'Benim bankalarım' kavgası

Daha önce Merkez Bankası'nın (MB) mevduat munzam karşılık oranlarını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Ku...


Daha önce Merkez Bankası'nın (MB) mevduat munzam karşılık oranlarını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) görüşünü almadan atırmasına tepki gösteren BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bu kez de MB'nin ekonomideki ısınmanın önlenmesi için aldığı kararların bankalara zarar vereceği görüşüyle sert çıkışta bulundu.
TÜSİAD - Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu'nun (EAF) düzenlediği "Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen" konulu konferansa katılan Bilgin'in "Benim bankalarım" ifadesiyle başlayan konuşmasına iki kurum arasındaki koordinasyon kopukluğu damgasını vurdu.

Kredi büyümesi yüzde 13.7
Merkez Bankası'nın iç talepteki artışı gözönünde tutarak enflasyonist baskıya karşı mevduat munzam karşılığını artırması, karşılıklar için ödenen faizi sıfırlaması, KKDF'yi yükseltmesi ve son olarak da bankalara kredi arzını düşürmeleri uyarısında bulunmasından rahatsız olan BDDK Başkanı Bilgin, kredi artışın reel bazda yüzde 13.7 olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"49 oyuncumuzun genel müdüründen genel müdür yardımcılarına kadar kalp atışlarını izliyorum. Banka bazında bireysel tedbirler de alabiliyorum. X bankasına (sen dur), Y bankasına (sen devam et) diyorum. Asıl denetim budur. Sektör genelinde topluca alınan tedbirler, iyi işleyen bankaları cezalandırıyor." Bilgin, bankacılıkta düzenlemelerin çok sert olmasının ufku karartacağını söyledi.

'Biz görüş sormayız'
Merkez Bankası  Başkanı Durmuş Yılmaz ise alınan kararların ileriye yönelik tedbirler olduğunu belirterek, MB Para Kurulu'nun aldığı kararlar hakkında BDDK'dan görüş almadığını söyledi.
Durmuş Yılmaz, "Biz şu anda ekonomimizin ısındığını düşünmüyoruz. Ama ileriye yönelik özellikle cari açık tarafından baktığımızda birtakım finansal istikrarla ilgili risklerin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz. O nedenle bugünden tedbir alıyoruz" dedi.
Durmuş Yılmaz, MB'nin aldığı bu kararaların bankacılık sisteminin büyümesini engeleyeceği yönündeki tepkilere ise şu yanıtı verdi:
"Ölçülü bir büyümenin, kontrol edilebilir bir büyümenin ülkemiz için uygun olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bankacılık sisteminin büyümesinin engellenmesi gibi birşey söz konusu değil. Aklımızın ucundan da geçmiyor."

 

'Sıcak para dursun diye gecelik faizi düşürdük'
MB'nin gecelik faiz borçlanma oranını sert bir şekilde yüzde 5.75'den yüzde 1.75'e düşürmesinin sıcak paraya karşı alınan bir karar olduğunu belirten MB Başkanı Durmuş Yılmaz, Türkiye'de şu anda bu konuda bir konsensüs olduğunu söyledi.
Yılmaz, "O konsensüs da şu; şu anda makro ekonomik politikaların yürütüldüğü çerçevenin değiştirilmesi konusunda bir çalışma veyahut da istek, arzu yok. Yani ne diyoruz? Yapısal reformlara devam diyoruz, dalgalı kur rejimi devam edecek diyoruz. Bu çerçevede de şu anda gelişmiş ülkelerin merkez bankaları tarafından ortaya konulan genişlemeci para politikasının etkisiyle artan sermaye hareketleri üzerine getirilmesi düşünülen bir kambiyo kontrol düşünülmüyor. Ama bu şu sonucu ortaya çıkarmıyor da değil; bu gelen para akılları bizim paramızın değerlenmesine neden oluyor, ülkemizin rekabet gücü üzerinde de bir olumsuz etki yapıyor. Bu ayrıca finansal istikrar açısından da bir sorun yaratabilir diye düşünüyoruz.
O nedenle şu anda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak, nitekim bu sadece bizimle de ilgili değil, bütün dünyada kriz sonrasındaki finansal mimari ile ilgili olarak yapılması düşünülen ya da alınması gereken tedbirlerin de bir parçası..."

 

Özince: Sen cüce kal, İspanyol, Alman büyüsün
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, hükümetin ve Merkez Bankası'nın ekonomideki ısınmaya yönelik olarak bankaların kredilerde frene basılmasını istemesine tepki göstererek şöyle konuştu:
"Aman içeride ısıtıyorsun büyüme, dışarıya çıkacaksın ama konsolide olduğunda bizim ülkede çok büyük olursun yine büyüme... Kim büyüsün o zaman? O zaman bizim bütün bankalarımızı başkaları gelsin alsın. Alsın, onda da değiliz, serbestiz ya... Satıyoruz, bir daha satıyoruz... İyi de ama sonuçta da 'ülke sermayedarı bankacılık sektöründen tamamen çekilsin' diyorsak onu da başarmak üzereyiz. Siz o sermayedara 'sen cüce kal, başkaları büyüsün, İspanyol büyüsün, Alman büyüsün...' Commerzbank gelip Türkiye'de banka alsa herhalde alkış tutucağız."
TBB Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı basın toplantısında soruları yanıtlayan Özince, MB'nin açıklamalarındaki finansal istikrar vurgusuna ilişkin Türkiye'nin, büyük kısmı kamuda olmak üzere hem özel sektörde hem de kamuda tasarruf açığı olduğunu söyledi.

 

'Kredileri vermiyoruz, hadi ekonomi soğusun bakalım'
Merkez Bankası kararlarına sektörün düzenleyici ve denetleyici kurumu BDDK'nın gösterdiği tepkiye benzer bir tepkiyi ortaya koyan Ersin Özince şöyle devam etti:
"Şimdi bizler harcamayacakmışız. Ama kamu harcayacak. Burada belki Merkez Bankası, 'kızım sana söylüyorum gelinim sen anla' diyor. Yani şimdi bizde konut kredisi artsa ne olur? Ekonomi mi ısınır? Başka yerden soğur. Konut kredisi 4 iken 8 olsun. (GSYH'ye oranı) İstanbul'daki evlerden bir miktarı daha sağlam olsun. İstikrar deyince en önemli unsurlardan biri sürdürülebilirlik ve dolayısıyla dış ticaret. Türkiye rekabet endekslerinde ileri gitmiyor. Özel sektöre ekstra müdahalelerle rekabet endeksinde daha da aşağıya düşecek. Peki kamu ile ilgili ne yapılabilir? Biz bankacılıkla ilgili boyuna reform istiyoruz.
Biz Basel 3'e karşı değiliz. Hiçbir şeye karşı olmadık. Çünkü bizim rakibimiz Avrupa bankacılığı, Türk reel sektörünü, Türk varlıklı müşterisini burada gözümüzün önünde alıp götürüyor. Dolayısıyla sonuna kadar şeffafız. Bankaların birçoğu borsaya açık. Finansal istikrar konusunda bizim bana göre minnacık tüketici kredimizin tembih edilmesiyle netice alınacaksa, iş bitti. Vermiyoruz hadi... Hiçbir şey farketmez Türkiye Cumhuriyeti'nde... Isınacağı varsa yine ısınır. Çünkü konu orada değil."