EMASYA protokolü kalktı
Protokol bugün itibariyle yürürlükten kaldırıldı.
Darbelere zemin hazırladığı iddiasıyla bir süredir tartışılan EMASYA protokolü bugün itibariyle yürürlükten kalktı.
Önce Başbakan, ardından da Başbuğ kalkabilir demişti.
İçişleri bakanlığı ile Genelkurmay bakanlığı arasında 28 Şubat 1997'de imzalanan protokole göre asker gerekli gördüğü taktirde şehirlerdeki olaylara valinin izni olmadan harekete geçebiliyordu.
Protokol darbe tartışmalarını beraberinde getirmişti.
EMASYA NEDİR ?
Ak Parti hükümetine karşı 2003 yılında hazırlanan Balyoz Harekât planı ile ilgili olarak yapılan tartışmalarda askerler yaptıkları çalışmayı EMASYA ile savundular. Balyoz Harekât Planını hazırlayan dönemin birinci ordu komutanı Çetin Doğan bu konuda yaptığı konuşmalarda planın EMASYA doğrultusunda hazırlandığını söylemişti. Doğal afet, terör ve olağanüstü durumlara hızlı müdahale etmek için hazırlandığı iddia edilen EMASYA protokolünün darbeye yasal kılıf hazırladığı iddia ediliyor. Şimdiye kadar birbirinden önemli dosyalara imza atan Taraf muhabiri Sadık Güleç'in hazırladığı Emasya dosyası bu konuda kafalarda yanıt arayan tüm sorulara ışık tutuyor.
İşte Güleç'in hazırladığı EMASYA dosyası...
1997 YILINDA ÇETİN DOĞAN’IN İMZASI İLE KURULDU
Emniyet Asayiş Yardımlaşma protokolü olarak bilinen EMASYA 7 Temmuz 1997 yılında Genelkurmay başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan toplam 27 maddeden oluşan bir protokol. Protokol’ün gizlilik derecesi bulunuyor. Bu nedenle uzun süre kimsenin bilmediği EMASYA protokolü bugünlerde Balyoz Harekât planı ile gündeme gelen dönemin Genelkurmay başkanlığı harekât daire başkanı Korgeneral Çetin Doğan tarafından imzalanmış. Protokol olağanüstü durumlarda valilik talep etmese dahi toplumsal olaylara el koyma yetkisi veriyor. EMASYA protokolünden sonra ordunun bu tür durumlar için yirmi dört saat göreve hazır birlikler hazırladığı biliniyor.
İLAN EDİLMEMİŞ SIKIYÖNETİM KURULUYOR
EMASYA protokolü ile ilgili olarak TESEV’in güvenlik almanağına Askerin Kolluk Gücü olarak değerlendirilmesi ve EMASYA başlıklı bir yazı yazan Mülkiye Müfettişi Ahmet Faruk Güneş bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor. “Protokolle askeri birliklerin yardıma çağrılması durumunda aşırı ileri gidilerek ilan edilmemiş bir sıkıyönetim rejimi tesis edilmiş olmaktadır. Zira askeri birliklerden yardım istenmesi halinde ildeki tüm iç güvenlik birimlerinin yardıma gelen askeri birliğin komutanının emrine gireceği anlaşılmaktadır. Bu ancak sıkıyönetim ilan edilmesi halinde mümkün olabilir.”
HİÇ BİR ÜLKEDE BENZERİ YOK
Ahmet Faruk Güneş EMASYA protokolünün demokratik hiçbir ülkeden benzerinin olmadığını belirterek “Siyasi otoritenin iyice zayıfladığı 1997 yılında imzalanan bu gizli protokol yüzünden askeri otorite neredeyse sınırsız bir şekilde Türkiye’nin her yerinde terörle mücadeleden toplumsal olaylara uzanan sınırsız bir insiyatif ve operasyonel müdahale yetkisi kazanmıştır.” diyor.
Kamuoyuna 2007 yılında yansıyan “sosyetik fişleme” Çağlayan meydanında toplumsal olaylara müdahale ile ilgili olarak yapılmak istenen tatbikat gibi olayların EMASYA’ya dayandığı dönemin askeri yetkilileri tarafından açıklanmıştı.
EMASYA FİİLİ DARBE DEMEKTİR
Emasya konusunda yıllardır araştırmalar yapan ve kamuoyuna duyuran isimlerden Ali Bayramoğlu ise “Emasya fiili darbe demektir” diyor. Yasanın valinin ihtiyaç duyması durumunda askeri birliklerin kullanılmasını öngördüğünü belirten Bayramoğlu 1997 yılındaki protokolün mülki amirin talebini gerekli görmediğini söylüyor. Bayramoğlu protokolün en önemli maddesinin ise iç tehdit ile ilgili olduğunu belirterek şöyle konuşuyor. “ askeri otoriteye mülki amir talep etmeden de gerek gördüğü anda müdahale etme yetkisini vermiştir. İkincisi askeri makamlara iç tehdit ile ilgili düzenleme ve müdahale etme yetkisini vermiştir. Buradaki sistem askerin iç güvenlik alanında kendine has özel bir alan oluşturmasına yol açmıştır. Bunların içine istihbarat çalışması tabi ki giriyor. Protokolü okursanız değerlendirme diyor zaten. İstihbarat çalışmaları giriyor, takip çalışmaları giriyor. Tehlikeli gördüğü her şey giriyor”
DARBENİN KILIFI HALİNE GETİRİLDİ
Son ortaya çıkan Balyoz harekât planına yasal kılıf olarak Emasya’nın gösterildiğini söyleyen Bayramoğlu ortaya çıkan belgelerin bunu doğruladığını belirterek “. Dolayısıyla bir grubun değil bütün bir ordunun Emasya üzerinden darbe tatbikatı yaptığını gösteriyor. Çünkü tutuklanacak kişilerden, kullanılacak gazetecilere tutuklanacak iki yüz bin kişiye kadar her şey Emasya planlarında yer alıyor. Dolayısıyla bu planlardan bir tatbikat yapıldığı görülüyor. Savaş olduğunda sıkıyönetim ilan edilir ve Emasya gündeme girer kılıfı altında darbe tatbikatı yapıldığı belli oluyor” diye konuşuyor.
GİZLİ DÜZENLEME OLMAZ
Emasya’nın gizli bir protokolle imzalanmış olması içindeki birçok maddenin bilinmesini engelliyor. İdare Hukuku konusunda uzman Prof. Dr. Niyazi Öktem protokolün bu yönüne dikkat çekerek “ Kamuoyuna açıklanmayan bir protokol Emasya. Normal demokratik nizam içerisinde böylesine şeffaflık içermeyen düzenlemeler yapılmaması gerektiğini düşünüyorum” diyor.