Haydarpaşa Garı yangının düşündürdükleri

Afet Yönetimi Uzmanı Mustafa KAYA Haydarpaşa Garı yangınının meydana gelen yerin konumu ve durumuna göre potansiyel afet niteliği taşıdığını belirtti.

Haydarpaşa Garı  yangının düşündürdükleri
28 Kasım'da tarihi Haydarpaşa Tren Garı'nın çatısında saat 15.30 sıralarında yangın çıktı. Hızla büyüyen yangının dumanları, kilometrelerce uzaktan görülecek şekilde yükseldi. Dumanlar Ortaköy sahillerine kadar ulaştı. İstanbul'da başta Üsküdar ve Kadıköy itfaiye ekipleri olmak Anadolu Yakası'ndaki tüm tüm ekipler teyakkuza geçti. Deniz suyuyla da söndürülmeye çalışılan yangına müdahale yaklaşık bir saat boyunca sürdü.

HAYDARPAŞA GARI YANGININ GÖRÜNTÜLERİ İÇİN TIKLAYINIZ



HAYDARPAŞA GARI YANGININI DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Afet Yönetimi Uzmanı Mustafa KAYA Haydarpaşa Garı yangınının meydana gelen yerin konumu ve durumuna göre potansiyel afet niteliği taşıdığını ifade ederek "Başta deprem olmak üzere bir çok afet olayını bünyesinde barındıran Anadolu coğrafyası tüm afet riskleri için ayrı ayrı ve ayrıntılı olmak üzere gerekli tedbirleri almak ve uygulamak zorundadır. Bunun için ne kadar kaynak gerekirse tahsis edilmeli, olay olduktan sonra yapılan çok daha fazla harcamalar ve uğraşlar kaybedilen canları maalesef geri getirmeyecek, gelişmekte olan ülkemizin gelişmesini sekteye uğratacaktır" dedi. Afet Uzmanı Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:

28 Kasım Pazar günü saat 15.30 sularında tarihi Haydarpaşa Tren Garında meydana gelen yangın hepimizi derinden üzmüştür. Sahip olduğumuz tarihi varlıklarımızı yeterince koruyamamış olmamız afetlerle mücadeledeki yetersizliğimizi bir kez daha gözler önüne sermiştir. Artık bu gerçeği kabul etmek ve gerekli önlemleri zamanında ve yeterli düzeyde almak zaruret arz etmektedir. Bu yangınla aslında; gerek yangın olmadan önceki safhada gerekse yangın esnasındaki söndürme çalışmaları ve organizasyonların yeterli derecede olmadığı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır.

Yangın, meydana gelen yerin konumu ve durumuna göre aslında potansiyel afet niteliği de taşımaktadır. Yüzlerce yolcunun, onlarca çalışanın ve ulaşımı sağlayan trenlerin ve diğer kara ulaşım araçlarını da düşündüğümüzde muhtemel can kayıplarının yaratacağı etki beraberinde büyük bir afeti getirebilirdi. Şu an teselli olarak gördüğümüz bu durum, binada bulunan çalışanlardan etrafta bulunan vatandaşlara kadar herkesi doğrudan etkileyebilirdi. O bakımdan esasen büyük bir afetin eşiğinden dönülmüştür. Ne zaman, nerede, hangi büyüklükte, hangi içerikte olduğu bilinmeyen afetlerle ilgili olarak her an hazırlıklı olmalı, olası can ve mal kayıplarının önüne geçilebilmesi için gerekli mevzuat ve bürokratik işlemler ile insan faktörünü önceleyen afet risk yönetimi çalışmalarını hayata geçirmeliyiz.

Haydarpaşa Tren Garındaki yangın sonrası yapılan spekülatif açıklamalar afetlerle mücadelede delil teşkil etmemekle beraber bu türden açıklama ve beyanatların afet yönetiminde özellikle devlet erkini zora sokacağı, halkın devletine olan güvenine olumsuz etki yapabileceği düşünülerek eleştiri olarak gelmesi muhtemel unsurları afet ve risk yönetimi ilkeleri bağlamında proaktif eylemlerle hayata geçirmeli ve bundan asla taviz verilmemelidir.

