Yarsav Başkanı Tarhan, Hsyk Kanun Taslağını Eleştirdi
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanun taslağını eleştirerek, "Referandum sürecinde yargının yürütme tarafından kıskaca alınacağı, baskıların ve kadrolaşmanın artacağı yolundaki endişelerimizi teyid eden bir tabloyla karşı karşıyayız" dedi
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanun taslağını eleştirerek, "Referandum sürecinde yargının yürütme tarafından kıskaca alınacağı, baskıların ve kadrolaşmanın artacağı yolundaki endişelerimizi teyid eden bir tabloyla karşı karşıyayız" dedi.
YARSAV Başkanı Tarhan, YARSAV Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında referandumun ardından HSYK'nın yapısının değiştiğini anımsattı. Yeni değişiklikle birlikte 10 üye için yapılacak olan seçimde YARSAV olarak sürece dahil olduklarını kaydeden Tarhan, Adalet Bakanlığı'nın değişiklik kapsamında hazırladığı HSYK kanun taslağına ilişkin ilgili birimlerin görüşünü istediğini ancak YARSAV'dan herhangi bir görüş talebinde bulunmadığın söyledi. Buna rağmen YARSAV olarak taslak üzerinde yaptıkları görüş
ve önerileri ilgili kurumlara göndereceklerini bildiren Tarhan, "Ancak burada özellikle vurgulanması gerekir ki referandum sürecinde dile getirdiğimiz görüşlerin ve öngörülerimizin gerçekleşmesinden memnuniyet duymamaktayız. Çünkü yargıçlar ve savcılar üzerindeki Adalet Bakanlığı etkisini çok daha ağır bir boyuta ulaştığını hazırlanan taslakta izlemekteyiz. Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek üye ile dairelerin dağılımı da gözetildiğinde bu etki oranının daha da ağırlaşacağın anlaşılmaktadır. Özellikle 17.
maddenin Adalet Bakanı eliyle yargı ve adalet üzerinde susturucu etkisi yaratacak bir düzenleme olduğu görülmektedir" diye konuştu.
Yeni düzenlemeyle hakim ve savcıların dinlenmesi konusunda Adalet Bakanlığı müfettişlerine savcılara verilen yetkilerin verildiğini savunan Tarhan, bunun anayasal yargıç güvencesine aykırı olduğu gibi yargı görevlisine ait tüm yetkilerin bir idari görevliye devredilmesinin de anayasa aykırılık teşkil ettiğini söyledi. Tarhan, üyelerin özlük haklarının yönetmelikle düzenleneceğine ilişkin hükmün Anayasa'nın 128. maddesine aykırı olduğunu ifade etti. Tarhan, "Referandum sürecinde yargının yürütme
tarafından kıskaca alınacağı, baskıların ve kadrolaşmanın artacağı yolundaki endişelerimizi teyit eden bir tabloyla karşı karşıyayız. Siyasal iradenin amacının yargı reformu ve Türk halkının adalete erişimini sağlamak olmayıp, yargıyı kendisine bağlamak olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Eğer aksi düşünce de olunsaydı, yargısal süreçlerin kısaltılması ve yargıda iş yükünün azaltılması yolunda da bir çabaya tanık olunurdu" dedi.
Hakim ve savcıların iş yüküne ilişkin bir rapor hazırladıklarını belirten Tarhan, şunları söyledi:
"Raporumuz gösteriyor ki yargı yıpranıyor. Yargıç ve cumhuriyet savcıları hem de onulmaz biçimde yıpranıyor. Her yıl açılan dava sayısı bir önceki yıla göre büyük artış gösteriyor. Bazı meslek mensuplarına yaptıkları iş gereği yıpranma payı adı altında sağlanan yasal hakkın 8 saatlik çalışma esasına bağlı olmadan çalışan yargıç ve savcılara da verilerek 5510 sayılı Yasa'nın 40. maddesinde sayılan meslek grupları arasına yargıç ve savcıların da alınması için gerekli yasal değişikliğin bir an önce yapılması
gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca ülkemizdeki dava sayısına nazaran yargıç ve savcı sayısındaki yetersizliğin iş yükü ve ağır çalışma koşulları üzerindeki etkisi gözetilerek askerlik hizmetinin görev sırasında yapılmış sayılmasına ilişkin yasal düzenlemelerin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konulara ilişkin olarak Adalet Bakanlığı ve Meclis'in duyarlılık göstermesi ve çalışmalara başlaması gerekmektedir."
