Hayrünnisa Gül: İyi bir toplum olmanın yolu engelli çocuklarımızı sahip çıkmaktan geçiyor
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne (AKPM) hitap eden ilk first lady Hayrünnisa Gül, himaye ettiği 'Eğitim Her Engeli Aşar' kampanyasını anlattı.
Konuşmasına Türkçe devam eden Gül, Avrupa Konseyi'nin varoluş gayesi olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini koruma ve geliştirmenin önemli bir boyutunun da kadınlar, çocuklar ve engelliler gibi dezavantajlı kesimlerle ilgili olduğuna dikkat çekti. Çocuk hakları alanında kat edilen mesafelere rağmen dünyada çok sayıda çocuğun hiç eğitim alamadığını, milyonlarcasının da şiddet, istismar, sömürü, ayrımcılık ve ihmal gibi, olumsuzluklara karşı korunamadığını ifade eden Gül, şöyle devam etti: "Kız çocuklarının haklarına bugün de özel olarak eğilmek gerekiyor. Kız çocuklarının olumsuzluklara maruz kalma oranı daha yüksektir. İlköğretime gitmeyen çocukların çoğunluğunu kızlar oluşturmakta; birçok bölgede kız çocukları, temel sağlık hizmetlerinden bile yararlanamamaktadır."
"ENGELLİLER DÖRT DUVAR ARASINA MAHKUM EDİLİYOR"
"Engelliler, eskiden olduğu gibi, belki okyanus açıklarındaki adalarda tecrit edilmiyor ama özellikle bazı ülkelerde hala dört duvarla çevrili evlere mahkûm edildiklerini biliyoruz. Bunun için onların bazen farkında bile olamıyoruz." diyen Gül, hayatın standartları düzenlenirken engellilerin dikkate alınmadığı ve her şeyin engeli olmayan insanlara göre dizayn edildiğini dile getirdi. Gül, "Bu, çok büyük acılara ve eşitsizliklere sebep oluyor.Unutmayalım ki, hiçbir çocuk kendi seçimi ve tercihiyle engelli olmuyor. Ama kaçınılmaz bir şekilde, bu engellerle yaşamak zorunda kalıyor." dedi.
İyi bir toplum olmanın yolunun engelli çocuklara sahip çıkıp onları aileleriyle baş başa bırakmamaktan ve erken yaşta onlara engellerini aşabilecekleri eğitim imkânları sağlayarak, toplumun aktif bireyleri olmalarını sağlamaktan geçtiğini ifade eden Gül, şunları söyledi:
"Bunun mümkün olduğunu biliyoruz. Konseye üye ülkelerin bazıları bunu başarmışlardır. Ancak şu bir gerçektir ki, bazı üye ülkelerde ve dünyanın diğer bölgelerinde hala yapılacak çok şey var. Öncelikle hükümetlerin, çocuk hakları ve engellilerle ilgili uluslararası sözleşmelerin tavsiyelerini yerine getirmek için, gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapmaları gerekmektedir.İkinci olarak toplumun tüm kesimlerinin, bu konuda daha fazla fedakârlık, katkı ve faaliyet içine girmesini sağlamalıyız. Sivil toplum örgütlerinin toplumu harekete geçirme ve liderlik etme gücünü öne çıkartmalı; her şeyi devlete bırakmamalıyız. Eğitimin her engeli aşabileceği konusunda toplumu bilinçlendirmeli ve gerektiğinde bunun için mücadele etmeliyiz. Ancak bu şekilde toplum bu konuyu sahiplenecektir."
Engelli çocukları olan ailelere ve çevresindekilere ulaşılması gerektiğini belirten Hayrünnisa Gül, "Çocuklarını evlerinde tecrit etmesinler, onlardan utanmasınlar. Engelli çocuklarının önünde bir engel de kendileri çıkarmasınlar. Bu ailelere doğru ve iyi bir eğitimle, engelli çocukların kabiliyetlerine göre, diğer çocuklardan daha başarılı olabileceklerini göstermeliyiz." şeklinde konuştu.
'EĞİTİM HER ENGELİ AŞAR' KAMPANYASI
Himaye ettiği 'Eğitim Her Engeli Aşar' kampanyası hakkında da bilgi veren Hayrünnisa Gül, Türkiye'de kadın ve çocuk hakları alanındaki gelişmelerden bahsetti. "Bu çalışmalarda, Türkiye'de temel hakların genişletilmesini ve derinleştirilmesini hedefleyen demokratik vizyon kadar, AB üyelik sürecimiz de önemli bir itici güç olmuştur." diyen Gül, kabul edilen son anayasa değişikliğiyle çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi mağdur grupların temel hak ve özgürlüklerini en üst düzeyde kullanmaları için pozitif ayrımcılık hakkını veren yeni düzenlemelerin hayata geçirildiğini hatırlattı.
