'En Sıkıcı Gün'ü Kurtaran 'Türk Rektör'ün Doğumu Ankara
İngiltere'de Cambridge Üniversitesinde geliştirilen 'True Knowledge' isimli arama motoru, 'Yüzyılın en sıkıcı günü' olarak 11 Nisan 1954 gününü ilan etti.
İngiltere'de Cambridge Üniversitesinde geliştirilen 'True Knowledge' isimli arama motoru, 'Yüzyılın en sıkıcı günü' olarak 11 Nisan 1954 gününü ilan etti. Arama motoru, yüzyılın en sıkıcı gününde doğan 'en dikkate değer kişi' olarak Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar'ı seçti.
'True Knowledge'in internet sitesinde 'Yüzyılın en sıkıcı günü'ne ilişkin şu bilgilere yer veriliyor:
'Bu günde önemli bir kişi ölmedi, hiç büyük bir olay olmadı ve 20'nci yüzyılın dikkate değer birçok insanının doğduğu tipik bir gün olmamasına rağmen, bir Türk akademisyeni olan Abdullah Atalar, bu günde doğan en dikkate değer kişi oldu.
İroni olsa da hesap yapıldı, bu gün, ilginç şekilde alışılmışın dışında sıkıcı idi. Şimdi belki en sıkıcı ikinci günü hesaplamalıyız.'
Rektör Prof. Dr. Atalar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cambridge Üniversitesinden bir araştırmacı tarafından geliştirilen 'True Knowledge' isimli programın İngilizce olarak sorulan soruları internetteki tüm arama motorlarındaki bilgileri kullanarak yanıtladığını anlattı.
Bu programa '20'nci yüzyılın en sıkıcı günü hangisidir?' sorusunun yöneltildiğini ifade eden Atalar, şöyle devam etti:
'Yüzyılda 36 bin 525 gün var. Her yıl tarihte olan önemli olayları sıralayarak tek tek incelemiş bu bilgisayar programı. Fakat bu yüzyılda sadece bir günde pek kayda değer bir şeyin olmadığını ortaya çıkarmış. O tarih de 11 Nisan 1954. Bulabildikleri en önemli şey de o gün benim doğmuş olmam. Bu sonuçlarını da web sayfalarına koşmuşlar.'
Atalar, haber spikerlerinin o gün mikrofonların karşısına çıkarak, 'Bugün hiç haberimiz yok' dediklerini de aktardı.
-İNGİLTERE BASININDA SES GETİRDİ-
'Yüzyılın en sıkıcı günü'ne ilişkin haberlerin İngiliz basınının ilgisini çektiğini ve Daily Telegraph gazetesinden ve BBC kanalından kendisini arayarak görüş istendiğini aktaran Atalar, şunları kaydetti:
'Benim için o tarih tabii hiç can sıkıcı bir gün değil. Benim için en önemli gün doğum günüm. Bence benim doğumumla dünyanın en sıkıcı günü özelliği de kalmamış oluyor bu günün. Bu acayip bir tesadüf. Bunu ilk öğrendiğimde güldüm. Gülmekten başka yapacak bir şey yok. Komik bir şey. Ben şu sonucu da çıkardım bundan. İngiltere'deki bir bilgisayar programı, en önemsiz gün olarak benim doğum günümü seçtiyse daha çok yolum var demektir. Daha çok işler yapmam lazım ki günler o çizgiden çıksın.'
Atalar, bu olayla birlikte, 'Bundan sonra ben 20'nci yüzyılın en sıkıcı gününde doğdum' şeklinde espri yapma imkanına sahip olduğunu da söyledi.
Prof. Dr. Atalar, 'yüzyılın en sıkıcı gününde doğan akademisyen' şeklinde adının duyulmasından rahatsızlık duymadığını da dile getirerek, şöyle konuştu:
'Kötü bir şekilde tanınmaktansa doğum günü tesadüfen bu güne denk gelen bir kişi olarak adımın geçmesi kötü bir şey değil. Yıllar boyu sohbet konusu olabilir ama kötü bir tarafı yok. Magazinsel olayları belki bir iki hafta sonra unutulur ama benim unutmayacağım bir olay bu. O gün pazar günü de olduğundan ajanslar geçecek haber bulamamışlar.
