Btp Genel Başkanı Baş Trabzon'da
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş, artık ülkede sağı solu, ilerisi gerisi, Alevi'si Sünni'si bir bilek ve bir yürek olma yoluna geldiğini belirterek, 'Bunu yapamazsak üzerimizde hesabı olan devletlerin yemi haline geliriz' dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş, artık ülkede sağı solu, ilerisi gerisi, Alevi'si Sünni'si bir bilek ve bir yürek olma yoluna geldiğini belirterek, "Bunu yapamazsak üzerimizde hesabı olan devletlerin yemi haline geliriz" dedi.
Partisinin Trabzon Zorlu Grand Otel'de düzenlenen 4. olağan il kongresine katılan BTP Genel Başkanı Haydar Baş, partililerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Siyasete 2002 seçimlerinde girdiğini hatırlatan Baş, "Gerçek manada politikanın ne olduğunu bilmiyorduk. Şuanda da gene de öğrenemedik. Benim tarzım ile politikanın tarzı uyuşmuyor. Politikada rüzgara göre yelken açacaksın. Direkt düz adam olunmuyor. Ama ben milletimin menfaati, devletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmayı yeğliyorum" diye
konuştu.
"Türkiye öyle bir noktaya geldi ki kurumlar arası çatışma su üstüne çıktı" diyen Baş, "Neyin ne olacağını, bir gün sonrasını değil, bir saat sonrasının ne olacağını kimse kestiremez duruma geldi. Bu vaziyet karışında ülkesini sevenlerin üzerine düşen görev birliğin beraberliğin ve devletin bekası için çalışmaktır. Ben değil, biz olmak lazım. Bunu başarabilirsek yüce devletimizin menfaatlerine göre hareket ederiz. Bunu şuan göremiyoruz. Temennimizi siyasilerimizin ve diğer kurumlarımızın aklını başına
alıp bir yürek olarak milletimizin menfaatine çalışmalarıdır. Bu olmazsa yarınımız çok karanlıktır. Çünkü yaşanan kavgalar mahalle kavgasına benziyor. Neticesi milletin bekasını zedeleyecek adım ve hareketlerdir. Artık ülkede sağı solu, ilerisi gerisi, Alevi'si Sünni'si bir bilek bir yürek olma yoluna gelmiştir. Bunu yapamazsak üzerimizde hesabı olan devletlerin yemi haline geliriz."
Baş, Türkiye'de sürekli bir soruşturma ve operasyonların yapıldığını da kaydederek şunları söyledi:
"Günlerdir yok şu soruşturma, bu soruşturma, Ergenekon'la yola çıkıldı. Bir sürü insan yerli yersiz toplandı. Neymiş plan varmış, proje varmış. Bütün bunlar ele geçirildi. Şu kadar zaman geçti, bunlar olağanüstü hallerdir. Suçlu varsa uzatmadan suçun cezasını verirsin. Hala soruşturma üstüne, soruşturma. Bunlar hayırlı işler değil. Şimdi de Balyoz Harekatı başladı. Ben doğrudur yanlıştır demiyorum ama olması gerekeni söylüyorum. Eyleme geçmemiş hiçbir hareket suç değildir, plan ve proje safhasında eyleme
geçmemiş hiçbir hareket suç değildir. Fikrin sorgulamasını ve düşüncenin sorgulamasını yapamayız. Boş şeylerle meşgul olmayalım. Gidilen yol yanlıştır. Suçlu varsa delikanlı gibi suçunu ortaya koyun, ispatını yapın, mahkum edin, millet sizin yanınızdadır. Ama yoksa da Çin işkenceleri gibi milleti perişan etmeyin. Ben bütün bunları siyasetin organize ettiğine de inanmıyorum. Bu işler çok derin işler. Bütün siyasilere çağrıda bulunuyorum. Hukukçusu ile siyasetçisi ile askeri ile sivili ile yurdumuzun üzerine
milletimizin üzerine uzanan hukuksuz bu elleri hep beraber keselim. Eylem haline geçmiş suçu subuta ermiş ortada vakalar var. Eğer hareket diyorsan 28 Şubat harekatı. Bu suç subut etti. Subut eden bu suçun faillerini yargılamıyorsun. Kağıt bulundu, proje bulundu. Peşine gidiyorsun. E-muhtıra dedin, emekliye ayırdın zırhlı araba verdin. Bu işin içinde bir iş var. Birileri bu milleti kullanabilmek için devreye girdi. Bu elleri milletin kesmesi lazım. Sandık bunun en güzel yeridir."
