Mehmet Perinçek de Harp Akademileri'nde ders vermiş

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Albay Cengiz Köylü, çapraz sorgusu sırasında üye hakimler tarafından kendisine yöneltilen bir soru üzerine, Doğu Pe

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Albay Cengiz Köylü, çapraz sorgusu sırasında üye hakimler tarafından kendisine yöneltilen bir soru üzerine, Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Bora Perinçek'in de Harp Akademileri Komutanlığı'nda ders verdiğini söyledi. Köylü, "Derslerin yüzde 90'lık bölümünü Harp Akademileri'ne davet edilen profesörler verirdi. Geriye kalan yüzde 10'luk bölümde ise, davet edilenlerin herhangi bir sebeple gelmemesi durumunda 'boş geçmesin' diye bizim arkadaşlar ders verirdi." dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasına tutuklu sanık Albay Cengiz Köylü'nün çapraz sorgusu ile başlandı. Karargahevleri belgesinde 'haberleşmelerin telefon ile değil, kurye ile yapıldığına' ilişkin bilgi olduğunu hatırlatan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanık Cengiz Köylü'ye Harp Akademileri'ndeki Harp Tarihi ve Strateji Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevi sırasında özel bir odası ve kendisine ait telefonu olup olmadığını sordu. Köylü, bu soruya, "Akıllıca tezgah!" şeklinde cevap verdi. Savcı Pekgüzel, Şule Perinçek üzerine kayıtlı olan ancak Mehmet Bora Perinçek'in kullandığı telefonu neden kendi cep telefonu ile aradığını sordu. Harp Akademileri'ndeki telefon ile yalnızca İstanbul içinde görüştüklerini savunan Köylü, "Kendi cebimizden ödeyip hizmet görülsün diye kendi telefonumdan aradıklarım oluyordu." diye konuştu.

Pekgüzel'in, "MİT'in Karargahevleri bilgi notunda adı geçenlerin kimlik numaralarına kadar birçok bilgi yer aldığına göre çok da ciddiye alınmayacak bir belge değil." sözlerine üzerine Köylü, "Bunlar MİT'e gitmiş, bilgileri aktarmış. MİT de kimlik bilgilerini bularak rapora ciddiyet kazandırmış. Bunların hepsi tertip, komplo, tamamen yalan." iddiasında bulundu. Pekgüzel'in, Selçuk Çakmaklı adlı bir subayın bilgisayarında MİT'in Karargahevleri raporunun Genelkurmay Başkanlığı'na verdiği nüshasının çıktığını hatırlatması üzerine Köylü, "Selçuk Çakmaklı kahraman bir F-16 pilotudur. Silahlı Kuvvetler'de el üstünde tutulurdu. Komplo merkezi ele geçirdiği belgeyi benim bilgisayarıma koymak istiyor. Benim bilgisayarımın harddiskinin arızalı olması nedeniyle belgeyi benim yardımcım olan Selçuk Çakmaklı'nın bilgisayarına koydular. Hiçbir suçu olmayan subay arkadaşım bu yüzden 1 yıl hapis yattı." görüşünü savundu.

Savcı Pekgüzel'in Karargahevleri konusuyla ilgili sorularına, Karargahevleri'ne ilişkin haberlerin internette yayınlanması üzerine ilk kez 30 Mart 2007'de haberi okuduğunu öne süren Köylü, "O kadar kendime güveniyordum ki, o rapor yüzünden buralara düşeceğim hiç aklıma gelmemişti." şeklinde konuştu.

Savcı Nihat Taşkın da, "Kayseri'ye atanmanız Karargahevleri soruşturmasıyla ilgilisi var mı?" diye sordu. Köylü, bu soruyu, "Bu iddialarla ilgili kimse bana bir şey söylemedi ama ben bundan olduğunu hissediyorum. Bu yalanları duyduktan sonra 'Komutanlarım itibar etmez' diyordum." diye konuştu. Yıllarca hizmet ettiği askeriyede tertemiz bir sicile sahip olduğunu savunan Köylü, "Bir subay, böyle bir gecede terörist yapılamaz." dedi.

Sicil Kıdem Şube Müdürlüğü'nde bir dönem proje subayı olarak çalıştığını da belirten Köylü, TSK ile ilişiği kesilen personelin kendisine kin duyduğunu ve tehdit ettiğini ifade etti. Sadece kanunları ve mevzuatı yerine getirmesine rağmen hedef olduğunu ileri süren Köylü, çok büyük ıstıraplar çektiğini ve Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) çıkan Genelkurmay Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın imzaladığı üçlü kararnameleri hazırladığını söyledi.

