle aldığını söyledi. Yakışanın yapıldığını belirten Erdoğan, "Biz her türlü iyi niyeti ve hoşgörüyü gösterirken, birilerinin Türkiye'nin, Türk insanının onurunu zedeleyecek yaklaşımlar içine girmesine sessiz kalamayız. Ermenistan başta olmak üzere ülkemizdeki bazı köşe yazarları, diasporaya karşı bu mücadeleyi vermezken, bize karşı böyle bir tavrın içine girmelerini anlamak mümkün değil. Ermeni diasporası Ermenistan'a karşı
hiçbir zaman olumlu bir tavrın içinde olmamıştır. Ermenistan sefalet içinde. Ermenistan halkı Rusya'ya, bize, çevre ülkelere kaçmaktadır. Ermenistan'da yaşam koşulları adeta bitmişti. Açıklamalarımın asla kabul etmeyeceğimiz anlamlarla yan yana kullanılmasını talihsizlik olarak görüyorum. Her türlü riski göze alarak biz milli birlik ve kardeşlik sürecini başlatmış hükümetin kendi vatandaşlarından bir kısmına farklı yaklaşması düşünülemez. Böyle bir adımı atacağız şeklinde bir şey söylemişim gibi gösterildi.
Azınlıklara yönelik hiçbir dönemde görülmeyen ilgi ve alakayı gösterdiğimizi iddialı şekilde söylüyorum" dedi.
Ba ktık. Dışlanmışlığı en aza indirebilmek işbakan Erdo a indirebilmek için biz bu yola kğan, sinemanın sorunlarını çözmek için yasal düzenlemeler yapıldığını belirterek, Türkiye'nin dizi sektöründe de en parlak dönemini yaşadığını söyledi.