KOBİDER Başkanı Özgenç: Türkiye, artık başörtüsü fobisinden kurtulmalı

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünde bulunan en büyük engellerden

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünde bulunan en büyük engellerden birisinin de başörtüsü sorunu olduğunu bildirdi.

Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin birçok fobisinin bulunduğunu, bunun en başında da başörtüsü konusunun geldiğine belirtti. Türkiye'de bazı çevrelerce başörtüsünün bir tehlike olarak görüldüğünü ifade eden Özgenç, "Oysa Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dinden korkmuyorlar, böyle takıntıları yok çoktan aşmışlar. Ama maalesef bir İslam ülkesi olan Türkiye'de hala bir fobidir. Türkiye'nin artık başörtüsü fobisinden bir an önce kurtulması gerekiyor." dedi.

Başörtüsü meselesinin bazı siyasiler tarafından sulandırıldığını kaydeden Özgenç, 'başörtüsü değil, türban, türbanda siyasi simge' gibi adlandırmalar yapılarak çözüm yerine ipe un serildiğine vurgu yaptı.

Başörtüsüne yöresine göre ne ad verilirse verilsin amacın başın örtülmesi olduğunu anlatan Özgenç, "İster yaşmakla örtülür, isterse tülbentle veya çemberle. Nasıl ki ayağa giyilenlere ayakkabı, iskarpin, kundura, çarık gibi adlandırma yaparak ayağımıza giyiyorsak, başı örtmek için farklı örtüler ile değişik modeller yapılarak takılabilir." ifadelerini kullandı.

Özgenç, Türkiye'de "başörtüsü" dendiğinde bazılarının önyargılı davranılmasının sosyal fobi haline geldiğini ve bu anlamsız korku yüzünden ülke gündeminin sürekli meşgul edildiğine değindi.

Başörtüsünün şekline ilişkin 'Pakistan modeli' gibi önerilere de işaret eden Özgenç, şöyle devam etti: "Bir de 'başörtülü olabilir ama perçemleri gözükmeli' demek, içki kullanmayan birisine 'alkolsüz bira verelim' demeye benziyor. Ayrıca, 'Anadolu kadını böyle bağlamazmış' gibi gerici, saçma bir örnek gösteriliyor. Şimdi sormazlar mı, bu insanlara, yıllar önce Anadolu da ayaklara çarık giyilirdi, modern dünyada çarık ile işyerine veya okula giden var mıdır? Böyle saçma sapan önerilerle vakit geçirilmemeli."

Özgenç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Seçim meydanlarında hamaset nutukları atarak, sorunu yok saymak veya hafife almak, 'biz çözeriz' deyip başörtüsü kavramını töresel, yöresel gibi ayrımlaştırmalara tabi tutmak, sorunun çözümü yerine çözümsüzlük üretmektir. Bazılarının, 'kızların saçının ne kadarı görünsün, perçem şeklinde alına düşen kâkülleri gözükmeli' diye önerilerde bulunması sorunun çözümü yönünde değil de olmaması şeklindedir. Hala başörtülü kızlara okul kapılarının kapanmasının altındaki mantığı anlamakta güçlük çekiyoruz."