CHP'den sert salvolar

CHP lideri Baykal, referandum düzenlemesinin tuzak Anayasa değişikliği çabalarının ise “kurumlara haddini bildirme uygulamasının, bundan sonra anayasal düzende sürdürülmesi” anlamını taşıdığını iddia etti.

CHP'den sert salvolar
CHP'den sert salvolar
CHP : AK Parti kurumlarla savaş açılımına hazırlanıyor

CHP Grup toplantısındaki konuşmasını TEKEL işçilerinin sloganları arasında sürdüren Deniz Baykal, hükümetin yapmayı tasarladığı Anayasa değişikliğine yüklendi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: Türkiye’de iktidarın kurumlarla çatışmasından kaynaklanan bir sıkıntı yaşadığı açıktır. Türkiye çok gergin bir durumda ve bu ortamda birden bire bazı değişimler ortaya çıkmaya başladı. Anayasa değişikliği için referandum süresini 45 güne indiren kanun teklifi geldi gündeme. Anayasa değişikliği projesi, iktidarın kurumlara haddini bildirme uygulamasının, bundan sonra anayasal düzende sürdürülmesi anlamını taşımaktadır.

KURUMLARLA MÜCADELE: Kurumlarla savaşın, kurumları etkisiz kılmaya yönelik mücadelenin en son açılımı, en son aracı anayasa değişikliğidir. Anayasa değişikliği ile şimdi amaca ulaşılmak isteniyor. Yargıtay Başkanı diyor ki ’Savunmadayız’. Genelkurmay Başkanı diyor ki, ’Bize karşı harekat var’. Şimdi o harekatın yeni aşaması. ’Savunma’diyor ya, şimdi daha da savunmadadır yargı. Neyle? Anayasa değişikliğiyle. Anayasa değişikliği yargıya karşı saldırının, savaşın, Silahlı Kuvvetlere karşı savaşın yeni açılımı olarak planlanmıştır. Değişikliğin hedefi, bugüne kadar iftirayla, ithamla, uydurma belgeyle kurumları yıpratmaya yönelik mücadeleyi şimdi nihai düzeyde çözüme kavuşturma arayışıdır.

DEĞİŞİKLİĞİN HEDEFİ: Anayasa değişikliği, siyaseti yargıya hakim kılma girişimidir. Bu çok tehlikeli bir olaydır. Yargı bağımsız değilse onun artık tarafsız olduğunu hiçbir şart altında umut etmek mümkün değildir. HSYK tanzim edilecekmiş. ’Savunmadayız’ diyordu Yargıtay Başkanı. Bu gelirse, şimdi daha çok savunmadasın Sayın Başkan.

GİDERAYAK: Umut ediyorum ki, iktidarın içindeki aklı başında insanlar bunun yanlış olduğunu iktidara hissettireceklerdir, giderayak Türkiye’yi yeni gerginliklere sürüklemenin doğru olmadığını onlara anlatacaklardır ve bu teşebbüsten vazgeçireceklerdir. Anayasa değişikliği konusu Türkiye’yi bir kırılma noktası ile karşı karşıya getirebilecek olan konudur.

REFERANDUM TUZAKTIR: Millete karşı referandum ile bir tuzak olarak kuruluyor. Bu tuzağı ortadan kaldırmak bizim görevimiz olacaktır. Geçmişte de böyle tuzaklar kuruldu. Milletimiz o tuzakların altından kalkmayı başardı. İnanıyorum bu tuzağın arkasından da hep birlikte milletimizi kurtarmanın yolunu mutlaka bulacağız.

Ciğer üzerinden polemik

BAYKAL konuşmasının Başbakan Erdoğan’ı isim vererek eleştirdiği bölümünde şunları söyledi: Erdoğan Muhsin Ertuğrul Tiyatrosunun açılışı sırasında, yenilenme sürecinde engellemeler yaşandı ve kendisi Ciğerim kan ağlıyor dedi. Siz başlamadan güven verici şekilde ne yapacağınızı söylemiş olsaydınız kimse tereddüt etmezdi. Tiyatro gayet güzel yapıldı. “Ciğerim yandı” diye Başbakan şikayet ediyor. Başbakanın üzüntüsünü anlıyorum. Ama Başbakana tavsiyem, yapacağı işi önceden söylesin. Kimse haksız suçlamalarla onu itham etmesin. Acaba başka türlü ciğeri yanan kimler var? Bir düşünsün. TEKEL işçilerinin halini bir düşünsün, Ergenekon’da aylardır içerde kalan insanları düşünsün.

