Gül: 'Demokrasinin Hamisi Olacağım' Ankara
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin her bakımdan itibarı ve değeri yükselen bir ülke haline geldiğini, bunun sadece ekonomisiyle, siyasi ağırlığıyla değil, kültür sanat ve bilim alanındaki faaliyetleriyle de gerçekleştirildiğini belirterek, "Demokrasinin, özgürlüklerin genişliği her zaman bizim için çok önemlidir.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin her bakımdan itibarı ve değeri yükselen bir ülke haline geldiğini, bunun sadece ekonomisiyle, siyasi ağırlığıyla değil, kültür sanat ve bilim alanındaki faaliyetleriyle de gerçekleştirildiğini belirterek, "Demokrasinin, özgürlüklerin genişliği her zaman bizim için çok önemlidir. Ben de Cumhurbaşkanı olarak bunların hamisi, bütün bu değerlerin koruyucusu ve öncüsü olmaya devam edeceğim" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Gül tarafından sahiplerine verildi. Törende, Prof. Dr. Cemal Kafadar, Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi ve ressam Prof. Dr. Ergin İnan ile İstanbul Modern Sanat Müzesi adına Oya Eczacıbaşı ödül aldı.
Gül, törende yaptığı konuşmada, ödül sahiplerini yürekten kutladığını, 2010 yılının son günlerinde böyle bir ödülü sunmaktan mutlu olduğunu söyledi.
Bir ülkenin, bir toplumun gelişmesinin, büyümesinin, geniş anlamda zenginleşmesinin sadece ekonomik faaliyetlerin, imar faaliyetlerinin artmasıyla mümkün olamayacağını belirten Gül, kültür sanat ve bilim alanındaki faaliyetlerin ve bu yöndeki aktivitelerin varlığının esas zenginlik olduğunu dile getirdi. Toplumda kültür sanatın gelişimine büyük önem verdiklerini vurgulayan Gül, ülkenin yetiştirdiği değerleri tanımak, takdir etmek ve tüm dünyaya tanıtmak için bu ödüllerin verildiğini söyledi. Gül, "Şu bir gerçek ki, Türkiye'de son yıllarda çok büyük bir kültür sanat ve bilim alanında faaliyet var" dedi.
Çok sayıda yayının bulunduğunu, bu yayınların başka dillere çevrilerek diğer ülkelerde de yayımlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Gül, uzun yıllardan beri ilk defa Türkiye'nin değerli sanatçılarının eserlerinin yabancı dillere çevrildiğini ve dünyanın hangi büyük şehrine gidilirse gidilsin bir Türk yazarın eserinin bulunabileceğini anlattı.
Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, her bakımdan itibarı yükselen, her bakımdan değeri artan bir ülke haline geliyor. Bu sadece ekonomisiyle, diğer faaliyetleriyle, siyasi ağırlığıyla değil, aynı zamanda kültür sanat, bilim alanındaki faaliyetleriyle de böyle oluyor. Bunu ileride çok daha fazla göreceğiz. Nasıl dünya kültür mirası listesinde Türkiye'den birçok eser varsa, geçmişte bu topraklarda yaşayan insanlar nasıl eserler bıraktıysa bugünün sanatçıları, bilim adamları da bugün çağdaş, evrensel kültür ve sanat hayatına çok büyük değerler katıyorlar. Yıllar geçtikten sonra işte kültür mirasının temelleri bugün için atılmış oluyor. O bakımdan, Türkiye'nin en büyük zenginliğini burada görüyorum. Şüphesiz ki, bunun en iyi şekilde gerçekleşmesi için de özgürlükler, demokrasi, serbestlik, bunlar bunun esas temelidir. Böyle bir iklim olmazsa o zaman kültür sanat ve bilim faaliyetleri en geniş, en derin ve evrensel şekilde başarı gösteremez. O açıdan demokrasinin, özgürlüklerin genişliği her zaman bizim için çok önemlidir. Ben de Cumhurbaşkanı olarak her zaman bunların hamisi ve bütün bu değerlerin koruyucusu ve öncüsü olmaya devam edeceğim."
