Cumhurbaşkanı Gül'den demokrasi manifestosu

Cumhurbaşkanı Gül yasama yılının açılışında Meclis'ten yeni anayasa tartışmasına yer vermesini istedi. Gül yargıya da 'tutukluluk fiili mahkûmiyete dönüşmemeli' mesajını verdi.


YURDAGÜL ŞİMŞEK / RİFAT BAŞARAN / TARIK IŞIK

ANKARA - Meclis’in yeni yasama yılının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni anayasa çağrısı yaptı. “Bugünün Türkiyesi sivil, demokratik ve çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Yeni anayasanın toplumun bütününün beklentilerine yer verecek bir katılım ve ortak anlayışla çıkarılmalıdır” diyen Gül, hükümet gelecek yıl yapılacak seçimlerden sonrasını işaret etse de yeni anayasa tartışması için dün başlayan yasama yılını adres gösterdi. Gül, Kürt sorunu konusunda çarenin ‘etnik odaklı siyaset dili’ değil, ‘daha fazla demokrasi’ olduğunu vurguladı. Yargı cenahına da önemli mesajlar veren Gül, tutukluluğun fiili bir mahkumiyete dönüşmemesi gerektiği uyarısında bulunarak yaklaşık üç yıldır tutuklu sanıkları olan Ergenekon davasının hakim ve savcılarına mesaj gönderdi.

Dün yeni yasama yılının açılışında TBMM Genel Kurulu’na seslenen Gül, şu mesajları verdi:

SEÇİM BARAJI: TBMM’de siyasi temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi, kendi içimizdeki tüm farklılıkları siyasete yansıtacaktır. Ülkenin tüm önde gelen siyasi akımlarının temsil edilmediği bir Meclis, eksik bir Meclis olacaktır.

DARBEYE KARŞI TEK SES: Milletin bu çatı altındaki temsilcileri, demokratik düzen ve ilkeler çerçevesinde milletin iradesinin tecellisi konusunda çok dikkatli olmalı ve milletin sesini bastıracak, iradesini askıya alacak girişimlere karşı durmalıdır. Demokrasimiz üzerinde her zaman tehdit teşkil etmiş demokrasi karşıtı plan ve programlara millet adına TBMM tek bir ses olarak karşı çıkmalıdır.

YARGI İÇİN TEHLİKE: En sert tartışmaların yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı etrafında sürdürülmüş olduğunu ve bu konuda bir saflaşmanın ortaya çıktığını gördük. Bu tartışma ortamının en büyük riski, ‘mülkün temeli’ olduğuna inandığımız ‘adalet’in işleyişinde küçük de olsa, bir sapma veya aksamanın ortaya çıkma ihtimalidir. Bu ihtimali, herkes tarafından fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir tehlike olarak gördüğümü belirtmek istiyorum.

‘ERGENEKON’ UYARISI: Yargılama sürecindeki gecikmelerin, sebebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerekir. Bu tür aksaklıkların düzeltilmesi ve ‘geç tecelli eden adaletin adaletsizlikten farklı olmadığı’ anlayışı ile gerekli yasal düzenlemlerin en kısa zamanda hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sorunun sadece bir yasal düzenleme konusu olmadığı, adalet mekanizmasının etkinliğinin arttırılmasının da gerekli olduğu ve bu görevin bizzat yargı sistemine düştüğü açıktır.

KÜRT SORUNU DEDİ: Uzun yılların bir realitesi olan demokratik standartlarımızın yetersizliğinden kaynaklanan Kürt sorununu, bölücü terörden ayrıştırarak çözmemiz gerekmektedir. Sorununun demokratikleşmeyle ilgili boyutunun muhatabı da, çözüm zeminini de TBMM’dir. Daha fazla demokrasi, daha fazla çoğulculuk siyasi sorunların çözüm yöntemidir. Çare etnik odaklı siyaset dili değil, daha fazla demokrasidir.

YENİ ANAYASA ÇAĞRISI: Yeni bir anayasanın, tamamen sivil bir irade tarafından hazırlanması ihtiyacı bugün çok açıktır... Bugünün Türkiye’si, sivil, demokratik ve çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Kuşkusuz, bunun zamanlamasına siyaset kurumu karar verecektir. Fakat Cumhurbaşkanı olarak, bu ihtiyacı tekrar hatırlatmak, yapılacak yeni anayasanın, toplumun bütününün beklentilerine yer verecek bir katılım ve ortak anlayışla çıkarılması gerektiğini belirtmek istiyorum. Bu çerçevede yeni yasama yılının, yeni anayasa tartışmasına yer vermesini, sivil toplum kuruluşlarından siyasi partilere, geniş bir tartışma imkanı ve alanı oluşturması gerektiğini düşünüyorum.