Türk Sağlık-sen Genel Başkanı Bitlis'te

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, hastane çalışanlarına karşı uygulanan şiddetin önüne geçilmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirterek, "Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), televizyon kanalı kapatma cezası yerine, o cezayı sağlıkla ilgili eğitim olarak versin" dedi.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Bitlis bölgesinde katıldığı sendikal çalışmaların yansıra sağlık çalışanları ile de bir araya geldi. Ahlat'ta basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Genel Başkan Önder Kahveci, sağlık çalışanlarının huzurlu bir ortamda çalışmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi. Hastanelerde çalışanlara karşı uygulanan fiziki şiddete de dikkat çeken Kahveci, "Gün geçmiyor ki ülkemizde sağlık çalışanlarına yapılan şiddet ve taciz gibi görüntüler olmasın. Yani aciller basılıyor,
hekimler darp ediliyor, hemşire arkadaşlarımıza birtakım şeyler yapılıyor. Özellikle burada vatandaşlarımıza düşen görevler var, yani buradaki sağlık çalışanlarını darp ederek, şiddet uygulayarak hiçbir yere varılmaz. Vatandaşımızın bilinçli olması lazım. Hastanelerimizde, sağlık kurul ve kuruluşlarında güvenlik görevlilerimiz var. Ancak bu görevliler bunu engellemede yeterli olmuyor. Biz Sağlık Bakanlığı'yla yapmış olduğumuz idari kurum toplantılarında da ifade etmiştik. Halkı bilgilendirmemiz lazım,
bununla ilgili eğitici çalışmalar yapmamız lazım. Bugün RTÜK TV'leri kapatma cezası veriyor. O cezayı sağlıkla ilgili eğitim olarak versin. Vatandaş bilgilendirilsin, bilinçlendirilsin, bir taraftan da buralara yönelik polisiye tedbir alınması lazım. Yani orada darp ettiğiniz doktorun tekrar size sağlık hizmeti vereceğini hiçbir zaman için unutmamak gerekir. Bu çerçevede bizde sivil toplum örgütü olarak, sendika olarak elimizden ne geliyorsa onu yapmaya gayret göstericeğiz" dedi.
Önder Kahveci, sağlık çalışanlarının Kamu Hastane Birlikleri Yasası'na karşı olduklarını, yasanın çıkması halinde ise Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi için çaba sarf edeceklerini vurguladı. Kahveci, "Kamu Hastane Birlikleri diye bizim bir yasamız var. Şu andan itibaren Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülüyor. Sağlık çalışanlarının haklarının geriye gideceği bu kanunun TBMM'den çıkmaması adına Türk Sağlık-Sen olarak çaba sarf ediyoruz. Tabii çıkarsa da Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi için çaba sarf
edeceğiz. Tabii bunun detayına girmiyorum çünkü çok uzun. Ama hastaneler yerinden mahallinden yönetilmesi adına maalesef bir şirketleşme. İlerleyen süreçte de idari, mali açıdan özerklik kazandırılıp daha sonra da özelleştirme sürecine gireceği endişesini taşımaktayız. Bu çerçevede bu kanuna tamamıyla karşı çıkıyoruz. Sağlık çalışanları da bu konuda endişeli ama biz takibini yapıyoruz. İnşallah olumlu netice alırız diye düşünüyorum. Sayın Bakan'la da görüştük. Sayın Bakan'a raporlarımızı da sunduk. En
son Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kanunun görüşülmesine ben de katıldım. Maalesef orada diğer sendikalar ve meslek odaları ile sivil toplum örgütleri yoktu. Biz hem muhalefete hem de iktidar partisi üyelerine raporumuzu sunduk. Bu kanunun geriye çekilmesini talep ettik çünkü muhalefet de bu noktada bizimle aynı görüşte. Sayın Bakan, 'Biz hastaneleri özelleştirmeyeceğiz, böyle bir niyetimiz yoktu' diyor ama biz aynı endişeyi taşıyoruz" diye konuştu.