-"STADIN KALABALIĞI GİBİ BÜYÜK BİR KALABALIK"-
Gül, Prof. Dr. Kafadar'ın dünyanın en önemli tarih kürsülerinde ders verdiğini, bunu yaparken de Türkiye ile de irtibatının kopmadığını dile getirdi.
Tarihi okumanın geleceği analiz etme açısından çok ayrı bir güç verdiğine işaret eden Gül, "Hepimiz çok sevinebiliriz, tarihin Türkiye'de tekrar değeri anlaşılıyor. Buna katkısı olanları tebrik ediyorum" dedi.
Prof. Dr. Ergin İnan'ın resimlerinin de büyük değer gördüğünü ifade eden Gül, çalışmalarından dolayı İnan'ı tebrik etti. Resim alanında da Türkiye'de büyük bir ilginin olduğunu, birkaç hafta önce İstanbul'da gittikleri çağdaş resim sergisinde gördüğünü belirten Gül, "Büyük bir kalabalık vardı, burası İnönü Stadının üstünde. Açıkçası, İnönü Stadında maç yok diye düşündüm, ama stadın kalabalığı gibi büyük bir kalabalık vardı. Sonra gittiğimizde gördük ki, herkes resim sergisine gelmiş. Çok heyecan verici ve çok gurur verici bir manzaraydı. Türkiye'nin her kesiminden, her yaştan insanın resme gösterdiği ilgiyi orada gördüm" diye konuştu.
Türkiye'de resim sanatına gösterilen ilginin kendisini çok memnun ettiğini dile getiren Gül, ayrıca İstanbul Modern'in giderek gelişen bir sanat mekanı olmasından memnuniyet duyduğunu söyledi. Oya Eczacıbaşı'nı İstanbul Modern'de yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik eden Gül, İstanbul Modern'in İstanbul'a ayrı bir renk ve zenginlik kattığını ifade etti.
-KAFADAR VE ECZACIBAŞI-
Kafadar, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşık 90 yıl boyunca çok büyük bir gelişme ve büyümeye şahit olduğunu, son yıllarda da çok dinamik gelişmelerin yaşandığını söyledi. Kafadar, şöyle konuştu:
"Ama tarih okuyan ve tarih üzerinde düşünenler bilir ki her gelişme bedelleriyle gelir. O bedeller üzerinde düşünmek de bilim insanlarına, entelektüellere düşer, en azından onlara düşer. Bu meyanda küçük bir tasamı sizlerle paylaşmazsam, cesaretsizlik ve samimiyetsizlik etmiş olurum; yapılması düşünülen Haliç Köprüsü, benim gibi İstanbul aşığı tarihçiler için getirecekleri ve götürecekleri, bilhassa İstanbul'un tarihine, tarihi dokusuna verebileceği zarar açısından yeniden hesaplanması gereken bir husus olduğu kanaatindeyim. Bunu ifade etmek istiyorum. Tasalanabildiğim bir İstanbul'umun olduğu için, bu hassasiyetlerimi rahatça ifade edebildiğim bir Cumhuriyetin çocuğu olduğum için çok mutluyum. Benim çocukluğuma göre çeşitli hassasiyetlerin çok daha rahat ifade edilebildiği, bu hassasiyetlerin bir arada yaşama iradesinin çok daha bilinçli bir şekilde benimsenebildiği bir Türkiye'nin olduğunu görüyorum."
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ise kendilerine çok büyük onur veren ödülü İstanbul Modern adına almaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
-KÜÇÜK LEYLA'DAN SÜRPRİZ-
Daha sonra, Kafadar, İnan ve Eczacıbaşı'nın ödülleri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından sunuldu. Prof. Dr. İnan'a ödülünün sunulması sırasında 4.5 yaşındaki kızı Leyla da yanına geldi. Cumhurbaşkanı Gül de küçük Leyla'nın başını okşadı. Ödüllerin sunulmasının ardından toplu fotoğraf çektirilirken, İnan'ın kızı Leyla da fotoğraf karesinde yer aldı.
