Chp Genel Başkanı Deniz Baykal Bolu'da

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, 'Genelkurmay başkanı çıkıp diyor ki, Bize karşı büyük bir psikolojik hareket var

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, "Genelkurmay başkanı çıkıp diyor ki, Bize karşı büyük bir psikolojik hareket var. Ve feryat ediyor. Yargıtay başkanı, yangın var diyor. Şimdi bunların arkasında bir şey var. Bunu değiştirmek zorundayız" dedi.
Kültür Merkezi'nde yapılan kongre salonuna kalabalık arasından zor giren Deniz Baykal kurmaylarıyla birlikte Bolu'ya çıkartma yaptı. Kongreye CHP Grup Başkan vekili Kemal Anadol, CHP İstanbul Milletvekilleri Mehmet Sevigen, Berhan Şimşek, Mustafa Özyürek, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş de katıldı. CHP Lideri Deniz Baykal, hükümete ve yapılan operasyonlara sert tepki gösterdi. Gazetecilerin internet sitelerinde yayınlanan ve Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ'a ait olduğu ileri sürülen ses kaydıyla ilgili soruya Baykal, "Sonra konuşuruz" yanıtını verdi. Yaşananları örnek vererek anlatan Baykal, "Genelkurmay başkanı çıkıp diyor ki, bize karşı büyük bir psikolojik hareket var. Ve feryat ediyor. Yargıtay başkanı, yangın var diyor. Şimdi bunların arkasında bir şey var. Bunu değiştirmek zorundayız. Bunu milletçe değiştireceğiz. Bu gidişin arkasında kim var biliyoruz. Ve onların bu konudaki sorumluluklarının farkındayız. Birileri gitmişler yemişler
içmişler, sıra hesap ödemeye gelmiş, hesap ödemesini engellemek için hır çıkartıyorlar. Manzara öyle gözüküyor" dedi.
Son günlerde Erzurum-Erzincan hattında yaşanan yargı gerginliğine de değinen Deniz Baykal, "Şimdi Erzincan'da başsavcıyı tutuklamaya karar aldılar. Gerçekten vicdan var, hak var adalet var, insaf var. Niye tutukladılar, çünkü bir soruşturma başlatmış. Bir cemaatle ilgili soruşturma başlatmış. Başbakan yardımcısı telefon açarak, 'Soruşturmayı bırak ve gözaltına aldıklarını salıver' hani bağımsızdı adalet? İş buradan başlıyor. Yani tutuklama öncesi olay nasıl gelişti bilelim. Savcının soruşturma dosyası
dolayısıyla müdahale ediyor. Kim ediyor? Hükümetle başbakan yardımcısı. Bu kaba müdahale, orada başlayınca orada biter mi? Alıyor başını gidiyor. O ısrar edince, diyorlar ki,'O dosyayı bırak Erzurum'a ver', 'Niye vereyim' o zamanda bir ihbar mektubu geliyor 'Bunlar terörist faaliyetleri yapıyor. Silahlı çete. Silah varsa o zaman özel yetkili mahkeme bakacak. O dosyayı Erzurum'a ver' Erzincan'daki "Ben silah görmedim' diyor. Kendileri silah var diyerek kendilerini ihbar ediyorlar sonra da bunun hakkında
önce uydurma suçlarla bir dava. Neymiş adliye lojmanlarına kameriye yaptırmış, imar kirliliği oluyormuş. Bu yetmedi şimdi de 'Sen Ergenekon'un bir üyesisin. Başsavcıya bunu dediler. Madem ki bir soruşturma başlattın. Bu Ergenekon'un işidir. Senden bunun hesabını soracağız', nereden biliyorsun? 'Gizli tanık var, senin hakkında konuştu' dediler. Böyle hukukun işlediği bir yerde hukuktan demokrasiden söz etmek mümkün mü? Böyle insanların gizli tanıklarla haksız yere suçlandığı, olmayan şeyler olmuş gibi
iddia edilen, iftiraya dayalı, yalana dayalı, yıldırmaya dayalı bir hukuk süreci Türkiye'ye yakışıyor mu?" diye konuştu.
Üçüncü ordu komutanın ifadeye çağırılması konusunda da sert açıklamalar yapan CHP Lideri Baykal, şöyle konuştu;
"Türkiye'nin üç tane ordusu var. Ordulardan bir tanesi, yani üçüncüsü Erzincan'da. Bu ordunun başındaki kişiye dediler ki sen şüphelisin. 3'üncü ordu komutanı şüpheli. Sen gel burada ifade ver, şurada ifade ver. Yargının böyle işlediği bir ortamda devletin ordu komutanına şüphelisin denildikten sonra, bizim huzur içinde olmamıza imkan var mı? Eğer ordu komutanı şüpheliyse, şüpheli bir insanın komutasındaki bir ordu. Öyle olmaya devam ediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu demokrasiyle, hukukla bir iş
değil. Bu vatanseverlikle ilgili, adaletle, basiretle, sorumlukla ilgili bir konu. Kendi kendimizi tahrip eder haldeyiz. Bu olmaz. Türkiye bunu taşıyamaz, gitmez. Türkiye'de herkesin boynu bükük. Vatandaşların, kurumların ve al bayrağın boynu bükük."
Kongrenin ardından Ankara'ya gitmek üzere salondan ayrılan Deniz Baykal, partililerin ilgisi üzerine aracına güçlükle ulaştı. Bazı vatandaşlar Deniz Baykal'a ulaşabilmek için ezilme tehlikesi geçirdi. Baykal, seçim otobüsüyle geldiği salondan makam arabasıyla ayrılarak Ankara'ya hareket etti.