Eğitimde Fatih Projesi İmza Töreni
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar bazıları 'FATİH Projesi' adı kondu diye kendine göre dalgasını geçiyorsa da, bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır diye düşünüyorum" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar bazıları 'FATİH Projesi' adı kondu diye kendine göre dalgasını geçiyorsa da, bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır diye düşünüyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı işbirliği ile gerçekleştirilecek olan Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi imza törenine katıldı. Rixos Otel'de gerçekleştirilen törende konuşan Erdoğan, bu törende atılan imzalarla resmi olarak başlatılacak proje sayesinde artık 'her okula bilgisayar döneminden her sınıfa bilgisayar dönemine' geçildiğini söyledi. Sınıflarda artık bilgisayar, akıllı tahta, projeksiyon aletleri, internet bağlantısı
olacağını belirten Erdoğan, böylece okulları çok daha güçlü bir noktaya taşımış olacaklarını söyledi. Hükümeti kurdukları 2002 yılının sonlarında Türkiye genelinde 85 öğrenciye bir bilgisayar düştüğünü belirten Erdoğan, bu rakamın da eşit dağılmadığına işaret etti. Bazı illerde, bölgelerde öğrenciler okullarında bilgisayar görebilirken; bazı illerde ise ne okulda ne semtinde hiç bilgisayar görmemiş öğrenciler bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, bilgisayar sınıflarının bulunduğu okullarda da öğrencilerin bu
imkandan tam anlamıyla istifade edemediğini söyledi. Bilgisayarların okullarda adeta 'seyirlik malzeme' olarak durduğunu belirten Erdoğan, bozulur diye dokunulmasına izin verilmediğini kaydetti. Türkiye'deki okulların her alanda olduğu gibi eğitimde de bilişim teknolojisiyle çok geç tanıştığına dikkat çeken Erdoğan, "Bilgisayarın yaygın bir eğitim aracına dönüşmesi de bizim son 8 yıldaki gayretlerimizle gerçekleşti. Son 8 yılda okullara toplamda 750 bin bilgisayar gönderdik. 10 ve daha fazla derslik olan
okullara bilişim teknolojisi sınıfları kurduk. Sadece bilgisayar göndermekle kalmayıp, okullarımızı hızlı internetle de buluşturduk. Şu anda Türkiye'de ortalama 15 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Yani 85 öğrenciden 15'e bu işi yükselttik" dedi.
Başbakan Erdoğan, 2003 yılında çok az sayıda okulda internet bağlantısı varken, bugün ilköğretim okullarının yüzde 96'sında internet bulunduğunu belirterek, "Hedefimiz bu işi çok daha iyi noktalara taşımak ve yüzde yüze ulaşmak" diye konuştu. Türkiye'nin hangi bölgesine gitseler çocukların artık oyuncak istemediklerini anlatan Erdoğan, "Artık, 'Tayyip Amca, Başbakan Amca, bana laptop verir misin?' diyor. İş bu noktaya geldi. Türkiye'nin geldiği bu seviyeyi hiç kimse çıkıp da bilişim teknolojilerindeki
ilerleme ile izah etmesin. 2002 yılında da bilişim teknolojileri çok ileri bir seviyeye ulaşmıştı. Bilgisayar, internet ve yazılımlar tüm dünyada yaygın kullanılır hale gelmişti. Ama dünyadaki bu gelişme maalesef Türkiye'ye taşınamamıştı. Dünya gençleri okullarında, dersliklerinde, evlerinde bilgisayarı azami derecede eğitim süreçlerine katarken; bizim çocuklarımız adeta bilgisayardan uzak tutuldu" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN YAŞADIĞI TÜM SIKINTILARIN TEMELİNDE ÇOCUKLARIN UMUDUNUN KÖRELTİLMESİ YATIYOR"
Bir tohum toprağa atılıp, terk edilirse istenilen verimin asla alınamayacağını belirten Erdoğan, "Toprağı sulayacaksınız, havalandıracaksınız, yabani otları temizleyeceksiniz, ilgi göstereceksiniz ki tohum filizlenecek, boy atacak, başağa duracak ve bire 20, bire 30 size ürün verecek. Bir fidanı toprağa dikip, sonra arkanıza bakmazsanız kurumaya mahkumdur. Sabırla ilgileneceksiniz, koruyacaksınız, gözünüz gibi bakacaksınız ki o fidan bir çınara dönüşecek ya da meyveye duracak ve size ektiğinizi biçme,
sabrınızın karşılığını alma fırsatını sunacak" dedi.
