Atalay: İki Dil'in Pratikte Fazla Bir Yeri Yok Tbmm
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, BDP'nin 'İki dilli yaşam' önerisinin, uygulama ve pratikte fazla bir yeri olmadığını söyledi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, BDP'nin 'İki dilli yaşam' önerisinin, uygulama ve pratikte fazla bir yeri olmadığını söyledi.
Atalay ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin, bakanlıklarının bütçelerine ilişkin sözlü sorularını yanıtladı.
Konuşmaya başlamasıyla birlikte Bakan Atalay'ı sıralara vurarak protesto eden CHP'li milletvekilleri, Atalay'ın, 'CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'ye yönelik sözlerinden' ötürü özür dilemesini istediler. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, protestonun sürmesi üzerine birleşime 5 dakika ara verdi.
Aranın ardından söz alan Davutoğlu, yatmadan önce ve her sabah da kalktığında özeleştiri yaptığını söyledi. Bu durumun, görevinin gereği olduğunu belirten Bakan Davutoğlu, sağlam temelde bir eleştiri olduğunda da dikkate aldıklarını ifade etti.
Davutoğlu, tüm komşularla ilişkilerin en üst düzeyde geliştiğini belirterek, 'Ülke tarihlerinde ilk defa iki hükümet ortak toplantı yapacak. Geldiğimiz ilişki düzeyi budur. Azerbaycan ile Nabucco dahil Şah Deniz, Bakü-Ceyhan-Tiflis... Tarihi projeler bizim iktidarımız döneminde hayata geçirilmiştir' diye konuştu.
Milletvekillerinin, 'Türkiye'nin, Ortadoğu barış sürecinin dışında kaldığını' iddia ettiklerini anımsatan Davutoğlu, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. Barış sürecinin neden tıkandığının tüm dünya tarafından bilindiğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
'Daha 15 gün önce Sayın Abbas Ankara idi ve Ortadoğu barış süreciyle ilgili katkılarımızı talep etti. Yine 'Irak'taki etkimizin azaldığından' bahsedildi. Söz konusu değil. Irak'ın her köşesiyle dostluk, kardeşlik bağlarımız sürüyor ve bundan sonra da ebediyete kadar sürecek. Irak ile ilişkilerimiz, iki egemen, iç işlerine müdahale etmeyen iki komşu ülke olarak ama toplumsal ilişkileri de öne çıkaran bir politika çerçevesinde en etkin şekilde yürütülmektedir.'
'İslam Konferansı Örgütünün, Kıbrıs konusunda kararları uygulayıp uygulamadığının' sorulduğunu hatırlatan Bakan Davutoğlu, 'Şu anda toplam 19 dış temsilciliği var Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin. Bunun büyük çoğunluğu İslam Konferansı Örgütü üyeleri ve 2006'dan bu ana açılanları söylüyorum; Kırgızistan, Katar, Bahreyn, Kuveyt ve daha önce de Birleşik Arap Emirlikleri temsilcilikleri açıldı. Lazkiye ile Magosa arasında ilk defa feribot seferleri başlatıldı. Bunlar İslam Konferansı Örgütünde yürüttüğümüz etkin politikaların başarısı' diye konuştu.
-'HEPSİNİN CANLARI BİZİM İÇİN AZİZDİR'
Davutoğlu, milletvekillerinin bir başka sorusuna, 'Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da yakın havzalarda kimler varsa hangi etnik gruba, mezhebe mensup olurlarsa olsunlar, bizim sadece stratejik ortağımız değil, kardeşimizdir. Onların da geleceğini kendi geleceğimiz olarak görürüz. Onlar arasında da bir fark gözetmeyiz' yanıtını verdi.
Irak'taki Türkmenlerin durumunu yakından takip ettiklerini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
'Telafer'deki en ufak aşiret arasında çıkan tartışmaya anında müdahale ediyoruz ancak takdir edersiniz ki Irak'ın şartları, oradaki Türkmenler arasındaki bazı ailevi ihtilaflar, bu konularda ciddi sorunlar doğuruyor ama tüm Türkmen kardeşlerimizle ilişkilerimiz sürüyor. Son seçimlerde Türkmenlerin sandalye sayısı 1'den 6'ya çıktı. İster yakın bölgedeki Kürt kardeşlerimiz olsun, ister Sünni Arap kardeşlerimiz, ister Şii Arap kardeşlerimiz, isterse Türkmen kardeşlerimiz olsun, hepsinin canları bizim için azizdir. Onların canlarını korumak konusunda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.'