Başbakan’ın ciğeri yanıyor da acaba Mehmet Haberal’ın, ailesinin, hastalarının ciğeri kanamıyor mu? Rektör Hilmioğlu’nun ciğeri acaba kanamıyor mu? Yarbay Ali Tatar’ın eşinin, kardeşinin ciğeri kanamıyor mu? Mustafa Balbay’ın ciğeri kanamıyor mu? Önce vicdan lazım. Önce kendine uyguladığın ölçüyü herkese uygulamaya hazır bir anlayış içinde olmak lazım. İktidarın çok ağır vebalinin olduğunu hiçbir zaman unutmamak lazım.

‘Anayasa’yı yeni Meclis yapsın’

ANKARA - MHP Lideri Devlet Bahçeli de grup toplantısında iktidara yaptığı eleştirilerle, Anayasa değişikliğinde pozitif bir tutum takınacakları sinyalini vermedi:

SANKİ BEREKET YAĞACAK: Başbakan’ın çizdiği tabloda, yoksulluğun, yolsuzluğun, terörün, gerginliğin, kutuplaşmanın, işsizliğin ve çaresizliğin nedeni yıllardır ülkeyi açmaza sürükleyen AKP zihniyeti değil, Anayasa’nın maddeleridir. Zannedersiniz ki, anayasa değişince bolluk bereket yağacak, yolsuzluklar önlenecek, yandaşlar kayırılmayacak, terör ve bölücülük son bulacak, AKP zihniyetinin isteyip de bir türlü yapamadığı iyi şeylerin önündeki tek engel de ortadan kalkacaktır.

KARŞIMIZDAKİ TEHLİKE: Partimiz, anayasaları değişmez kurallar bütünü olarak görmediği gibi, anayasayı değiştirme konusunda da milli hassasiyetler haricinde menfi düşüncelere sahip değildir. MHP Anayasa değişikliklerine münferit bir girişim olarak değil, milletinin hizmetine odaklanmış bir idari yapılanma ve toplumsal gelişim projesinin bir unsuru olarak yaklaşmaktadır.

HÜKÜMETE GÜVEN DUYAMAYIZ: AKP’nin bugüne kadar uzlaşmaz ve itici tavırlarına, dayatmacı ve tehditkâr üslubuna, milli kimliğimizi tahribat arayışlarına, bölücü terörle girdiği sıcak ilişkilere baktığımız zaman, hükümetin hazırlığını yaptığı anayasa değişiklikleri teklifine güven duymamız mümkün görülmemektedir. Bu konuda hükümlü olmaktan uzak durarak önerilen değişikler ortaya çıktığında ve kamuoyu ile paylaşıldığında, partimiz konuya ilişkin ayrıntılı değerlendirmeleri yapacak ve sonucunu açıklayacaktır.

KOMİSYON KURULSUN: Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan, Türkiye’yi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden, yeni anayasa hazırlanması hem doğru ve hem de mümkün değildir. AKP ısrarları sürdürürse MHP’nin önerileri şunlardır: TBMM’nde temsil edilen siyasi partilerden teşekkül etmiş bir ’Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu’oluşturulmalıdır. Bu komisyonun değişiklik talepleri üzerinde mutabakata varacağı maddelerle ilgili ’Demokratik Sözleşme’yapılmalıdır. Değişikliği öngörülen anayasa maddelerinin kararı, erken ya da zamanında yapılacak Milletvekilliği Genel Seçimlerinden sonra oluşacak 24.Dönem TBMM’nin iradesine bırakılmalıdır.