Törenin ardından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünnisa Gül, ödül alan sanatçı ve bilim adamlarıyla bir süre sohbet etti. Halkla ilişkiler uzmanı Betül Mardin, bir süre Hayrünnisa Gül'le sohbet etti. Mardin, vedalaşırken Hayrünnisa Gül'e sarıldı.
Törene, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bazı milletvekilleri, öğretim üyeleri, sanat kurumlarının temsilcileri, sanatçılar ve davetliler katıldı.
15.12.2010 15:09:09
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Gül tarafından sahiplerine verildi. Törende, Prof. Dr. Cemal Kafadar, Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi ve ressam Prof. Dr. Ergin İnan ile İstanbul Modern Sanat Müzesi adına Oya Eczacıbaşı ödül aldı.
Gül, törende yaptığı konuşmada, ödül sahiplerini yürekten kutladığını, 2010 yılının son günlerinde böyle bir ödülü sunmaktan mutlu olduğunu söyledi.
Bir ülkenin, bir toplumun gelişmesinin, büyümesinin, geniş anlamda zenginleşmesinin sadece ekonomik faaliyetlerin, imar faaliyetlerinin artmasıyla mümkün olamayacağını belirten Gül, kültür sanat ve bilim alanındaki faaliyetlerin ve bu yöndeki aktivitelerin varlığının esas zenginlik olduğunu dile getirdi. Toplumda kültür sanatın gelişimine büyük önem verdiklerini vurgulayan Gül, ülkenin yetiştirdiği değerleri tanımak, takdir etmek ve tüm dünyaya tanıtmak için bu ödüllerin verildiğini söyledi. Gül, "Şu bir gerçek ki, Türkiye'de son yıllarda çok büyük bir kültür sanat ve bilim alanında faaliyet var" dedi.
Çok sayıda yayının bulunduğunu, bu yayınların başka dillere çevrilerek diğer ülkelerde de yayımlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Gül, uzun yıllardan beri ilk defa Türkiye'nin değerli sanatçılarının eserlerinin yabancı dillere çevrildiğini ve dünyanın hangi büyük şehrine gidilirse gidilsin bir Türk yazarın eserinin bulunabileceğini anlattı.
Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, her bakımdan itibarı yükselen, her bakımdan değeri artan bir ülke haline geliyor. Bu sadece ekonomisiyle, diğer faaliyetleriyle, siyasi ağırlığıyla değil, aynı zamanda kültür sanat, bilim alanındaki faaliyetleriyle de böyle oluyor. Bunu ileride çok daha fazla göreceğiz. Nasıl dünya kültür mirası listesinde Türkiye'den birçok eser varsa, geçmişte bu topraklarda yaşayan insanlar nasıl eserler bıraktıysa bugünün sanatçıları, bilim adamları da bugün çağdaş, evrensel kültür ve sanat hayatına çok büyük değerler katıyorlar. Yıllar geçtikten sonra işte kültür mirasının temelleri bugün için atılmış oluyor. O bakımdan, Türkiye'nin en büyük zenginliğini burada görüyorum. Şüphesiz ki, bunun en iyi şekilde gerçekleşmesi için de özgürlükler, demokrasi, serbestlik, bunlar bunun esas temelidir. Böyle bir iklim olmazsa o zaman kültür sanat ve bilim faaliyetleri en geniş, en derin ve evrensel şekilde başarı gösteremez. O açıdan demokrasinin, özgürlüklerin genişliği her zaman bizim için çok önemlidir. Ben de Cumhurbaşkanı olarak her zaman bunların hamisi ve bütün bu değerlerin koruyucusu ve öncüsü olmaya devam edeceğim."
-"STADIN KALABALIĞI GİBİ BÜYÜK BİR KALABALIK"-
Gül, Prof. Dr. Kafadar'ın dünyanın en önemli tarih kürsülerinde ders verdiğini, bunu yaparken de Türkiye ile de irtibatının kopmadığını dile getirdi.
Tarihi okumanın geleceği analiz etme açısından çok ayrı bir güç verdiğine işaret eden Gül, "Hepimiz çok sevinebiliriz, tarihin Türkiye'de tekrar değeri anlaşılıyor. Buna katkısı olanları tebrik ediyorum" dedi.