YARSAV Başkanı Tarhan, YARSAV Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında referandumun ardından HSYK'nın yapısının değiştiğini anımsattı. Yeni değişiklikle birlikte 10 üye için yapılacak olan seçimde YARSAV olarak sürece dahil olduklarını kaydeden Tarhan, Adalet Bakanlığı'nın değişiklik kapsamında hazırladığı HSYK kanun taslağına ilişkin ilgili birimlerin görüşünü istediğini ancak YARSAV'dan herhangi bir görüş talebinde bulunmadığın söyledi. Buna rağmen YARSAV olarak taslak üzerinde yaptıkları görüş
ve önerileri ilgili kurumlara göndereceklerini bildiren Tarhan, "Ancak burada özellikle vurgulanması gerekir ki referandum sürecinde dile getirdiğimiz görüşlerin ve öngörülerimizin gerçekleşmesinden memnuniyet duymamaktayız. Çünkü yargıçlar ve savcılar üzerindeki Adalet Bakanlığı etkisini çok daha ağır bir boyuta ulaştığını hazırlanan taslakta izlemekteyiz. Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek üye ile dairelerin dağılımı da gözetildiğinde bu etki oranının daha da ağırlaşacağın anlaşılmaktadır. Özellikle 17.
maddenin Adalet Bakanı eliyle yargı ve adalet üzerinde susturucu etkisi yaratacak bir düzenleme olduğu görülmektedir" diye konuştu.
Yeni düzenlemeyle hakim ve savcıların dinlenmesi konusunda Adalet Bakanlığı müfettişlerine savcılara verilen yetkilerin verildiğini savunan Tarhan, bunun anayasal yargıç güvencesine aykırı olduğu gibi yargı görevlisine ait tüm yetkilerin bir idari görevliye devredilmesinin de anayasa aykırılık teşkil ettiğini söyledi. Tarhan, üyelerin özlük haklarının yönetmelikle düzenleneceğine ilişkin hükmün Anayasa'nın 128. maddesine aykırı olduğunu ifade etti. Tarhan, "Referandum sürecinde yargının yürütme
tarafından kıskaca alınacağı, baskıların ve kadrolaşmanın artacağı yolundaki endişelerimizi teyit eden bir tabloyla karşı karşıyayız. Siyasal iradenin amacının yargı reformu ve Türk halkının adalete erişimini sağlamak olmayıp, yargıyı kendisine bağlamak olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Eğer aksi düşünce de olunsaydı, yargısal süreçlerin kısaltılması ve yargıda iş yükünün azaltılması yolunda da bir çabaya tanık olunurdu" dedi.
Hakim ve savcıların iş yüküne ilişkin bir rapor hazırladıklarını belirten Tarhan, şunları söyledi:
"Raporumuz gösteriyor ki yargı yıpranıyor. Yargıç ve cumhuriyet savcıları hem de onulmaz biçimde yıpranıyor. Her yıl açılan dava sayısı bir önceki yıla göre büyük artış gösteriyor. Bazı meslek mensuplarına yaptıkları iş gereği yıpranma payı adı altında sağlanan yasal hakkın 8 saatlik çalışma esasına bağlı olmadan çalışan yargıç ve savcılara da verilerek 5510 sayılı Yasa'nın 40. maddesinde sayılan meslek grupları arasına yargıç ve savcıların da alınması için gerekli yasal değişikliğin bir an önce yapılması
gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca ülkemizdeki dava sayısına nazaran yargıç ve savcı sayısındaki yetersizliğin iş yükü ve ağır çalışma koşulları üzerindeki etkisi gözetilerek askerlik hizmetinin görev sırasında yapılmış sayılmasına ilişkin yasal düzenlemelerin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konulara ilişkin olarak Adalet Bakanlığı ve Meclis'in duyarlılık göstermesi ve çalışmalara başlaması gerekmektedir."