NATO'dan AB'ye Türkiye'siz olmaz

Lizbon Zirvesi'nde, Türkiye açısından en önemli konular arasında NATO-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri yer ...


Lizbon Zirvesi'nde, Türkiye açısından en önemli konular arasında NATO-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri yer alıyordu. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in önceliklerinden birini de bu ilişkilerin geliştirilmesi oluşturuyor. Bunun önündeki en önemli engel ise Rum Kesimi'nin Türkiye'yi AB, buna karşılık Türkiye'nin de Rum Kesimi'ni NATO çerçevesinde engellemesi.
Türkiye'nin bu ilişkilerin geliştirilmesini sağlama konusunda üç temel beklentisi var. Ankara, NATO üyesi olup da AB üyesi olmayan Norveç'e sağlanan şu haklardan yararlanmak istiyor:
-  AB'yle güvenlik anlaşması imzalanması.
-  Avrupa Savunma Ajansı'na katılım.
-  Operasyonların karar mekanizmasına dahil edilmesi.
Bu taleplerin karşılanması, Türkiye'nin iki kurum arasındaki ilişkilerin istenen düzeye ulaşmasını sağlayacak adımların atılmaya başlanması için olmazsa olmaz şartlar arasında yer alıyor.

Ankara'dan Rasmussen'e uyarı
NATO Genel Sekreteri Rasmussen göreve seçilmesi aşamasında ve sonrasında NATO-AB ilişkilerini geliştirmeyi önceliklerinin arasına yerleştirse de bunu uygulamaya sokarken, "NATO'lu gibi değil AB'li gibi" davranması sorun yaratmıştı. Sürekli olarak AB'nin söylemlerini Türkiye'nin önüne koyan Rasmussen bir kaç kez Ankara tarafından uyarıldı. Kırılma noktasını ise ekim ayında yaptığı Ankara ziyareti oluşturdu.
Rasmussen, bu ziyaretin ardından Türkiye'nin taleplerinin ilgili metinlere yansıması için "beklenenin üzerinde bir performans" sergiledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da sıcak bir çalışma ilişkisi kurduğu AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ı yakın markajda tutarak Ankara'nın tezlerini her fırsatta ve tüm boyutlarıyla anlatması AB kanadının tutumunu esnetmesinde önemli rol oynadı.

Türkiye'yi memnun edecek ifadeler
Sonuçta zirvede önceki gün kabul edilen Stratejik Konsept belgesinde AB ile işbirliğinin artırılacağı belirtildi ancak "AB üyesi olmayan İttifak ülkeleri ortak güvenlik konusundaki zorluklara karşı kayda değer katkıda bulunmaktadır. NATO ile AB arasında stratejik ortaklık için AB üyesi olmayan İttifak üyelerinin bu çabalara tam katılımı elzemdir" ifadelerine yer verildi. Bu ifadelerle NATO-AB ilişkilerinin stratejik boyutunun geliştirilemsi konusunda yıllardır üye olduğu NATO ile üyesi olmak istediği AB arasına sıkışan Türkiye'nin taleplerine geçtiğimiz yıllara oranla daha net ve güçlü şekilde destek verilmiş oldu. Bu, psikolojik bir virajın dönüldüğünü gösteriyor ancak kısa vadede, özellikle de Kıbrıs sorunu çözülmeden, somut sonuç doğurma olasılığı düşük olan bir gelişme.

AB ile ilişkileri olumlu etkileyebilir
Hem NATO hem de AB üyesi olan 21 ülkenin bu konuda "NATO şapkasıyla benimsedikleri yaklaşımı AB şapkası altında sürdürüp sürdürmeyecekleri" ilişkilerin gelişme performansı konusunda belirleyici rol oynayacak. Avrupa'nın güvenliği söz konusu olduğunda akla ilk gelen ülkelerden olan Türkiye'nin ağırlığının AB ülkeleri tarafından her geçen gün daha iyi anlaşılıyor olması Ankara-Brüksel hattındaki ilişkileri de olumlu etkileme potansiyeli taşıyan unsurlardan birini oluşturuyor.