Türkiye'nin hangi iline, hangi ilçesine gitse gözleri ışıldayan, gözlerinden umut fışkıran çocuklar gördüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim her çocuğumuz son derece zeki, yetenekli. Ama kendi haline bırakıldığında, yeterince ilgi gösterilmediğinde, korunmadığında, imkanlar sunulmadığında maalesef çocukların gözündeki o parıltı sönüyor, umut ışığı kaybolup gidiyor. Sadece bilimde, sanatta, sporda değil; ekonomide, iç ve dış politikada, Türkiye'nin yaşadığı tüm sıkıntıların temelinde işte bu çocukların umudunun köreltilmesi yatıyor."
ORTAÖĞRETİMDE TAŞIMALI SİSTEM
Başbakan Erdoğan, eğitimde yeni bir adım daha attıklarını belirterek, bunun ortaöğretimde taşıma sistemine geçiş olduğunu söyledi. Erdoğan, şu anda kız öğrencilerin taşımalı sisteme geçtiğini, ikinci dönemde erkek öğrencileri de taşımalı sisteme alacaklarını kaydetti.
Kürsüden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a talimat veren Başbakan Erdoğan, "Bizim süratle derslik noktasında açığımızın kalmaması gerekiyor. En kısa zamanda yapabileceğimiz derslik sayısını, mevcudu katlayabilecek noktaya getirmemiz lazım" dedi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun talebini de soran Erdoğan, "150-300 ne yapıyoruz? Ona göre adım atacağız. Ona göre kayda alacağız bunu. Bizim şu anda sağlıklı bir şekilde azami 30 öğrenci, 30'un üzerinde sınıf kalmaması için adım atmamız gerekiyor" dedi.
Bir diğer önemli adımın da ilköğretim okullarının bulunduğu yerlerde okul öncesi öğrenime yönelik sınıfların yapılması olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bunlarla beraber hesabı yaptığımızda sanıyorum derslik adedi 300 bin yeter mi?" diye sordu. Salondan alkış alan Erdoğan, fiziki mekan konusunda sıkıntı kalmaması gerektiğini belirterek, "Öğretmenler noktasında da açığın kapatılması gerekiyor. Okul öncesinde yoğunlaşacağız" şeklinde konuştu.
"FATİH PROJESİ ELEŞTİRENLERE GEREKLİ TOKADI ATACAKTIR"
Türkiye'de okul öncesi eğitim kültürünün ailelerde gelişmemiş olduğunu belirten Erdoğan, artık 4 yaşından itibaren okul öncesi öğretime geçilmesi gerektiğini söyledi. Çocukların bu yaştan itibaren öğrenmeye açık olduklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"FATİH Projesi'ni incelediğimizde Fatih Sultan Mehmet'te de bunu görürsünüz zaten. Her ne kadar bazıları 'FATİH Projesi' adı kondu diye kendine göre dalgasını geçiyorsa da, bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır diye düşünüyorum. Zira, Fatih Sultan Mehmet'in yetişme koşullarına baktığınızda işte bu yaşlarda o öğretmenine teslim edilmiş ve eğitimini almaya başlamıştır. Ama bunu hazmedemeyenler, o isme maalesef hazımsız olanlar, böyle bir projeye bu adın konulmasından dolayı
rahatsızlar. Ne var bunun açılımında? Bunun açılımı, 'Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi'. Niye rahatsız oluyorsun? Fırsatları artırmaktan, bu nimetlerden istifade etmekten daha güzel bir şey olabilir mi? Bunu bu nesillerin istifadesine sunacağız ki, bizler büyükler olarak görevimizi yapmış olalım. Atmak istediğimiz adım bu. Onun için beyler rahatsız olmasınlar. Onlar ne kadar rahatsız olursa olsun biz yolumuza devam edeceğiz."
