Mısır Çarşısı'ndaki Patlamada Ölen Erdi'nin Ailesinden Pınar Selek'e Çağrı
Mısır Çarşısı'nda 1998 yılında meydana gelen patlamada ölen Erdi Karacan'ın (8) ailesi, aradan 12 yıl geçmesine rağmen davanın herhangi bir sonuca bağlanamamasına tepki gösterdi
Mısır Çarşısı'nda 1998 yılında meydana gelen patlamada ölen Erdi Karacan'ın (8) ailesi, aradan 12 yıl geçmesine rağmen davanın herhangi bir sonuca bağlanamamasına tepki gösterdi. Aile, Yargıtay'ın hakkındaki beraat kararını bozduğu Pınar Selek'e, "Buraya gel ve yargılan" çağrısında bulundu.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun beraat kararını bozarak bombayı sosyolog Pınar Selek'in koyduğuna dair verdiği karar, patlamada yakınlarını kaybeden aileleri umutlandırdı. Patlamada, 2 akrabasıyla birlikte ölen Erdi Karacan'ın (8) ailesi, hakkındaki beraat kararı bozulan Pınar Selek'e çağrıda bulundu. Oğlunun fotoğrafını bir an bile elinden düşürmeyen Sariye Karacan, "Adaletin yerine gelmesini istiyoruz. Gerçi adalet yerine gelse ne olur benim çocuğum geri gelmez ki. Daha düne kadar çocuğumun seçmen kağıdı
geldi. Yaşasaydı şimdi 20 yaşında olacaktı. Ben bomba olduğunu başından beri söylüyordum" diyerek ağladı.
Karacan, olaydan seneler sonra bir kız çocuğu dünyaya getirdiğini belirterek şöyle konuştu: "Çocuğum olmadan hayatım hiç güzel değil. Ben hep dedim. Allah'ım Pınar Selek suçlu ise ona da 3 tane evlat versin. O da evlatlarını bu şekilde kaybetsin. Neden bizi kimse aramadı. Neden şahit olarak gösterilmedik. Kimse bize bir şey sormadı. Olaydan sonra bir kızım oldu. Kızım yanımdan kaybolduğu zaman korkuyorum. Bir evladın annesini suçlaması ne demek, yaşadılar mı acaba. Benim küçük evladım olayla alakalı
sürekli beni suçladı."
Baba Mustafa Haki Karacan da, gecikmiş bir adalet sistemi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Atı alan Üsküdar'ı geçti. Zaten açtığımız davanın sonucunda bize 60 bin lira verdiler. Layık görülen bu. Bu olay hayatımızı tamamen alt üst etti. Onun yerinde ben de olsam yurt dışında yaşarım. Aradan 12 yıl geçmiş. Şimdi yeni bir süreç işlenecek. Daha ne kadar sürer belli değil. Pınar Selek suçlu mu, suçlu değil mi? Bu da bir muamma. Tam bir kaos. 12 yıl önce bu delillerin tamamı ortada değil miydi? Bana göre
ortadaydı. Neden 12 yıl sürdü. İnsan düşünmüyor değil. Gecikmiş bir adaletin tecellisi var şu anda. Tam manasıyla bitmiş bir olay değil. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne yapılmış bir saldırıydı. Niçin 12 yıl sürdü. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu diye düşünüyorum."
Mustafa Haki Karacan, konuşmasında "Kimse suçsuz kişinin kapısına gitmez. Ben de suçlu olsam gelir beni tutuklarlar. Pınar Selek suçlu ki, kapısına gittiler. İnternete girdiğim zaman Pınar Selek'i savunan o kadar kişi var ki, suçsuzsa gelip kendini savunsun, ispat etsin. Gelsin suçsuz olduğunu ispatlasın ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinden şikayetçi olarak tazminat davası açsın. Kaçarak olmaz" ifadelerini kullandı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun beraat kararını bozarak bombayı sosyolog Pınar Selek'in koyduğuna dair verdiği karar, patlamada yakınlarını kaybeden aileleri umutlandırdı. Patlamada, 2 akrabasıyla birlikte ölen Erdi Karacan'ın (8) ailesi, hakkındaki beraat kararı bozulan Pınar Selek'e çağrıda bulundu. Oğlunun fotoğrafını bir an bile elinden düşürmeyen Sariye Karacan, "Adaletin yerine gelmesini istiyoruz. Gerçi adalet yerine gelse ne olur benim çocuğum geri gelmez ki. Daha düne kadar çocuğumun seçmen kağıdı
geldi. Yaşasaydı şimdi 20 yaşında olacaktı. Ben bomba olduğunu başından beri söylüyordum" diyerek ağladı.
Karacan, olaydan seneler sonra bir kız çocuğu dünyaya getirdiğini belirterek şöyle konuştu: "Çocuğum olmadan hayatım hiç güzel değil. Ben hep dedim. Allah'ım Pınar Selek suçlu ise ona da 3 tane evlat versin. O da evlatlarını bu şekilde kaybetsin. Neden bizi kimse aramadı. Neden şahit olarak gösterilmedik. Kimse bize bir şey sormadı. Olaydan sonra bir kızım oldu. Kızım yanımdan kaybolduğu zaman korkuyorum. Bir evladın annesini suçlaması ne demek, yaşadılar mı acaba. Benim küçük evladım olayla alakalı
sürekli beni suçladı."
Baba Mustafa Haki Karacan da, gecikmiş bir adalet sistemi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Atı alan Üsküdar'ı geçti. Zaten açtığımız davanın sonucunda bize 60 bin lira verdiler. Layık görülen bu. Bu olay hayatımızı tamamen alt üst etti. Onun yerinde ben de olsam yurt dışında yaşarım. Aradan 12 yıl geçmiş. Şimdi yeni bir süreç işlenecek. Daha ne kadar sürer belli değil. Pınar Selek suçlu mu, suçlu değil mi? Bu da bir muamma. Tam bir kaos. 12 yıl önce bu delillerin tamamı ortada değil miydi? Bana göre
ortadaydı. Neden 12 yıl sürdü. İnsan düşünmüyor değil. Gecikmiş bir adaletin tecellisi var şu anda. Tam manasıyla bitmiş bir olay değil. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne yapılmış bir saldırıydı. Niçin 12 yıl sürdü. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu diye düşünüyorum."
Mustafa Haki Karacan, konuşmasında "Kimse suçsuz kişinin kapısına gitmez. Ben de suçlu olsam gelir beni tutuklarlar. Pınar Selek suçlu ki, kapısına gittiler. İnternete girdiğim zaman Pınar Selek'i savunan o kadar kişi var ki, suçsuzsa gelip kendini savunsun, ispat etsin. Gelsin suçsuz olduğunu ispatlasın ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinden şikayetçi olarak tazminat davası açsın. Kaçarak olmaz" ifadelerini kullandı.