Bakan Dinçer: 'Tekelin Özelleştirilmesi Kararının Altında Mhp'nin İmzası Var'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Tekel'in özelleştirilmesi kararının AK Parti iktidarı öncesinde alındığını ve kararın altında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de imzasının bulunduğunu söyledi

Bakan Dinçer: 'Tekelin Özelleştirilmesi Kararının Altında Mhp'nin İmzası Var'
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Tekel'in özelleştirilmesi kararının AK Parti iktidarı öncesinde alındığını ve kararın altında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de imzasının bulunduğunu söyledi.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde incelemelerde bulunan Bakan Dinçer, akşam yemeğinde sanayicilerle bir araya geldi. Yemekte sanayicilerin sıkıntılarıyla ilgili bilgiler aktaran Bakan Dinçer, konuşmasında Tekel ve eczacılar eylemi hakkında da bilgiler verdi. Tekel'in özelleştirilmesi kararının AK Parti iktidarı öncesinde alındığını ve kararın altında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de imzasının bulunduğunu açıklayan Bakan Dinçer, "Biz bu sürecin devamında görev aldık. Tekel'in özelleştirilmesinde işçilerin kıdem tazminatları verildi. Özelleştirme kapsamında 22 bin insan 4-C kapsamında bulunuyordu. Eylem yapanların işçi sendikası ve konfederasyonları bize gelerek, 'Bu insanlara sahip çıkın. İşsiz kalmasınlar. 4-C statüsüne geçsinler. İşçileri ikna edebilmek için bize birkaç ay verin' diye istekte bulundular" dedi.

"Sendikaların talebiyle 10 ay süre verdik ve hepsine bu kapıyı açtık" diyen Bakan Dinçer, şunları kaydetti:

"17 bin 700 insan 4-C statüsünde çalışıyor. Tekel'in özelleştirilmesi kararı 2001 yılında alındı. AK Parti iktidar olmadan önce alınan bu kararın altında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de imzası bulunuyor. Biz sadece bu süreyi devam ettirdik. Tekel'de 12 bin insan bulunuyordu. Bir kısmı tütün, bir kısmı ise sigara bölümünde çalışıyordu. Sigara bölümü özelleştirildi ve 4 bin işçi açığa çıktı. Sendika bizden birkaç ay müsaade istedi. Her ay üretmeyen insanlara 40 milyon lira para ödedik. 2009 yılında ise tütün deposunda çalışan 4 bin işçi açığa çıktı. Bunlara verilen süreyi sendika istismar etti. Bunlar ekranlarda çıplak maaşlarını gösterdiler. Giydirilmiş maaşları 2 bin 100 TL ortalama. Kişi başına da 41 bin TL kıdem tazminatı ödedik. İşçiler haklarını tamı tamına aldılar. 4-C işsizlik artmasın diye Tekel işçilerine sunulan bir fırsattı. Sendikaların talebi ile 4-C statüsüne alınacak olan işçilerin maaşlarında yüzde 17 oranında bir artış yapıldı, ayda 2 gün mazeret izni ve 11 ay çalışma süresi verildi.

Yani hükümet sendikaların tüm tekliflerini kabul etti. Sendika işçilerin işçi kadrosunda çalışması için ısrar etti. Çünkü 4.5 milyon TL'ye yakın üye aidatı alıyordu. Asıl amaç sendikanın bu üye gelirini kaybetmemekti. Üyeleri kullandılar."

Tekel eylemi sonrasında Danıştay'ın aldığı kararla hükümetin mağdur edildiğini savunan Bakan Dinçer, "Şu anda o işçiler, Danıştay'ın verdiği kararla İş Kaybı maaşı alıyorlar. Eylem süresince de maaşlarını almaya devam etmişlerdi. İş Kaybı maaşı bin 200 TL'dir. Bu işçiler üretmeden, çalışmadan yattıkları yerden 8 ay boyunca bin 200 TL para alacaklar. 8 ay sonra da 4-C için bize başvuracaklar. Çalışmadan, üretmeden almak daha mı helal?" diye konuştu.

"TÜRK ECZACILAR BİRLİĞİ KAR ARTMASINI İSTEDİ"

Türkiye genelinde yapılan eczacı eylemine de değinen Dinçer, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndaki açıkları azaltmak için çaba sarf ettiklerini belirterek, "İlaç sanayi 2003'ten itibaren sürekli olarak büyüdü. Krizin yaşandığı 2009 yılında ise yüzde 20'lik bir oranla büyüdü. En büyük ilaç alıcı olarak bir pazarlık yapmak istedik. Onlara fedakarlık yapın dedik. Bu görüşmeler sonrasında yüzde 30'a yakın bir düşme oldu ve bundan hem devlet hem de vatandaş kazandı. Ama Türk Eczacılar Birliği buna itiraz etti.
Görüşmelerde 'Bizim karlarımızın artırılmasını sağlayın' dediler. Yapılan eylemin arkasındaki gerçek buydu. Bizden istedikleri fedakarlık kadar onların da fedakarlık yapmalarını istedik" şeklinde konuştu.

Türkiye'de ilaç satışlarında yeni bir sistem uygulanacağını söyleyen Bakan Dinçer, "Karekod sistemi getirdik. Aynı nüfus cüzdanları gibi ilaç kutusunda da kimlik numarası olacak. O kimlik verildiği anda Sağlık Bakanlığı'nın İlaç Takip Sistemi'nde numarası görülebilecek. Numara teyit edilmezse o ilaç depolara giremeyecek. Eczacı da rafa koyamayacak ve satamayacak. Sattığı zaman ise o numara otomatik olarak silinecek. Karekod olmadan satılan ilaçların parasını vermeyeceğiz. Kayıt dışında ilaç satılmasına da böylelikle izin vermeyeceğiz" dedi.