Anne ile kızı üniversitede aynı sınıfta okuyor

''İçimde ukde kaldı'' diyerek 36 yaşında Gazi Üniversitesi (G.Ü.) Beden Eğitimi ve Yüksek Okulu'na giren ve kızıyla aynı sınıfta ders alan Arda Ünsal, Türkiye'de bir ilke imza attı.

Anne ile kızı üniversitede aynı sınıfta okuyor
Lise öğrenimini tamamladıktan sonra evlenen ve üniversiteye gidemeyen Ünsal, spora aşık olduğunu ve beden eğitimi bölümünde okumayı çok istediğini belirterek, ''Üniversiteye gidemediğim için çok üzülüyordum ama yaşım kaç olursa olsun bir gün bunu yapacağımı biliyordum'' dedi.

Başka bir alanda üniversiteye gitmeyi düşünmediğini, sporu çok sevdiği için böyle bir işe kalkıştığını anlatan Ünsal, ''Evlendim ardından 1991'de kızım doğdu. Hep aklımdaydı okumak ama aklımın ve yüreğimin 'tamam' dediği gün karar verdim. Bir dostumun yardımıyla, bu bölümlere sporcu hazırlayan bir antrenman grubuna girdim. 1 yıl çalıştım. Yaz kış demeden antrenman yaptım. Hazırlık sürecim çok zor geçti ama başardım. Bu kadar zorlanacağımı tahmin etmemiştim'' diye konuştu.

Zaman zaman aklından 'ben ne yapıyorum?' diye geçirdiğini anlatan Ünsal, şöyle devam etti:

''Küçükken atletizmde birinciliklerim vardı. Erkeklerle basketbol oynardım. Spora hiç ara vermedim. İş yerinde hala her öğle aralarında basketbol maçı yaparız. 15 yıldır kayak yapıyorum. Badminton oynuyorum. Ben sporu gerçekten çok seviyorum ama yine de hazırlanırken ilk 3 ay çok zorlandım. 3. ayın sonunda, gruptaki benden neredeyse 20 yaş küçük genç arkadaşlarımı yakaladım. O zaman 'ben ne yapıyorum?' sorusunun cevabını aldım. Bir şeyi çok sevip istediğiniz zaman önünüzdeki tüm engeller kalkıyor.''

-''BANA GÜLEN ÇOK OLDU''-

Hazırlık aşamasında kendisine gülenlerin çok olduğunu dile getiren Arda Ünsal, ''(Boş yere gençlerle yarışma) dediler. Ailemden ve yakın çevremden çok destek aldım. Özellikle kızım çok destek oldu, bana inandı'' dedi.

Hazırlık sürecinde beslenmesine ve fiziğine çok dikkat ettiğini vurgulayan Ünsal, ''Gazlı içecek bile içmedim. Uykuma ruh sağlığıma özen gösterdim. Fiziksel sınavda 100 metreyi 15 saniye, 800 metreyi de 3 dakika 10 saniyede koştum. ÖSS'ye ise sadece son 1 ay çalıştım. O yıl eşofman dışında bir şey giydiğimi hatırlamıyorum. Ama gençlerde bu isteği ve azmi göremedim. Antrenmandan çıkıp sigara içiyorlar. Hepsinde bir boş vermişlik var'' diye konuştu.

Üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek lisans yapıp akademisyen olmak istediğini anlatan Ünsal, ''Okulda adım 'Arben'in annesi' kaldı. Kızımla arkadaşlarımız ortak oldu. Artık herkes bizde toplanıyor. Onlara hem yemek yapıyorum hem ders çalışıyoruz. Okuldayken Arben'in özel alanına girmemeye dikkat ediyorum. Her günümüz komik ve eğlenceli geçiyor. Çok komik tepkiler alıyoruz'' ifadelerini kullandı.

Hayatta istedikten sonra her şeyin mümkün olduğunu dile getiren Arda Ünsal, ''Gençlere bir amaçları olmasını tavsiye ederim. Ama ben gençlerde bunu görmüyorum, yine de umutluyum. Sporu bir yaşam biçimi olarak görsünler. Sporla iç içe yaşayan herkes mutlu olur'' dedi.

-''SINAVLARDA ANNEMİN VELİSİ BEN OLDUM''-

Ünsal'ın kızı Arben Altay ise ÖSS ve yetenek sınavlarında annesinin velisi olduğunu belirterek, ''Sınavlara ben götürdüm. Kapıda bekledim. Çok heyecanlıydı. Kazanmasını gerçekten çok istedim. Annemden 1 yıl sonra da aynı bölüme ben girdim'' diye konuştu.

Annesinin bu isteğini duyduğunda çok şaşırdığını, ancak bir antrenman grubuna girdiğinde işin ciddiyetini anladığını ifade eden Altay, ''Kazanacağını biliyordum. Kazanınca da çok mutlu oldum. Annemden sonra üstümde büyük baskı oldu çünkü tüm gözler bana çevrildi. (Annen kazandı, bakalım sen yapabilecek misin?) diyenler oldu'' dedi.

Okulda annesiyle 2 derse aynı sınıfta girdiklerini kaydeden Arben Altay, durumu öğrenenlerin kendilerine inanmadığını ve sürekli nüfus cüzdanlarını göstermek zorunda kaldıklarını belirterek, şunları söyledi:

''Tarih ve basketbolu beraber alıyoruz. Evde ben anneme tarih çalıştırıyorum, o da bana basketbolda yardımcı oluyor. Annem okulda asla bana annelik yapmaz. Aradaki çizgiyi çok iyi koruyor. O yüzden hiç rahatsız olmuyorum. Zaten arkadaş gibiyiz. Halimden çok memnunum. Beni, evdeki gibi sıkıştırıp öpmüyor ya da müdahale etmiyor. Hatta bazen selam bile vermiyor. Sanırım görmemezlikten geliyor. Eve geldiğimizde anne rolüne tekrar bürünüyor. Ben de (arkadaşım kalsan olmaz mı?) diye espri yapıyorum.''

Arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiğinde annesinin de geldiğini anlatan Altay, ''Ne yapalım, arkadaşlarımız ortak. Biz plan yapıyoruz, bir bakıyorum annemi de çağırmışlar'' dedi.