Mavi Marmara gemisine ilişkin gelişmeleri takip ettiklerini ifade eden Davutoğlu, Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi ile ilgili yapılan spekülasyonların tümünün asılsız olduğunu söyledi.
-'MUHTARLARIN ÖZLÜK HAKLARI DÜZELTİLECEK'-
İçişleri Bakanı Atalay da konuşmasının başlangıcında, 'Biraz önce, CHP Grup Başkanvekili Sayın İnce ile ilgili şartlı bir cümle kullandım. Hiç kimseyi rencide etmek gibi bir niyetim yok. Eğer öyle bir şey anlaşıldıysa düzeltiyorum. Yoksa bu görüşmeler içinde bazen sürçülisan ettiğimiz de olabilir' dedi.
Belediyelerde imar konusunda çok soruşturma yapıldığını belirten Atalay, '2004-2010 yılları arasında imar mevzuatına aykırılık gerekçesiyle bakanlık makamından alınan ön inceleme onaylarının partilere göre dağılımı, AK Parti 451, CHP 306, MHP 111, DP 111, BDP 13, diğer 65, toplam bin 57'dir' dedi.
Atalay, şu anda 8 belediye başkanının açığa alınmış halde bulunduğunu belirterek, toplam 10 bin 816 şehit yakınına iş sağlandığını anlattı.
Muhtarlarla ilgili, 'Köy Kanunu' çalışmaları olduğunu ifade eden Atalay, 'Kanun, bakanlıktan çıktı. Üzerinde çok uzun çalışıldı. Şu anda Bakanlar Kurulu'nun gündemindedir. Hem köylerimizde ciddi bir farklı düzenleme getiriliyor. 1924 yılında çıkmış Köy Kanunu yeniden ilk defa düzenleniyor. Orada köy ve mahalle muhtarlarımızla ilgili özlük hakları konusunda düzeltmeler yapılacak' diye konuştu.
BDP'nin, 'İki dilli yaşam' önerisine ilişkin tartışmalara da değinen Atalay, '(İki dil) falan gibi... Türkiye'de uygulamada, pratikte fazla bir yeri yok. Türkiye'de her şey rahatça konuşuluyor ama o tür şeylerin pratikte, uygulamada veya mevzuatımızla ilgili şu anda bir geçerliliği ve önemi yok' dedi.
20.12.2010 18:10:25
Atalay ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin, bakanlıklarının bütçelerine ilişkin sözlü sorularını yanıtladı.
Konuşmaya başlamasıyla birlikte Bakan Atalay'ı sıralara vurarak protesto eden CHP'li milletvekilleri, Atalay'ın, 'CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'ye yönelik sözlerinden' ötürü özür dilemesini istediler. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, protestonun sürmesi üzerine birleşime 5 dakika ara verdi.
Aranın ardından söz alan Davutoğlu, yatmadan önce ve her sabah da kalktığında özeleştiri yaptığını söyledi. Bu durumun, görevinin gereği olduğunu belirten Bakan Davutoğlu, sağlam temelde bir eleştiri olduğunda da dikkate aldıklarını ifade etti.
Davutoğlu, tüm komşularla ilişkilerin en üst düzeyde geliştiğini belirterek, 'Ülke tarihlerinde ilk defa iki hükümet ortak toplantı yapacak. Geldiğimiz ilişki düzeyi budur. Azerbaycan ile Nabucco dahil Şah Deniz, Bakü-Ceyhan-Tiflis... Tarihi projeler bizim iktidarımız döneminde hayata geçirilmiştir' diye konuştu.
Milletvekillerinin, 'Türkiye'nin, Ortadoğu barış sürecinin dışında kaldığını' iddia ettiklerini anımsatan Davutoğlu, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. Barış sürecinin neden tıkandığının tüm dünya tarafından bilindiğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
'Daha 15 gün önce Sayın Abbas Ankara idi ve Ortadoğu barış süreciyle ilgili katkılarımızı talep etti. Yine 'Irak'taki etkimizin azaldığından' bahsedildi. Söz konusu değil. Irak'ın her köşesiyle dostluk, kardeşlik bağlarımız sürüyor ve bundan sonra da ebediyete kadar sürecek. Irak ile ilişkilerimiz, iki egemen, iç işlerine müdahale etmeyen iki komşu ülke olarak ama toplumsal ilişkileri de öne çıkaran bir politika çerçevesinde en etkin şekilde yürütülmektedir.'
