Sezer'den Gündem Değerlendirmesi

DSP eski Genel Başkanı Zeki Sezer, Türkiye'nin yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, bugünkü iktidarın alternatifininse CHP olmadığını iddia etti

DSP eski Genel Başkanı Zeki Sezer, Türkiye'nin yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, bugünkü iktidarın alternatifininse CHP olmadığını iddia etti. Sezer, ülkenin yararını düşünen, toplumun çıkarlarını ön planda tutan, dünyayı algılayan ve ayağı yere basan bir yapının oluşturulmasının bir zorunluluk olduğunu belirterek, hiç kimsenin yeni bir yapımının çıkmasına engel olmaya da hakkının olmadığını, bu yapınınsa soldan çıkacağını söyledi.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) tarafından bu yıl ilk defa organize edilen 'Aydınlar Konuşuyor' adlı söyleşiler dizisine Siyasetçi-Yazar Altan Öymen ile DSP eski Lideri Zeki Sezer konuşmacı olarak katıldı. MGC Basın Merkezi'nde düzenlenen ve Oturum Başkanlığı'nı Selahiddin Akkuş'un üstlenmiş olduğu etkinliğe yoğun ilgi gösterildi. Bugün dünyanın bir değişim ve dönüşüm sürecini yaşadığına dikkat çeken Sezer, söz konusu değişim kendisini siyasal, sosyal ve ekonomik hayatta da kendisini gösterdiğini,
bunun yanında dünyanın geleceğini şekillendireceği belirtilen enerji kaynaklarının paylaşımı adına yaşanan kavgalarınsa had safhaya ulaştığını dile getirdi. Bu süreçte dünyanın küresel bir krizle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Sezer, Amerika'da başlayan ve dalga dalga yayılan krizin bir bakıma vahşi kapitalizmin duvara tosladığının da bir göstergesi olduğunu savundu. Sezer, "Kağıt üzerindeki oluşturulan, üretime dayanmayan, adaletli ve sosyal bir sisteme dayanmayan bu finansal yapı sonunda çatırdadı. Bu
noktada dünya değişmek zorundaydı ve değişiyor da. Vahşi kapitalizmin temsilcisi olan Amerika'da Barack Obama'nın başkanlığa getirilmesiyle birlikte bu değişimin sinyalleri de verilmiş oldu" dedi. Türkiye'nin ise yaşanan bu değişimden habersiz olduğunu öne süren Sezer, ülkede 20 yıl öncesinin dayatmacı ekonomi sisteminin sürdürülmeye çalışıldığını, emeğe ve üretime dayalı ekonomik modelin hayata geçirilmesi anlamındaki değişiminse hala farkına varılamadığını dile getirdi.

"DÜNYA BİR DEĞİŞİM AŞAMASINDA VE TÜRKİYE DE BUNU KAÇIRMAMALI"
Ekonomide piyasaların önemli bir unsur olduğunu ancak bunun ana unsur olmaması gerektiği vurgulayan Zeki Sezer, ekonominin ana konusunun ise insan olduğunu ve tam da bu noktada dünyanın bir değişim aşamasında olduğunu ve Türkiye'nin de bunu kaçırmaması gerektiği uyarısında bulundu. Sezer, "İnsanın kendisini geliştirerek çalışması, refah ve mutluluğunu oluşturmasıdır doğru olan. Ulusal ya da küresel boyutta geniş kesimlerin refah ve mutluluğunu ana hedef haline getirmeyen ekonomik sistemler, eninde
sonunda krize girer ve çöker. Tıpkı şimdi olduğu gibi. İşte böylesi bir dönemden geçiyoruz. Bu süreci ve dengelerin kurulmasını sağlıklı bir şekilde gerçekleştirecek bir yapıya ülke olarak mutlaka kavuşmak zorundayız" diye konuştu.
Amerika ve Batı odaklı bir dünyadan, çok odaklı bir dünyaya geçiş aşamasında olunduğunun ne yazık ki Türkiye'de farkına varılamadığını, bunun da çok ciddi bir eksiklik olduğunun altını çizen Sezer, bu kapsamda da Türkiye'nin felsefesiyle, ideolojik yapı ve yetişme tarzıyla birlikte yeni bir siyaset ve yepyeni bir siyasetçi anlayışına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu yeniden yapılanma aşamasında da siyasetçilere önemli görev ve sorumluluklar düştüğüne işaret eden Sezer, bugünkü siyasi tablonun hiçte iç
açıcı olmadığını, kutuplaşma ve gerginliğin siyasete hakim olduğunu, bunun yanında siyasetle toplum kesimleri arasında çok derin bir yarılma olduğunu anlatarak, dünyanın değiştiği bir dönemde siyasetten bekleneninse bu olmadığını kaydetti.