Eğitimde kronikleşmiş sorunları çözmenin mücadelesinde olduklarını belirten Erdoğan, tüm sorunların aşıldığı iddiasında da olmadıklarını kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Eğitim sistemindeki marjinal aksaklıkları diline dolayanlar, belli kesimleri istismar etme çabası içinde olanlar, bu hükümeti değil, öncelikle kendi zihniyetlerini, kendilerinin hükümet ortağı olduğu dönemleri eleştiriye tabi tutsunlar. Eksiklerimizin olduğunu, gittiğim, gördüğüm okullardaki sıkıntılar bizi de dertlendiriyor. Ama devraldığımız yük kolay bir yük değildi. Şu anda sıfırdan yaptığımız okullarla, restorasyonlarda hamdolsun daha iyi bir noktaya geldik ve geleceğiz. Eğer 1940'lı yıllarda bu
ülkenin eğitimine gerekli yatırımlar yapılsaydı, 1960'lar farklı olurdu. Eğer 1960'larda eğitimde reformlar yapılsa, inanın 80'ler farklı olurdu. Biz 2000'li yılların başında samimiyetle, planlı ve programlı yatırımları yapıyor, reformları yapıyor ve bugünden 2020 ve sonrasını şekillendiriyoruz. Zira cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıldönümünde 2023'te dünyanın en güçlü ilk 10 ülkesi içinde yer alacağız diyoruz. Bunu kuru hedef, hoş slogan olmanın ötesine taşıyor ve bugünden alt yapısını
hazırlıyoruz. Bugün attığımız imzalar bu hedefe ulaşmamıza büyük bir güç katacak ve hepimizin özgüvenini artıracaktır."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Sincan İl Genel Meclisi İlköğretim Okulu'nda canlı bağlantı yaparak, FATİH Projesi ile ilgili okulun bir öğrencisi ve öğretmeni ile konuşarak, hayırlı olmasını diledi.
(MÜG-CC-Y)
Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı işbirliği ile gerçekleştirilecek olan Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi imza törenine katıldı. Rixos Otel'de gerçekleştirilen törende konuşan Erdoğan, bu törende atılan imzalarla resmi olarak başlatılacak proje sayesinde artık 'her okula bilgisayar döneminden her sınıfa bilgisayar dönemine' geçildiğini söyledi. Sınıflarda artık bilgisayar, akıllı tahta, projeksiyon aletleri, internet bağlantısı
olacağını belirten Erdoğan, böylece okulları çok daha güçlü bir noktaya taşımış olacaklarını söyledi. Hükümeti kurdukları 2002 yılının sonlarında Türkiye genelinde 85 öğrenciye bir bilgisayar düştüğünü belirten Erdoğan, bu rakamın da eşit dağılmadığına işaret etti. Bazı illerde, bölgelerde öğrenciler okullarında bilgisayar görebilirken; bazı illerde ise ne okulda ne semtinde hiç bilgisayar görmemiş öğrenciler bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, bilgisayar sınıflarının bulunduğu okullarda da öğrencilerin bu
imkandan tam anlamıyla istifade edemediğini söyledi. Bilgisayarların okullarda adeta 'seyirlik malzeme' olarak durduğunu belirten Erdoğan, bozulur diye dokunulmasına izin verilmediğini kaydetti. Türkiye'deki okulların her alanda olduğu gibi eğitimde de bilişim teknolojisiyle çok geç tanıştığına dikkat çeken Erdoğan, "Bilgisayarın yaygın bir eğitim aracına dönüşmesi de bizim son 8 yıldaki gayretlerimizle gerçekleşti. Son 8 yılda okullara toplamda 750 bin bilgisayar gönderdik. 10 ve daha fazla derslik olan
okullara bilişim teknolojisi sınıfları kurduk. Sadece bilgisayar göndermekle kalmayıp, okullarımızı hızlı internetle de buluşturduk. Şu anda Türkiye'de ortalama 15 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Yani 85 öğrenciden 15'e bu işi yükselttik" dedi.