'İslam Konferansı Örgütünün, Kıbrıs konusunda kararları uygulayıp uygulamadığının' sorulduğunu hatırlatan Bakan Davutoğlu, 'Şu anda toplam 19 dış temsilciliği var Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin. Bunun büyük çoğunluğu İslam Konferansı Örgütü üyeleri ve 2006'dan bu ana açılanları söylüyorum; Kırgızistan, Katar, Bahreyn, Kuveyt ve daha önce de Birleşik Arap Emirlikleri temsilcilikleri açıldı. Lazkiye ile Magosa arasında ilk defa feribot seferleri başlatıldı. Bunlar İslam Konferansı Örgütünde yürüttüğümüz etkin politikaların başarısı' diye konuştu.
-'HEPSİNİN CANLARI BİZİM İÇİN AZİZDİR'
Davutoğlu, milletvekillerinin bir başka sorusuna, 'Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da yakın havzalarda kimler varsa hangi etnik gruba, mezhebe mensup olurlarsa olsunlar, bizim sadece stratejik ortağımız değil, kardeşimizdir. Onların da geleceğini kendi geleceğimiz olarak görürüz. Onlar arasında da bir fark gözetmeyiz' yanıtını verdi.
Irak'taki Türkmenlerin durumunu yakından takip ettiklerini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
'Telafer'deki en ufak aşiret arasında çıkan tartışmaya anında müdahale ediyoruz ancak takdir edersiniz ki Irak'ın şartları, oradaki Türkmenler arasındaki bazı ailevi ihtilaflar, bu konularda ciddi sorunlar doğuruyor ama tüm Türkmen kardeşlerimizle ilişkilerimiz sürüyor. Son seçimlerde Türkmenlerin sandalye sayısı 1'den 6'ya çıktı. İster yakın bölgedeki Kürt kardeşlerimiz olsun, ister Sünni Arap kardeşlerimiz, ister Şii Arap kardeşlerimiz, isterse Türkmen kardeşlerimiz olsun, hepsinin canları bizim için azizdir. Onların canlarını korumak konusunda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.'
Mavi Marmara gemisine ilişkin gelişmeleri takip ettiklerini ifade eden Davutoğlu, Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi ile ilgili yapılan spekülasyonların tümünün asılsız olduğunu söyledi.
-'MUHTARLARIN ÖZLÜK HAKLARI DÜZELTİLECEK'-
İçişleri Bakanı Atalay da konuşmasının başlangıcında, 'Biraz önce, CHP Grup Başkanvekili Sayın İnce ile ilgili şartlı bir cümle kullandım. Hiç kimseyi rencide etmek gibi bir niyetim yok. Eğer öyle bir şey anlaşıldıysa düzeltiyorum. Yoksa bu görüşmeler içinde bazen sürçülisan ettiğimiz de olabilir' dedi.
Belediyelerde imar konusunda çok soruşturma yapıldığını belirten Atalay, '2004-2010 yılları arasında imar mevzuatına aykırılık gerekçesiyle bakanlık makamından alınan ön inceleme onaylarının partilere göre dağılımı, AK Parti 451, CHP 306, MHP 111, DP 111, BDP 13, diğer 65, toplam bin 57'dir' dedi.
Atalay, şu anda 8 belediye başkanının açığa alınmış halde bulunduğunu belirterek, toplam 10 bin 816 şehit yakınına iş sağlandığını anlattı.
Muhtarlarla ilgili, 'Köy Kanunu' çalışmaları olduğunu ifade eden Atalay, 'Kanun, bakanlıktan çıktı. Üzerinde çok uzun çalışıldı. Şu anda Bakanlar Kurulu'nun gündemindedir. Hem köylerimizde ciddi bir farklı düzenleme getiriliyor. 1924 yılında çıkmış Köy Kanunu yeniden ilk defa düzenleniyor. Orada köy ve mahalle muhtarlarımızla ilgili özlük hakları konusunda düzeltmeler yapılacak' diye konuştu.
BDP'nin, 'İki dilli yaşam' önerisine ilişkin tartışmalara da değinen Atalay, '(İki dil) falan gibi... Türkiye'de uygulamada, pratikte fazla bir yeri yok. Türkiye'de her şey rahatça konuşuluyor ama o tür şeylerin pratikte, uygulamada veya mevzuatımızla ilgili şu anda bir geçerliliği ve önemi yok' dedi.
20.12.2010 18:10:25