'En önemli risk, bize göre kredi riski'

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılıkta aktifin yüzde 47'sini oluşturan kredilerde, son dönemde bir hareketlenme görülse de Ekim-2008-Ekim 2009 döneminde kredilerin sadece yüzde 1 oranında arttığını kaydetti.

Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) 'ASO Gündem Toplantıları'nın 7.'si, Bankacılık Düzenleme BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in katılımıyla yapıldı. Bilgin, yaptığı konuşmada, küresel ekonomide toparlanmayla ilgili bazı sinyallerin daha belirgin hale geldiğini, ancak toparlanmanın zamana yayılacağını ve çok hızlı olmayacağını bildirdi. Bilgin, bankacılık sistemine değinerek, sektörde geçen yıllarda görülen büyüme rakamlarının bu dönemde görülmediğini, sektörün Ekim 2008-Ekim 2009 döneminde aktif toplamının sadece yüzde 11 oranında büyüdüğünü söyledi. Bankacılık sisteminin en büyük kaleminin krediler olduğunu vurgulayan Bilgin, ''Aktifin yüzde 47'sini oluşturan kredilerde, son dönemde bir miktar hareketlenme görsek de Ekim 2008-Ekim 2009 döneminde krediler sadece yüzde 1 oranında artmıştır. Ekim 2009 sonunda krediler toplamı 377 milyar liradır'' diye konuştu.

''KRİZ ŞU ANDA ŞEKİL VE YER DEĞİŞTİRDİ"

Reel sektörün finans sektöründen, finans sektörünün de reel sektörden bir şeyler beklediğini, bir kısır döngü bulunduğunu kaydeden Bilgin, çözümün bu iki beklentiyi karşılayacak, katalizör rolü görecek Kredi Garanti Fonu benzeri hızlandırıcı etkili enstrümanlar olabileceğini belirtti. ''Krizin şu anda şekil ve yer değiştirdiğini'' belirten Bilgin, global bir oyuncu olan ve global dalgalanmadan doğrudan etkilenen Türkiye'nin bazı makro verilerinde sıkıntılı ancak, bazı göstergelerde oldukça iyi olduğunu, ''her an harekete geçmeye hazır, genç ve değişime uyumlu dinamik nüfusunun Türkiye'nin farkı'' olduğunu söyledi.

''ELİMİZDEKİ VARLIĞIN FARKINDAYIZ VE BUNU KAYBETMEK İSTEMİYORUZ"


Türk bankacılığında şubeciliğe önem verildiğini de dile getiren Bilgin, müşterilerin yakından tanındığını, batıdaki gibi uzaktan rakamlar üzerinde işlem yapılsa farklı aksiyonlar çıkacağını ifade etti. Bankaların 2009 yılının 10 ayındaki karlarının 17,4 milyar lira olduğunu, bu rakamın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46 oranında artış gösterdiğini belirten bilgin, yılsonunda bu rakamın 20 milyar lira düzeyinde gerçekleşmesini beklediklerini söyledi. Bilgin, bu karda Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin etkisinin görüldüğünü belirtti. Bilgin, yılsonunda yaklaşık 20 milyar lira kar etmesini bekledikleri bankaların devlete 4 milyar lira vergi vereceklerini de kaydetti. Bankaların bu yıl gösterdiği performansın bundan sonraki birkaç yılda yakalanmasının çok düşük olduğunu belirten Bilgin, ''Elimizdeki varlığın farkındayız ve bunu kaybetmek istemiyoruz. Bu nedenle kar dağıtımında hassasız. Geçtiğimiz 2 yılda olduğu gibi bu yıl da kar dağıtmak isteyen her bankanın bizim görüşlerimizi almasında büyük yarar var'' diye konuştu.

Bilgin, 2010'da sektör karlılığının düşeceği, bankacılık yapmanın zorlaşacağı uyarısında bulundu. Yabancı sermayeli bankaların, kar dağıtımı konusundaki hassasiyetlerine önem vereceklerine inandığını belirten Bilgin, ''Dünyaca ünlü büyük bir bankanın, toplam aktiflerinin yalnızca yüzde 1'i Türkiye'de. Ama Eylül 2009 itibarıyla karının yüzde 42'si Türkiye'den. Dolayısıyla böylesine özellikli bir dönemde bu ülkede elde edilen karın bu ülkede değerlendirilmesi ve daha da iyisi sizlere kredi olarak verilmesini beklemek ve gerekirse bunu sağlamak bizim görevimiz'' dedi.

Krizin bazı dersler alınmasını sağladığını da belirten Bilgin, teminat bankacılığının yani gayrimenkul üzerine kurulu bankacılığın üzerinden gidilmesi gerektiğini ifade etti. Kriz döneminde bu teminatların düşerek bankaların ellerinde kalabildiğini belirten Bilgin, teminatın ne olması gerektiği gibi konularda çalışma yaptıklarını söyledi. Bilgin, 2011 yılında uygulanması muhtemel olan Basel 2 ilkeleri geldiğinde bu konunun zaten değişeceğini ama teminat konusu üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Krizden çıkış sürecinde Türkiye bankacılığının büyük rol oynayacağını kaydeden BDDK Başkanı, ''Son yapılan Dünya Bankası'nın analizine göre Doğu Avrupa ülkeleri arasında krizden en hızlı çıkacak ülke Türkiye'dir. Güçlü sermaye yapısı, OECD ülkeleri arasında yardım almamış tek ülke bankacılığı olması ve en şeffaf bilançolara sahip olması sebebiyle bu çıkışta sektör olarak bankacılarımızın sizlere destek olacağına inanıyorum. Bu hassas dengenin bozulmaması için de herkesin, bankacıların çok dikkatli olması gerekiyor'' diye konuştu.