"SİYASETTEKİ ÜSLUP KUTUPLAŞMA VE KAVGA ORTAMINI DOĞURUYOR"
Türkiye'nin geçmişte çok şeyi ıskaladığını savunan Zeki Sezer, konuşmasını da şöyle sürdürdü; "Dünya tarım devrimini yaptı biz bunu ıskaladık. Dünya sanayi devrimini yaptı biz bunu yine ıskaladık. Sosyalleşme ve demokrasi alanında yaşanan gelişmeleri de ıskaladık. Türkiye, tüm bu ıskaladıklarını eğer ıskalamamış olsaydı 21. yüzyılın başındaki; 'gelişmekte olan ülke' tanıtımından bugün çıkmış olurdu. Eğitim konusunda çok şey ıskaladık. Dünyanın en genç nüfusuna sahibiz ama aynı zamanda da en mesleksiz
nüfus da bizde. Siyasette bir takım şeyleri değiştirip, dünyada yaşanan değişime ayak uyduralım ki yeniden bazı şeyleri ıskalamayalım. Eğer siyaset yapısı böyle devam edecek olursa biz de ıskalamaya devam edeceğiz."
Bugün Türk siyasetinde bir üslup sıkıntısı olduğunu, bu üslubun da getirmiş olduğu bir kutuplaşma ve kavga ortamı olduğunu anlatan Sezer, siyasette kavga ve tartışmaların olabileceğini ancak bunun bir iktidar kavgasına dönüşmesinin de doğru olmadığını dile getirdi. Siyasetteki yozlaşma ve kirlenmenin doğal bir sonucu olarak toplumda çok ciddi bir kutuplaşma yaşandığını ileri süren Sezer, siyasetin bir meslek olmaması aksine bir görev alanı olması gerektiğini ancak siyasetin bir meslek olarak görülmesi
halinde yozlaşmanın da kendiliğinden geleceğinin altını çizdi. Sezer, büyük bir kalkcyatmacı ekonomi sisteminin sürdınma ve gelişme hamlesinin yanında tam demokrasi için yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, bugün siyaset arenasında yapılan anlamsız tartışmalarınsa ülkeyi hiçbir yere götürmediği gibi Türkiye'yi bir belirsizliğe doğru sürüklediğini iddia etti.

"İKTİDARIN ALTERNATİFİ CHP DEĞİL. YENİ BİR YAPIYSA SOLDAN ÇIKACAK"
Zeki Sezer, "Sorunlarımız elbette var. Ancak bugün Türkiye'yi; Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye birbirine ayırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Bu Türkiye'yi iyi bir yere de götürmez. Rahmetli Bülent Ecevit'in hep; 'Bu toplumu; Türk-Kürt diye ikiye bölmek, benim yüreğimi ikiye bölmek demektir. Bölünemeyiz' derdi. İnsan hakları temelinde her bir vatandaşımızın sözde değil gerçekten birinci sınıf olduğunu hissettirdiğimiz bir yapıyla biz bu sorunlarımızı aşarız. Yüzlerce yıldır bu topraklarda huzur içinde kardeşçe
yaşamadık mı? Şimdi ne oldu da bizi birileri başka kutuplara itmeye çalışıyor? Bunu içimize sindirmemiz kolay değil. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki; Türkler-Kürtler, Aleviler-Sünniler, bizden olanlar-olmayanlar gibi tartışmaların Türkiye'yi doğru bir yere götürmediğine içtenlikle inanıyorum" dedi.
AK Parti Hükümeti'ne de yüklenen Sezer, konuşmasını da şöyle sürdürdü: "Bu millet, sizi iktidara getirdiği gibi iktidardan indirmesini de bilir. Bana göre bugün Türkiye'de iyi gitmeyen bir yapı var. 'Neden bu iktidarı başa getirdiniz' diye vatandaşı suçlayacak da değiliz. Kimileri bunu yapıyor olabilir ama bunu aklımızdan bile geçirmememiz gerekiyor. Vatandaş; 'Peki tamam bundan kurtulalım da kimi getirelim?' diye de soruyor. Ülkenin yararını düşünen, toplumun çıkarlarını düşünen, dünyayı algılayan, ayağı
yere basan, toplumun tümünü hakça kucaklayacak yeni bir yapıyı oluşturmak zorundayız. Bugün bunları söylerken, iktidarın karşısında herhangi bir alternatifin görünmüyor olmasından da büyük bir üzüntü duyuyorum. Benim CHP ile hiçbir sorunum yok. CHP, Cumhuriyeti kurmuş bir parti ancak alternatif olarak gözükmüyor. Öyleyse başka bir yapının çıkmasını da hiç kimsenin engellemeye hakkı yok. Ben isterim ki, Ecevet'in kurmuş olduğu DSP bunu yapabilsin ama itiraf etmeliyiz ki biz de bunu zora sokmuş durumdayız.
DSP de bu iktidarın alternatifi değil. Bu alternatif soldan çıkacaktır."
(SNK-EA-Y)