Başbakan Erdoğan, 2003 yılında çok az sayıda okulda internet bağlantısı varken, bugün ilköğretim okullarının yüzde 96'sında internet bulunduğunu belirterek, "Hedefimiz bu işi çok daha iyi noktalara taşımak ve yüzde yüze ulaşmak" diye konuştu. Türkiye'nin hangi bölgesine gitseler çocukların artık oyuncak istemediklerini anlatan Erdoğan, "Artık, 'Tayyip Amca, Başbakan Amca, bana laptop verir misin?' diyor. İş bu noktaya geldi. Türkiye'nin geldiği bu seviyeyi hiç kimse çıkıp da bilişim teknolojilerindeki
ilerleme ile izah etmesin. 2002 yılında da bilişim teknolojileri çok ileri bir seviyeye ulaşmıştı. Bilgisayar, internet ve yazılımlar tüm dünyada yaygın kullanılır hale gelmişti. Ama dünyadaki bu gelişme maalesef Türkiye'ye taşınamamıştı. Dünya gençleri okullarında, dersliklerinde, evlerinde bilgisayarı azami derecede eğitim süreçlerine katarken; bizim çocuklarımız adeta bilgisayardan uzak tutuldu" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN YAŞADIĞI TÜM SIKINTILARIN TEMELİNDE ÇOCUKLARIN UMUDUNUN KÖRELTİLMESİ YATIYOR"
Bir tohum toprağa atılıp, terk edilirse istenilen verimin asla alınamayacağını belirten Erdoğan, "Toprağı sulayacaksınız, havalandıracaksınız, yabani otları temizleyeceksiniz, ilgi göstereceksiniz ki tohum filizlenecek, boy atacak, başağa duracak ve bire 20, bire 30 size ürün verecek. Bir fidanı toprağa dikip, sonra arkanıza bakmazsanız kurumaya mahkumdur. Sabırla ilgileneceksiniz, koruyacaksınız, gözünüz gibi bakacaksınız ki o fidan bir çınara dönüşecek ya da meyveye duracak ve size ektiğinizi biçme,
sabrınızın karşılığını alma fırsatını sunacak" dedi.
Türkiye'nin hangi iline, hangi ilçesine gitse gözleri ışıldayan, gözlerinden umut fışkıran çocuklar gördüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim her çocuğumuz son derece zeki, yetenekli. Ama kendi haline bırakıldığında, yeterince ilgi gösterilmediğinde, korunmadığında, imkanlar sunulmadığında maalesef çocukların gözündeki o parıltı sönüyor, umut ışığı kaybolup gidiyor. Sadece bilimde, sanatta, sporda değil; ekonomide, iç ve dış politikada, Türkiye'nin yaşadığı tüm sıkıntıların temelinde işte bu çocukların umudunun köreltilmesi yatıyor."
ORTAÖĞRETİMDE TAŞIMALI SİSTEM
Başbakan Erdoğan, eğitimde yeni bir adım daha attıklarını belirterek, bunun ortaöğretimde taşıma sistemine geçiş olduğunu söyledi. Erdoğan, şu anda kız öğrencilerin taşımalı sisteme geçtiğini, ikinci dönemde erkek öğrencileri de taşımalı sisteme alacaklarını kaydetti.
Kürsüden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a talimat veren Başbakan Erdoğan, "Bizim süratle derslik noktasında açığımızın kalmaması gerekiyor. En kısa zamanda yapabileceğimiz derslik sayısını, mevcudu katlayabilecek noktaya getirmemiz lazım" dedi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun talebini de soran Erdoğan, "150-300 ne yapıyoruz? Ona göre adım atacağız. Ona göre kayda alacağız bunu. Bizim şu anda sağlıklı bir şekilde azami 30 öğrenci, 30'un üzerinde sınıf kalmaması için adım atmamız gerekiyor" dedi.
