WikiLeaks iddialarında Türkiye...

251 bin belgeden oluşan dev arşivde Washington'dan sonra en aktif başkent Ankara. Washington'dan sonra en çok bilgi notu Ankara'dan gönderildi. Sadece 2002'den bu yana tam 7 bin 918 belge. O belgelerin çok az bir bölümü WikiLeaks'in internet sitesinde ama olan da yetti.

251 bin belgeden oluşan dev arşivde Washington'dan sonra en aktif başkent Ankara. Washington'dan sonra en çok bilgi notu Ankara'dan gönderildi. Sadece 2002'den bu yana tam 7 bin 918 belge. O belgelerin çok az bir bölümü WikiLeaks'in internet sitesinde ama olan da yetti. İşte belgelerde Türkiye'ye dair satırbaşları...

2009'da Erdoğan'ın İngiltere'de verdiği bir röportajda İran'ın nükleer programını "söylenti" olarak nitelemesinin verdiği rahatsızlık, belgelere defalarca yansıyor.

2009 sonunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon ile yaptığı "gergin" görüşmede bunun izleri var.

Gordon'ın "Erdoğan'ın bazı yorumları Türkiye'nin İran'a bakışı konusunda soru işareti yaratıyor" dediği aktarılıyor.

Davutoğlu'nun cevabı, Türkiye'nin bölgede İran'ın etkisini kısıtlayıcı rol oynadığı.

Dışişleri Bakanı "Amerika'nın güdümünde görülen Suudi Arabistan ve İran dışında üçüncü bir odak olduk" imasında bulunuyor.

İran konusu, 2010 başında Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Amerikalı bir diplomatın görüşmesinde de gündeme geliyor.

Sinirlioğlu, Amerikan tarafının ısrarı karşısında, "Ortadoğu'nun tamamında İran tehdidi konusunda alarm zillerinin çaldığını" itiraf ediyor.

Belgeler şubat ayında bittiği için Türkiye ile ABD arasında büyüyen İran'ın nükleer programı mesafesinin ayrıntıları WikiLeaks'te yok.

PKK ile mücadele

Belgelerde en çok merak edilen bir diğer konu PKK ile mücadele... Amerika'nın PKK'ya yardım ettiği yolunda verilerin olduğu iddia edilmişti.

İnternete konulan kısıtlı sayıda belgede böyle bir bilgi yok.

Amerikalı diplomatlar, Türkiye'de her kesimin PKK'dan ne kadar rahatsız olduğunun altını çiziyor. Türkiye'nin her fırsatta daha çok işbirliği talebinde bulunacağını belirtiyor.

Amerika'nın PKK'ya yardım ettiği iddiası belgelerde sadece "Türk halkının yaygın bir algısı" olarak yer alıyor.

Belgelerde dikkat çeken bir diğer dış politika konusu, Türkiye'nin AB yolculuğu. AB diplomatlarının Türkiye'nin üyeliğine ihtimal vermeyen sözleri dikkat çekiyor.

O mesajın verildiği toplantılardan biri Philip Gordon'ın, Fransa Cumhurbaşkanı'nın danışmanıyla görüşmesi. Sarkozy'nin danışmanı "Türkiye için en doğru yer Avrupa üyeliği değil, köprü görevi" diyor.

AB yetkilileriyle görüşmelerde, Avrupa başkentlerinin İran konusunda da Ankara'dan ne kadar farklı düşündüğü ortaya çıkıyor.

Sarkozy'nin danışmanı ifadelerine göre, "İran faşist bir devlet ve daha sert önlemler alınmalı".

İtalyan Dışişleri Bakanı da, Türkiye'nin İran konusundaki tavrından memnuniyetsizliğini dile getiriyor.

Dış politikada şaşırtıcı derecede sert mesajlar içeren bir konu da türkiye azerbaycan ilişkileri...

Amerikalı diplomatlar, Azeri lider İlham Aliyev'in Türkiye'ye karşı hisleri konusunda çarpıcı saptamalarda bulunuyor.

"Aliyev Erdoğan'dan hoşlanmıyor"

O notlara göre, Aliyev Erdoğan'dan hiç hoşlanmadığını saklamıyor. Türk dış politikasını naif buluyor. Erdoğan'ın Hamas ısrarının Türkiye'ye birşey getirmediğini düşünüyor.

Türk diplomatların, "Aliyev doğalgazı Ermenistan ile normalleşmeye karşı koz olarak kullanıyor" imasına yer veriliyor.  

Ve bunların kapsayan eksen kayması tartışması. Bakış açısı, notu yazan büyükelçinin imzasına göre değişse de temel saptama aynı. Türkiye'nin dış politikada yeni Osmanlıcı bir felsefe benimsediği tespiti yapılıyor.

En ılımlı isim son Ankara Büyükelçisi James Jeffrey. Jeffrey'e göre, "komşularla sıfır sorun" politikası Amerikan dış politikasına da uygun olabilecek ilerlemeler sağladı. Amerika açısından handikap, dış politika açılımlarının hiçbirinde sonuca ulaşılmış olmaması.

Liderler için kuliste ne konuşuluyor? Tıklayın...