"Engelli çocuklarımızın eğitim görebileceği ve sosyal hayatın her alanında etkin olabileceği konusunda, başta engellilerin kendileri ve aileleri olmak üzere, okullarda görev yapan öğretmenlerin, idarecilerin, yerel yöneticilerin ve nihayetinde tüm toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor." diyen Gül, bu düşünceden hareketle Eğitim Her Engeli Aşar projesini hayata geçirdiklerini belirtti. Hayrünnisa Gül, şöyle devam etti: Projemiz, engelli çocuklarımızın diğer çocuklarla aynı ortamda, aynı okullarda eğitim görebileceği konusunda, toplumsal farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. Kaynaştırmalı eğitim olarak adlandırılan bu sistemde, çocuklarımız farklılıklarıyla birbirlerini kabul etmeyi, hoşgörüyü ve farklılıklarına rağmen bir arada yaşamayı, hayatı paylaşmayı öğreniyorlar. Bildiğiniz gibi, günümüzde insanlığın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri ayrımcılıktır. Ayrımcılıkla mücadele ve demokrasi kültürünün gelişmesi açısından da kaynaştırmalı eğitim sisteminin çok önemli olduğunu düşünüyorum."
Proje kapsamında, Türkiye'nin 81 ilinde valilerin engelli çocuğu olan aileleri ziyaret ederek engelli çocuklara devletin sağladığı eğitim imkânları konusunda bilgi verdiğini ifade eden Gül, "Ailelere engelli çocuklarını evlere hapsederek onları koruyamayacakları anlatıldı. Aksine 'gün gelip sizden ayrı kaldıklarında çaresiz bırakırsınız', dendi." ifadelerini kullandı.
24 BİN AİLE ZİYARET EDİLDİ
Bu şekilde sadece bir yıl içinde, yaklaşık 24 bin ailenin ziyaret edildiği bilgisini veren Gül, "Örneğin, Diyarbakır ilimizde, valimiz ve ekibi, bir yıl içinde 400'den fazla aileyi ziyaret ederek, engelli çocuklarını okula göndermeye ikna etmeyi başardılar. Ayrıca, 2055 okulda seminerler verilerek, eğitimcilerimiz bilinçlendirildi." dedi.
Başta eğitim kurumları olmak üzere tüm sosyal çevrenin engellilerin ihtiyaçlarını karşılayacak fiziki şartlara kavuşturulmasının projenin diğer ayağını oluşturduğun belirten Gül, bu çerçevede, bir yıl içinde 877 özel eğitim sınıfının açıldığını ve 14 özel yeni okul yapıldığını kaydetti Bir yıl içersinde eğitim gören toplam engelli çocuk sayısında, yaklaşık yüzde 30 oranında bir artış sağlandığını ifade eden Gül, "Rakamlar, projenin başarısını göstermesi açısından elbette önemli. Ancak, tek bir engellinin bile hayatını değiştirmenin, ona mutlu ve onurlu bir hayat imkânı sunabilmenin, benim için her şeyden daha değerli olduğunu, burada özellikle belirtmek isterim." şeklinde konuştu.
"ENGELLİ OLMAK, BAŞARIYA ENGEL DEĞİL"
Konuşmasında, AKPM'de bugün tartışılan raporu kaleme alan Milletvekili Lokman Ayva'yı 'engelli olmanın başarıya engel olmadığının en güzel örneği olarak anan Hayrünnisa Gül, "Kendisinin Türkiye'de engellilerin haklarının genişletilmesi yolundaki çalışmaları, her türlü övgüye layık, örnek çalışmalarıdır. Kendisine, bütün engelli vatandaşlarımız adına, huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ederim." dedi.
Hayrünnisa Gül, şöyle devam etti: "Engelli insanlarımıza, iyi eğitim imkânları sağlandığında, sahip oldukları potansiyeli açığa çıkarabilecek, toplumun kalkınmasına, gelişmesine ve kültürel birikimine katkıda bulunabilecekler. Bu şekilde dünya, tüm insanlık için daha yaşanabilir bir hale gelecektir. Bu amaçla, Sayın Raportörün raporunda bahsettiği, engellilerle engelli olmayanların aynı ortamda eğitim almalarını sağlayacak tedbirlerin, tüm Avrupa'da hayata geçirilmesi için buradan çağrıda bulunuyorum."
Engellilerin eğitim hakkının güvence altına alınması yolunda, Avrupa Konseyi'nin 2006–2015 Engelliler Eylem Planının çok önemli olduğunu ve tüm üye ülkelerde uygulamaya geçirilmesi gerektiğini ifade eden Gül, "Engellilere karşı ayrımcılık başta olmak üzere her türlü ayrımcılığa karşı mücadele, hepimizin önceliği olmalıdır. Ancak bu şekilde temel değerlerimiz olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini, ortak evimiz olan Avrupa'da ve tüm dünyada hakim kılabiliriz." şeklinde konuştu.