Bir diğer önemli adımın da ilköğretim okullarının bulunduğu yerlerde okul öncesi öğrenime yönelik sınıfların yapılması olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bunlarla beraber hesabı yaptığımızda sanıyorum derslik adedi 300 bin yeter mi?" diye sordu. Salondan alkış alan Erdoğan, fiziki mekan konusunda sıkıntı kalmaması gerektiğini belirterek, "Öğretmenler noktasında da açığın kapatılması gerekiyor. Okul öncesinde yoğunlaşacağız" şeklinde konuştu.
"FATİH PROJESİ ELEŞTİRENLERE GEREKLİ TOKADI ATACAKTIR"
Türkiye'de okul öncesi eğitim kültürünün ailelerde gelişmemiş olduğunu belirten Erdoğan, artık 4 yaşından itibaren okul öncesi öğretime geçilmesi gerektiğini söyledi. Çocukların bu yaştan itibaren öğrenmeye açık olduklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"FATİH Projesi'ni incelediğimizde Fatih Sultan Mehmet'te de bunu görürsünüz zaten. Her ne kadar bazıları 'FATİH Projesi' adı kondu diye kendine göre dalgasını geçiyorsa da, bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır diye düşünüyorum. Zira, Fatih Sultan Mehmet'in yetişme koşullarına baktığınızda işte bu yaşlarda o öğretmenine teslim edilmiş ve eğitimini almaya başlamıştır. Ama bunu hazmedemeyenler, o isme maalesef hazımsız olanlar, böyle bir projeye bu adın konulmasından dolayı
rahatsızlar. Ne var bunun açılımında? Bunun açılımı, 'Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi'. Niye rahatsız oluyorsun? Fırsatları artırmaktan, bu nimetlerden istifade etmekten daha güzel bir şey olabilir mi? Bunu bu nesillerin istifadesine sunacağız ki, bizler büyükler olarak görevimizi yapmış olalım. Atmak istediğimiz adım bu. Onun için beyler rahatsız olmasınlar. Onlar ne kadar rahatsız olursa olsun biz yolumuza devam edeceğiz."
Eğitimde kronikleşmiş sorunları çözmenin mücadelesinde olduklarını belirten Erdoğan, tüm sorunların aşıldığı iddiasında da olmadıklarını kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Eğitim sistemindeki marjinal aksaklıkları diline dolayanlar, belli kesimleri istismar etme çabası içinde olanlar, bu hükümeti değil, öncelikle kendi zihniyetlerini, kendilerinin hükümet ortağı olduğu dönemleri eleştiriye tabi tutsunlar. Eksiklerimizin olduğunu, gittiğim, gördüğüm okullardaki sıkıntılar bizi de dertlendiriyor. Ama devraldığımız yük kolay bir yük değildi. Şu anda sıfırdan yaptığımız okullarla, restorasyonlarda hamdolsun daha iyi bir noktaya geldik ve geleceğiz. Eğer 1940'lı yıllarda bu
ülkenin eğitimine gerekli yatırımlar yapılsaydı, 1960'lar farklı olurdu. Eğer 1960'larda eğitimde reformlar yapılsa, inanın 80'ler farklı olurdu. Biz 2000'li yılların başında samimiyetle, planlı ve programlı yatırımları yapıyor, reformları yapıyor ve bugünden 2020 ve sonrasını şekillendiriyoruz. Zira cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıldönümünde 2023'te dünyanın en güçlü ilk 10 ülkesi içinde yer alacağız diyoruz. Bunu kuru hedef, hoş slogan olmanın ötesine taşıyor ve bugünden alt yapısını
hazırlıyoruz. Bugün attığımız imzalar bu hedefe ulaşmamıza büyük bir güç katacak ve hepimizin özgüvenini artıracaktır."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Sincan İl Genel Meclisi İlköğretim Okulu'nda canlı bağlantı yaparak, FATİH Projesi ile ilgili okulun bir öğrencisi ve öğretmeni ile konuşarak, hayırlı olmasını diledi.
(MÜG-CC-Y)