İmtiyazlı ortaklık haksızlık
Türkiye'nin Avrupa Birliği serüveni bir çıkmaza mı girdi?
Bağımsız Türkiye Komisyonu (Akil Adamlar), Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin kısır döngüye girmesinden endişe edip hem Türkiye’deki hem de Avrupa’daki liderlerle ve kanaat önderleriyle buluşup konuşuyor, iki tarafa da eksiklerini hatırlatıyor.
Akil Adamlar, eylül ayında hazırladıkları sekiz başlıktan oluşan raporu Avrupa’nın 14 önemli kentini gezerek anlattılar, müzakere sürecinde Türkiye’ye haksızlık yapıldığını göstermeye çalıştılar. Başkent turunu Berlin’de noktalayan Martti Ahtisaari, Emma Bonino, Hans von der Broek ve Albert Rohan, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili genel havayı ve Fransa’nın bakış açısını şöyle değerlendirdiler:
Derdimizi anlattık
Ahtisaari Brüksel, Köln, Paris, Roma, Viyana, Madrid, Hague, Londra, Varşova, Ankara, İstanbul, Münih, Atina ve Berlin’e gittik. Görüşmelerden memnun kaldığımızı söyleyebilirim çünkü derdimizi anlatabildik. Dedik ki, suni sorunlar yaratmayalım, üyelik süreci olması gerektiği gibi devam etsin! İmtiyazlı ortaklık gibi bir düzenlemenin haksızlık olduğunu, sürecin 2004’te karar verildiği üzere tam üyelik üstünden gitmesi gerektiğini söyledik.
Fransa da değişiyor
Bonino Gezilerimizden çıkardığım bir sonuç var. Fransa da değişiyor, Türkiye’nin üyeliği konusunda yumuşuyor, buna eminim. (Sarkozy’nin tavrının hatırlatılması üzerine) Sarkozy o koltuğa kazık çakmadı, sonsuza kadar orada oturmayacak, unutmayın! Sarkozy’nin sert tavırlarından sonra Fransa-Türkiye arasındaki dış ticaret rakamlarında inanılmaz düşüş yaşandı. Herkes bunun farkında. Fransa’nın TÜSİAD’ı diyebileceğimiz kurum bu aralar sıklıkla bu konuyu yüksek sesle dile getiriyor.
Günah keçisi mi?
Rohan İş dünyasının siyasete olan etkisini hiç küçümsemeyin. Almanya ve Fransa ekonomik olarak Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu bu yüzden de arayı iyi tutmak zorunda olduğunu görüyor. Genişlemeden sonra AB kendi içinde büyük sorunlar yaşıyor. Bütün bu sıkıntıların faturası da Türkiye’nin üyelik sürecine mi yansıyor, günah keçisi mi olduk?
Yüzde 47 olumlu
Broek Hangi ülkeler olduğunu açıklamadılar ama çok yakın zamanda 5 AB ülkesinde Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili araştırma yapıldı. Halkın yüzde 47’si olumlu bakıyordu.
Akil Adamlar, eylül ayında hazırladıkları sekiz başlıktan oluşan raporu Avrupa’nın 14 önemli kentini gezerek anlattılar, müzakere sürecinde Türkiye’ye haksızlık yapıldığını göstermeye çalıştılar. Başkent turunu Berlin’de noktalayan Martti Ahtisaari, Emma Bonino, Hans von der Broek ve Albert Rohan, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili genel havayı ve Fransa’nın bakış açısını şöyle değerlendirdiler:
Derdimizi anlattık
Ahtisaari Brüksel, Köln, Paris, Roma, Viyana, Madrid, Hague, Londra, Varşova, Ankara, İstanbul, Münih, Atina ve Berlin’e gittik. Görüşmelerden memnun kaldığımızı söyleyebilirim çünkü derdimizi anlatabildik. Dedik ki, suni sorunlar yaratmayalım, üyelik süreci olması gerektiği gibi devam etsin! İmtiyazlı ortaklık gibi bir düzenlemenin haksızlık olduğunu, sürecin 2004’te karar verildiği üzere tam üyelik üstünden gitmesi gerektiğini söyledik.
Fransa da değişiyor
Bonino Gezilerimizden çıkardığım bir sonuç var. Fransa da değişiyor, Türkiye’nin üyeliği konusunda yumuşuyor, buna eminim. (Sarkozy’nin tavrının hatırlatılması üzerine) Sarkozy o koltuğa kazık çakmadı, sonsuza kadar orada oturmayacak, unutmayın! Sarkozy’nin sert tavırlarından sonra Fransa-Türkiye arasındaki dış ticaret rakamlarında inanılmaz düşüş yaşandı. Herkes bunun farkında. Fransa’nın TÜSİAD’ı diyebileceğimiz kurum bu aralar sıklıkla bu konuyu yüksek sesle dile getiriyor.
Günah keçisi mi?
Rohan İş dünyasının siyasete olan etkisini hiç küçümsemeyin. Almanya ve Fransa ekonomik olarak Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu bu yüzden de arayı iyi tutmak zorunda olduğunu görüyor. Genişlemeden sonra AB kendi içinde büyük sorunlar yaşıyor. Bütün bu sıkıntıların faturası da Türkiye’nin üyelik sürecine mi yansıyor, günah keçisi mi olduk?
Yüzde 47 olumlu
Broek Hangi ülkeler olduğunu açıklamadılar ama çok yakın zamanda 5 AB ülkesinde Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili araştırma yapıldı. Halkın yüzde 47’si olumlu bakıyordu.