ZORLAMANIN FATURASINI ÖDER: Bu teklifimize rağmen Cumhuriyetin temel ilkelerini, devletin siyasi yapısını yıkmayı amaçlayan siyasi faaliyetleri meşru hale getiren bir düzenleme yapmasının önünde AKP’nin sayısal bir engeli bulunmamaktadır. Ancak bu yolu tercih ederse, bu zorlamaların yaratacağı çok ağır sorunların vebali, sorumluluğu ve faturası da kendisine ait olacaktır. Kestirilemeyecek sonuçların bedelini de mutlaka ödeyecektir.

DP LİDERİ CİNDORUK: Anayasa değişikliğini yeterli bulmuyoruz

ANKARA - Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, “Hükümetin öngördüğü anayasa değişikliğini yeterli bulmuyoruz” dedi. Cindoruk, partisinin kadın kolları tarafından düzenlenen siyaset okulunun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’de rejimin sadece Başbakan tarafından idare edilir hale geldiğini öne sürdü. “Devletin idaresinde halkın ve parlamentonun değil, Başbakanın dediği oluyor” diyen Cindoruk, Türkiye’de demokrasinin, özgürlüklerin ve temel hakların egemen olması gerektiğini belirtti.

Cindoruk, “Hükümetin öngördüğü anayasa değişikliğini yeterli bulmadıklarını” ifade ederek, yarı başkanlık sistemine geçilmesini önerdi. Yeni bir anayasaya için Türkiye’nin yeterli deneyime ve belgeye sahip olduğuna işaret eden Cindoruk, daha önceki anayasalarda yer alan ve denenmiş olan olumlu hükümlerin yeni anayasada da yer almasının faydalı olacağı görüşünü dile getirdi. Cindoruk, TRT, RTÜK ve YÖK gibi kuruluşların anayasadan çıkarılması gerektiğini belirterek, “Anayasamızda pek çok lüzumsuz kuruluş var. Bunları anayasadan çıkaralım, yasalarla düzenleyelim” dedi.

Köklü bir değişikliğe ihtiyaç var

ANKARA- BDP Grup Başkanı Nuri Yaman, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin açılım politikasının inandırıcılığını yitirdiğini, hükümetin açıkladığı her paketin Kürtlere baskı olarak döndüğünü ileri sürdü.

PLANLI BİR SÜREÇ: İçişleri Bakanı, önümüzdeki günlerde Meclis’e getirecekleri bir takım düzenlemelerden söz etti. Şimdi merak ediyoruz. Bu yeni paketin ardından acaba KCK adı altında daha kaç operasyon düzenlenecektir? Daha kaç bin kişi tutuklanacaktır? Kaç çocuk içeri atılacaktır? Diyalog kurulması gereken Kürt halkının temsilcileri üzerinde daha ne kadar baskı ve terör estirilecektir?

YENİ ANAYASA TALEBİ: Ülkemizin daha kapsamlı bir değişime ve dönüşüme ihtiyaç vardır. Bu da her şeyden önce, özgürlükçü ve çoğulcu yeni bir anayasanın yapılması ile mümkündür. Yeni Anayasa, etnik referanslardan arınmış, bütün farklı kimlik ve kültürleri güvence altına alan, ayrıca, milliyetçi, devletçi ve merkeziyetçi zihniyetten, resmi ideolojiden uzak duran bir Anayasa ile ancak gerçekleşir. Farklı etnik grupların, kimliksel, dilsel, kültürel haklarının önündeki engellerin kaldırılması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, siyaset olanaklarının açılması ancak yeni böyle bir Anayasayla mümkün olabilir.

PERAKENDE DÜZENLEME: Peki, Hükümetin gündeminde böyle bir Anayasa projesi var mıdır? Son günlerde birkaç maddelik kısmi değişiklikten söz ediliyor. Onu da, yapacakları şüphelidir. Sınırlı bir takım değişikliklerle durumu kurtarmaya çalışmaktadır. Oysa Türkiye’nin böylesi perakende düzenlemelere değil, köklü bir Anayasa değişikliğine ihtiyacı vardır.