Partisinin Trabzon Zorlu Grand Otel'de düzenlenen 4. olağan il kongresine katılan BTP Genel Başkanı Haydar Baş, partililerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Siyasete 2002 seçimlerinde girdiğini hatırlatan Baş, "Gerçek manada politikanın ne olduğunu bilmiyorduk. Şuanda da gene de öğrenemedik. Benim tarzım ile politikanın tarzı uyuşmuyor. Politikada rüzgara göre yelken açacaksın. Direkt düz adam olunmuyor. Ama ben milletimin menfaati, devletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmayı yeğliyorum" diye
konuştu.
"Türkiye öyle bir noktaya geldi ki kurumlar arası çatışma su üstüne çıktı" diyen Baş, "Neyin ne olacağını, bir gün sonrasını değil, bir saat sonrasının ne olacağını kimse kestiremez duruma geldi. Bu vaziyet karışında ülkesini sevenlerin üzerine düşen görev birliğin beraberliğin ve devletin bekası için çalışmaktır. Ben değil, biz olmak lazım. Bunu başarabilirsek yüce devletimizin menfaatlerine göre hareket ederiz. Bunu şuan göremiyoruz. Temennimizi siyasilerimizin ve diğer kurumlarımızın aklını başına
alıp bir yürek olarak milletimizin menfaatine çalışmalarıdır. Bu olmazsa yarınımız çok karanlıktır. Çünkü yaşanan kavgalar mahalle kavgasına benziyor. Neticesi milletin bekasını zedeleyecek adım ve hareketlerdir. Artık ülkede sağı solu, ilerisi gerisi, Alevi'si Sünni'si bir bilek bir yürek olma yoluna gelmiştir. Bunu yapamazsak üzerimizde hesabı olan devletlerin yemi haline geliriz."
Baş, Türkiye'de sürekli bir soruşturma ve operasyonların yapıldığını da kaydederek şunları söyledi:
"Günlerdir yok şu soruşturma, bu soruşturma, Ergenekon'la yola çıkıldı. Bir sürü insan yerli yersiz toplandı. Neymiş plan varmış, proje varmış. Bütün bunlar ele geçirildi. Şu kadar zaman geçti, bunlar olağanüstü hallerdir. Suçlu varsa uzatmadan suçun cezasını verirsin. Hala soruşturma üstüne, soruşturma. Bunlar hayırlı işler değil. Şimdi de Balyoz Harekatı başladı. Ben doğrudur yanlıştır demiyorum ama olması gerekeni söylüyorum. Eyleme geçmemiş hiçbir hareket suç değildir, plan ve proje safhasında eyleme
geçmemiş hiçbir hareket suç değildir. Fikrin sorgulamasını ve düşüncenin sorgulamasını yapamayız. Boş şeylerle meşgul olmayalım. Gidilen yol yanlıştır. Suçlu varsa delikanlı gibi suçunu ortaya koyun, ispatını yapın, mahkum edin, millet sizin yanınızdadır. Ama yoksa da Çin işkenceleri gibi milleti perişan etmeyin. Ben bütün bunları siyasetin organize ettiğine de inanmıyorum. Bu işler çok derin işler. Bütün siyasilere çağrıda bulunuyorum. Hukukçusu ile siyasetçisi ile askeri ile sivili ile yurdumuzun üzerine
milletimizin üzerine uzanan hukuksuz bu elleri hep beraber keselim. Eylem haline geçmiş suçu subuta ermiş ortada vakalar var. Eğer hareket diyorsan 28 Şubat harekatı. Bu suç subut etti. Subut eden bu suçun faillerini yargılamıyorsun. Kağıt bulundu, proje bulundu. Peşine gidiyorsun. E-muhtıra dedin, emekliye ayırdın zırhlı araba verdin. Bu işin içinde bir iş var. Birileri bu milleti kullanabilmek için devreye girdi. Bu elleri milletin kesmesi lazım. Sandık bunun en güzel yeridir."