Tren garında yangın anında yangın söndürme timinde görevli personelin hafta sonu olması münasebetiyle garda olmaması, yangının hemen sonrasında sigortaların indirilmesi neticesinde katlarda bulunan yangın pompalarının çalışmaması gibi durumlar da; yangının televizyonlarda canlı olarak verildiği ve her geçen saniye büyüyerek tüm çatıya ve bir alt kata yayıldığını gösteren görüntülerle karşılaştırıldığında ortaya atılan spekülatif beyanatların ciddi olarak araştırılmasını da bize hatırlatmaktadır.

Ülke olarak bu ve buna benzer durumlarda maalesef ısrarla yapılan en büyük aksaklık; bir afet meydana gelmeden hazırlık aşamasında yapılması gereken: planlama ve planların güncel tutulamaması, nitelikli personelin yeterli düzeyde olmaması, araç gerek eksikliği, muhtemel afet risklerine göre tatbikat ve teftişlerin sık sık gerçeğe uygun yapılamaması, tüm unsurları kapsayan güvenli ve kesintisiz haberleşme imkanının tam olarak oturtulmaması, yetki karmaşası, müdahale ve ilk yardım ekip ve ekipmanlarının yetersizliği vb. faaliyetlerin yeterince yapılamaması sonrasında meydana gelen bir afette can ve mal kayıpları vermek kaçınılmaz olacaktır. Oysa afet olmadan önce bu konuya harcanacak 1 liranın afet olduktan onca can ve mal kayıpları meydana geldikten sonra harcanan 100 hatta 1000 liranın bize katacağı hiçbir olumlu yanı olmayacaktır. Esas olan afet olmadan önce yapılması gerekenleri zamanında ve yeterince yapabilmektir. Bu yangında da tartışılan ve hak verdiğim konu ise havadan müdahale edilmesi/edilmemesi konusudur. Yangının hemen sonrasında AKOM veya diğer yetkililerin “her ne kadar bu konunun masada olduğu beyan edilse de” kesin ve zaman kaybını önleyecek bir yangın söndürme helikopterinin olaya sevk edilmeyişindeki eksikliktir. Her ne kadar tarihi binaya zarar verme ihtimalinden bahsedilse de kesinlikle böyle bir ihtimal olmaksızın yangın söndürme helikopterleri vasıtasıyla bu yangın kontrol altına alınabilirdi. Bu konuyla ilgili yapılan “yangın söndürme helikopteri yok” şeklindeki spekülasyonların doğruluğunu aklımızdan dahi geçirmek istemeyiz. Veya Ankara’dan istenen 2 yangın söndürme uçağının da İstanbul’a gelmesi ve olaya müdahil olması bu türden acil durumlar için çok optimum bir tedbir olamayacaktır. Saniyelerin değerli olduğu yangın anında derhal müdahale şarttır. Bu işlem yangın olmadan önce İstanbul’da hazır bulundurulması gereken bir konudur. Ayrıca afetlerin yeri zamanı ve miktarının ne olacağı inisiyatifimiz dahilinde olmadığı için aynı anda şehrin farklı noktalarında birkaç acil durumun meydana gelmesi de her an olası bir durumdur. Tedbir alırken bu konuyu da dikkate almak gerekmektedir.

Başta deprem olmak üzere bir çok afet olayını bünyesinde barındıran Anadolu coğrafyası tüm afet riskleri için ayrı ayrı ve ayrıntılı olmak üzere gerekli tedbirleri almak ve uygulamak zorundadır. Bunun için ne kadar kaynak gerekirse tahsis edilmeli, olay olduktan sonra yapılan çok daha fazla harcamalar ve uğraşlar kaybedilen canları maalesef geri getirmeyecek, gelişmekte olan ülkemizin gelişmesini sekteye uğratacaktır. Bu yangının anatomisini tüm ülke olarak hep beraber yapalım ve bundan sonraki afetlere daha hazırlıklı olalım.