Savcı Nihat Taşkın'ın soruları üzerine Harp Akademileri konferans koordinatörü olduğunu belirten Köylü, Ergenekon davası sanıklarından Erol Manisalı gibi kişilerle bağlantı kurarak ders vermeleri için davet ettiğini belirtti. Köylü, kendisine yöneltilen başka bir soru üzerine Karargahevleri soruşturmasıyla ilgili olarak iki kez ifade vermeye gittiğini, ilkinde şüpheli, ikincisinde ise tanık olarak ifadesine başvurulduğunu ifade etti.

"HARP AKADEMİLERİ'NDE 'BOŞ GEÇMESİN' DİYE BİZİM ARKADAŞLAR DERS VERİRDİ"

Karargahevleri belgesinde bazı öğrencilerin yüksek not almasını sağladığı şeklinde ifadeler bulunduğu hatırlatılan Köylü, bahsi geçen öğrencilerin 2. sınıf öğrencileri olduğunu belirterek, "Ben ikinci sınıf öğrencilerin derslerine katılmadım hiç. Onlardan sadece birkaçının ismini, sadece oradan buradan duyduğum kadarıyla bilirim. Yoksa hiçbirini tanımam. Sınav sistemi de öyle her sınav gibi değildir. Öğrenciler sınava girdiklerinde isimlerinin bulunduğu bölümü doldurduktan sonra katlar ve kapatırlar. Hangi sınav kağıdının kime ait olduğunu bilmenize imkan yoktur. Dolayısıyla da benim, bu öğrencilerin yüksek not almasını sağlama şansım yoktur." dedi. Savcı Taşkın'ın, "Öğrencilerin alacağı notlarda sizin bir etkiniz olabilir mi? diye sordum ben. Değerlendirme sırasında olabilir mi?" diye sordu. Bunun üzerine Köylü, "Derslerin yüzde 90'lık bölümünü Harp Akademileri'ne davet edilen profesörler verirdi. Geriye kalan yüzde 10'luk bölümde ise bu davet edilen öğretim görevlisi kişilerin herhangi bir sebeple gelememesi durumunda ders boş kalmasın diye bizim arkadaşlar bilgileri doğrultusunda ders verirlerdi." açıklamasında bulundu.

Savcıların sorularının ardından üye hakim Hasan Hüseyin Özese de İlhan Yaşar Hacısalihoğlu'nun Talatpaşa Komitesi ile bir ilgisi olup olmadığını sordu. Sanık Köylü bu soruya, "Kendisine sormak lazım." diye cevap verdi.

Hakim Hüsnü Çalmuk ise, telefon kayıtlarında adı geçen Gamze Konan isimli kişinin, dava sanıklarından Emin Gürses, Hasan Ataman Yıldırım, Hurşit Tolon, Yalçın Küçük ve Turhan Çömez ile yaptıkları telefon görüşmeleri olduğunu ifade ederek, bu kişinin kim olduğunu sordu. Cengiz Köylü, Gamze Konan'ın da Harp Akademileri'ne ders vermeye gelen öğretim görevlilerinden birisi olduğunu belirterek, "Ayrıca bir tanışıklığım yok. Ders vermeye gelmesi nedeniyle tanırdım." dedi. Ergenekon ana dava sanıklarından Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Bora Perinçek'in de Harp Akademileri'nde ders vermeye geldiği bilgisini veren Köylü, Harp Akademileri'nde ağ olarak birbirine bağlı bilgisayarlar arasında bilgi alışverişi yapılabildiğini söyledi. Köylü, "Ancak klasör halinde değil de, dosyalar tek tek atılabilirdi." dedi.

Hakim Çalmuk'un sorusu üzerine sanık Köylü, Karargahevleri belgesinde Yaşar Hacısalihoğlu, Yavuz Göker, Fırat Kaymakçıoğlu, Sinan Kesici, Mehmet Bora Perinçek ve bazı subay öğrencileri tanıdığını söyledi.

Sanık Cengiz Köylü'nün çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından avukatı Hasan Gürbüz de müvekkili hakkında yaptığı savunmadan sonra tahliye talebilde bulundu.