Prof. Dr. Ergin İnan'ın resimlerinin de büyük değer gördüğünü ifade eden Gül, çalışmalarından dolayı İnan'ı tebrik etti. Resim alanında da Türkiye'de büyük bir ilginin olduğunu, birkaç hafta önce İstanbul'da gittikleri çağdaş resim sergisinde gördüğünü belirten Gül, "Büyük bir kalabalık vardı, burası İnönü Stadının üstünde. Açıkçası, İnönü Stadında maç yok diye düşündüm, ama stadın kalabalığı gibi büyük bir kalabalık vardı. Sonra gittiğimizde gördük ki, herkes resim sergisine gelmiş. Çok heyecan verici ve çok gurur verici bir manzaraydı. Türkiye'nin her kesiminden, her yaştan insanın resme gösterdiği ilgiyi orada gördüm" diye konuştu.
Türkiye'de resim sanatına gösterilen ilginin kendisini çok memnun ettiğini dile getiren Gül, ayrıca İstanbul Modern'in giderek gelişen bir sanat mekanı olmasından memnuniyet duyduğunu söyledi. Oya Eczacıbaşı'nı İstanbul Modern'de yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik eden Gül, İstanbul Modern'in İstanbul'a ayrı bir renk ve zenginlik kattığını ifade etti.
-KAFADAR VE ECZACIBAŞI-
Kafadar, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşık 90 yıl boyunca çok büyük bir gelişme ve büyümeye şahit olduğunu, son yıllarda da çok dinamik gelişmelerin yaşandığını söyledi. Kafadar, şöyle konuştu:
"Ama tarih okuyan ve tarih üzerinde düşünenler bilir ki her gelişme bedelleriyle gelir. O bedeller üzerinde düşünmek de bilim insanlarına, entelektüellere düşer, en azından onlara düşer. Bu meyanda küçük bir tasamı sizlerle paylaşmazsam, cesaretsizlik ve samimiyetsizlik etmiş olurum; yapılması düşünülen Haliç Köprüsü, benim gibi İstanbul aşığı tarihçiler için getirecekleri ve götürecekleri, bilhassa İstanbul'un tarihine, tarihi dokusuna verebileceği zarar açısından yeniden hesaplanması gereken bir husus olduğu kanaatindeyim. Bunu ifade etmek istiyorum. Tasalanabildiğim bir İstanbul'umun olduğu için, bu hassasiyetlerimi rahatça ifade edebildiğim bir Cumhuriyetin çocuğu olduğum için çok mutluyum. Benim çocukluğuma göre çeşitli hassasiyetlerin çok daha rahat ifade edilebildiği, bu hassasiyetlerin bir arada yaşama iradesinin çok daha bilinçli bir şekilde benimsenebildiği bir Türkiye'nin olduğunu görüyorum."
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ise kendilerine çok büyük onur veren ödülü İstanbul Modern adına almaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
-KÜÇÜK LEYLA'DAN SÜRPRİZ-
Daha sonra, Kafadar, İnan ve Eczacıbaşı'nın ödülleri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından sunuldu. Prof. Dr. İnan'a ödülünün sunulması sırasında 4.5 yaşındaki kızı Leyla da yanına geldi. Cumhurbaşkanı Gül de küçük Leyla'nın başını okşadı. Ödüllerin sunulmasının ardından toplu fotoğraf çektirilirken, İnan'ın kızı Leyla da fotoğraf karesinde yer aldı.
Törenin ardından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünnisa Gül, ödül alan sanatçı ve bilim adamlarıyla bir süre sohbet etti. Halkla ilişkiler uzmanı Betül Mardin, bir süre Hayrünnisa Gül'le sohbet etti. Mardin, vedalaşırken Hayrünnisa Gül'e sarıldı.
Törene, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bazı milletvekilleri, öğretim üyeleri, sanat kurumlarının temsilcileri, sanatçılar ve davetliler katıldı.
15.12.2010 15:09:09