7. Boğaziçi Konferansları Sona Erdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin doğal tarihi zenginlikleri AB için önemli ancak biz Afrika ve Ortadoğu'da da birçok temsilcilik açtık

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin doğal tarihi zenginlikleri AB için önemli ancak biz Afrika ve Ortadoğu'da da birçok temsilcilik açtık. Bu başkasına yüz döndüğümüz anlamına gelmemeli. Türkiye AB'ye üye olacak olursa, bu küresel barış adına dünyaya da iyi bir mesaj olacaktır" dedi.
British Council, Avrupa Komisyonu Delegasyonu ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından ortaklaşa düzenlenen 7. Boğaziçi Konferanslarının bugünkü oturumla sona erdi. "AB ve Türkiye: Geleceği Şekillendiriyor" ana temasıyla gerçekleşen konferansın kapanış konuşmasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB'ye katılım, İsrail ile ilişkiler ve başörtüsü konusuna değindi. Avrupa Birliği'ne mesajlar veren Davutoğlu, "Türk toplumu AB'yi istiyor ancak AB'nin kendisini istemediğini düşünüyor"
diye konuştu.
Dış siyaset konuşmak yerine demokratik dönüşümden bahsetmek istediğini belirten Davutoğlu, "Bir ülke, ulus-dönüş içindeyse bunu hayatın bir alanında kısıtlayamayız. Türkiye şuanda kapsamlı bir dönüş içerisinde. Bunu anlayamayanlar hala ülke statik noktadaymış gibi davrananlar var" dedi.

"MÜSLÜMAN OLMAK, TÜRK OLMAK AVRUPALI OLMAYA ENGEL DEĞİLDİR"
Yeni Anayasa değişikliğine de değinen Davutoğlu, "Yeni anayasamız AB ile uyumlu, AB katılım stratejisi bizim için araçsal bir vasıtadır. Müslüman olmak, Türk olmak Avrupalı olmaya engel değildir. Hatta şu kadarını söyleyeyim Türkiye AB'ye üye olursa bu model olacak ve adeta bir başarı hikayesine dönüşecek" şeklinde konuştu.
'Eksen kayması' tartışmalarına da değinen Bakan Davutoğlu "Türkiye'nin doğal tarihi zenginlikleri AB için önemli ancak biz Afrika ve Ortadoğu'da da birçok temsilcilik açtık. Bu başkasına yüz döndüğümüz anlamına gelmemeli. Aksine Türkiye'nin bu girişimi, AB adına da bir zenginlik olacaktır ve Türkiye AB'ye üye olacak olursa, bu küresel barış adına dünyaya da iyi bir mesaj olacaktır" dedi.
"Olayın bir de ticari yönü var. Kimse spekülayon yapmasın" diyen Davutoğlu, "Kimse bu girişimi ve müteşebbislerin önünü kesmesin. Bu bir strateji tercihidir ve rasyoneldir. Biz bu elçilikleri nostalji olsun diye açmıyoruz. Burada ideoloji ve gizli gündem aramaya gerek yok" ifadelerini kullandı.

"İSRAİL YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ ÜSTLENİP GEREĞİNİ YAPMALI"
Bir basın mensubunun "İsrail ile olan ilişkileriniz için uzun vadede ne gibi planlarınız var" şeklindeki sorusunu ise Davutoğlu, "Bu standart bir soru. Üç ayda bir bana soruluyor. 2008 Aralık'ına kadar ilişkilerimiz gayet iyiydi. Ancak hem o tarihte yaşananlar hem de Mavi Marmara gemisine yapılan baskın karşısında sesiz kalamazdık. Hakkımızı kullandık ve tepkimizi ortaya koyduk. İsrail'in böyle bir hakkı yok. Böyle bir saldırıya hiçbir gerekçe oluşturulamaz. Türkiye tarihinde ilk defa Türk vatandaşları,
bir ülkenin ordusu tarafından öldürülüyor. Hoşgörü gösteremeyiz. İsrail yükümlülüklerini üstlenip gereğini yapmalı. Biz İsrail ile savaşacak değiliz. Geçmişte olduğu gibi ilişkilerimiz devam ediyor" şeklinde yanıtladı.
Son günlerdeki başörtüsü tartışmalarına da değinen Davutoğlu, "Türkiye'de kimse sosyal hareketlilikten korkmamalı. Başörtüsü meselesi de böyle gözlemlenmeli. Düşünce özgürlüğü yaşam özgürlüğüdür. Bu yükümlülük ya da tehdit değildir. 5-10 yıl direnirsin ama kaçamazsın" dedi.