11 Nisan 1954 doğumlu tek Türk ben değilimdir elbette. Dünyada da pek çok kişi vardır eminim. Dünyanın nüfusu 6 milyar olarak kabul edersek, o gün doğan tahminen elli bin kişi vardır. Ama o gün doğan elli bin kişinin en ünlüsü benmişim.'
26.11.2010 20:22:07
'True Knowledge'in internet sitesinde 'Yüzyılın en sıkıcı günü'ne ilişkin şu bilgilere yer veriliyor:
'Bu günde önemli bir kişi ölmedi, hiç büyük bir olay olmadı ve 20'nci yüzyılın dikkate değer birçok insanının doğduğu tipik bir gün olmamasına rağmen, bir Türk akademisyeni olan Abdullah Atalar, bu günde doğan en dikkate değer kişi oldu.
İroni olsa da hesap yapıldı, bu gün, ilginç şekilde alışılmışın dışında sıkıcı idi. Şimdi belki en sıkıcı ikinci günü hesaplamalıyız.'
Rektör Prof. Dr. Atalar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cambridge Üniversitesinden bir araştırmacı tarafından geliştirilen 'True Knowledge' isimli programın İngilizce olarak sorulan soruları internetteki tüm arama motorlarındaki bilgileri kullanarak yanıtladığını anlattı.
Bu programa '20'nci yüzyılın en sıkıcı günü hangisidir?' sorusunun yöneltildiğini ifade eden Atalar, şöyle devam etti:
'Yüzyılda 36 bin 525 gün var. Her yıl tarihte olan önemli olayları sıralayarak tek tek incelemiş bu bilgisayar programı. Fakat bu yüzyılda sadece bir günde pek kayda değer bir şeyin olmadığını ortaya çıkarmış. O tarih de 11 Nisan 1954. Bulabildikleri en önemli şey de o gün benim doğmuş olmam. Bu sonuçlarını da web sayfalarına koşmuşlar.'
Atalar, haber spikerlerinin o gün mikrofonların karşısına çıkarak, 'Bugün hiç haberimiz yok' dediklerini de aktardı.
-İNGİLTERE BASININDA SES GETİRDİ-
'Yüzyılın en sıkıcı günü'ne ilişkin haberlerin İngiliz basınının ilgisini çektiğini ve Daily Telegraph gazetesinden ve BBC kanalından kendisini arayarak görüş istendiğini aktaran Atalar, şunları kaydetti:
'Benim için o tarih tabii hiç can sıkıcı bir gün değil. Benim için en önemli gün doğum günüm. Bence benim doğumumla dünyanın en sıkıcı günü özelliği de kalmamış oluyor bu günün. Bu acayip bir tesadüf. Bunu ilk öğrendiğimde güldüm. Gülmekten başka yapacak bir şey yok. Komik bir şey. Ben şu sonucu da çıkardım bundan. İngiltere'deki bir bilgisayar programı, en önemsiz gün olarak benim doğum günümü seçtiyse daha çok yolum var demektir. Daha çok işler yapmam lazım ki günler o çizgiden çıksın.'
Atalar, bu olayla birlikte, 'Bundan sonra ben 20'nci yüzyılın en sıkıcı gününde doğdum' şeklinde espri yapma imkanına sahip olduğunu da söyledi.
Prof. Dr. Atalar, 'yüzyılın en sıkıcı gününde doğan akademisyen' şeklinde adının duyulmasından rahatsızlık duymadığını da dile getirerek, şöyle konuştu:
'Kötü bir şekilde tanınmaktansa doğum günü tesadüfen bu güne denk gelen bir kişi olarak adımın geçmesi kötü bir şey değil. Yıllar boyu sohbet konusu olabilir ama kötü bir tarafı yok. Magazinsel olayları belki bir iki hafta sonra unutulur ama benim unutmayacağım bir olay bu. O gün pazar günü de olduğundan ajanslar geçecek haber bulamamışlar.
11 Nisan 1954 doğumlu tek Türk ben değilimdir elbette. Dünyada da pek çok kişi vardır eminim. Dünyanın nüfusu 6 milyar olarak kabul edersek, o gün doğan tahminen elli bin kişi vardır. Ama o gün doğan elli bin kişinin en ünlüsü benmişim.'
26.11.2010 20:22:07