Başbakan Erdoğan, Ocak Ayında Gençlik Temsilcileriyle Bir Araya Gelecek
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ocak ayı başında gençlik temsilcileriyle Dolmabahçe'de bir araya geleceğini açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite rektörleriyle yaptığı toplantının ardından kameraların karşısına geçen Hüseyin Çelik, toplantının detaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözlerinin başında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ocak ayı başında gençlik temsilcileriyle Dolmabahçe'de bir araya geleceğini belirten Çelik, "Üniversite gençliğinin de dahil olduğu, gençlik temsilcileriyle burada bir toplantı yapacağız. Dolmabahçe buluşmaları, Demokratik açılım dolayısıyla başladı ama gelenekselleşti.
Temmuz ve Ağustos ayları hariç olmak üzere yılda 10 ay yapılacaktır. Her toplantı başka kesimle yapılmaktadır. Büyük ilgi uyandıran ve sorunların çözümünde çok önemli bir enstrüman haline gelen toplantılar dizisi devam edecektir. Her üniversitenin öğrenci başkanını davet edemeyiz. Buradaki toplantıların formatı bir müzakereye dayanır. Çeşitli kesimlerde çeşitli sektörlerde çalışan gençlere varıncaya kadar çalışan gençliğe varıncaya kadar geniş katılımlı bir toplantı yapacağız" dedi.
Bugünkü buluşmada rektörlerin türban konusunu gündeme getirip getirmediği yönündeki soru üzerine Çelik, "Rektörler türbanla ilgili hiçbir konuyu gündeme getirmediler. Üniversitelerin ihtiyaçlarıyla ilgili, yatırımlarla ilgili, yurt dışından gelen öğrencilerin gelişini kolaylaştırmasıyla ilgili bir çok mesele toplantıda dile geldi. Yeni fakülteler kurmak isteyen rektörlerimiz sıkıntılarını dile getirdi" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, Erdoğan'ın rektörlerle toplantısı devam ettiği sırada dışarıda yaşanan protestolar ve protestocu öğrenci temsilcilerinin Ocak ayındaki toplantıya çağırılıp çağırılmayacağının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Biz gençleri, öğrencileri davet ederken kimseyi ayırmıyoruz. Medyayı davet ederken en muhalifinden, yandaş diye tanımlanan medyaya varıncaya kadar yayın yapan tüm temsilcileri çağırdık. Mühim olan Türkiye ne ise, o örneklemenin yapılabilmesidir. Toplantı ve gösteri yürüyüş bunlar bir demokratik haktır fakat belli bir düzen içerisinde, belli izinler alınarak legal çerçevede yapılması gerekiyor. Demokrasi her isteyenin canı ne istiyorsa onu ifade ettiği rejim ve sistem değildir. Üniversitede bir panel
var, 'en bunu sabote edeceğim, konuşmacıya yumurtayla saldıracağım, bunun adı demokratik tepki falan olmaz. Medeni insanlar kendilerine yakışır şekilde tepkilerini dile getirirler, bu tepkilerin demokratik ortamlarda dile getirilmesi haktır. Bir toplantıyı sabote etmeye yönelik tutum ve davranışlar olursa, bunun adı demokratiklik olmaz. Sizin demokratik hakkınız, başka insanların demokratik hakkını engellemeye başladığı andan itibaren orada biter."
Gençlerin taleplerini dile getirmek için yürüyüş yapabileceklerine değinen Çelik, bu eylemlerin de belli usül ve esasları olduğunun altını çizdi. Çelik, hukuk devleti ve demokrasinin mantığının bu olduğunu ifade eden Çelik, "Bu meselenin bu çerçeve içinde değerlendirilmesi gerekiyor. Yaptıklarınızın kamu düzenine ve başka insanlara zarar vermemesi gerekiyor. Biz, en aykırı düşünen gençleri de dinlemeye hazırız ama burada takdir edersiniz ki 65-70 davetli bu toplantılara katılabiliyor. Bütün Türkiye'yi
buraya davet etmek mümkün değil. Öğrencileri ve gençleri buraya davet ederken de Türkiye'yi temsil edecek bir örnekleme yapacağız. Protesto yapsalar da onlar bizim gençlerimiz, canımız ciğerimiz" açıklamasında bulundu.
Hüseyin Çelik, rektörlerle buluşmada YÖK konusunun ne şekilde ele alındığı sorusuna, "YÖK'ün yeniden yapılandırılmasıyla ilgili süreç başlatılmış durumda. Yeni anayasa ile birlikte YÖK yeni bir şekle ve formata kavuşturulacaktır. Sistem ve özellikle üniversitelerimizin yeniden şekillendirilmesiyle ilgili teorik tartışmalara girmedik. Rektörler de girmediler. Rektörleri davetimizin türbanla da bir ilişkisi yok. Referandum esnasında bu planlamayı yapmıştık. Aslında Ekim başında davet edecektik. Sayın
Başbakan'ın yoğun gündemi çakışınca Kasım ve Aralık ayına sarktı" dedi.
Temmuz ve Ağustos ayları hariç olmak üzere yılda 10 ay yapılacaktır. Her toplantı başka kesimle yapılmaktadır. Büyük ilgi uyandıran ve sorunların çözümünde çok önemli bir enstrüman haline gelen toplantılar dizisi devam edecektir. Her üniversitenin öğrenci başkanını davet edemeyiz. Buradaki toplantıların formatı bir müzakereye dayanır. Çeşitli kesimlerde çeşitli sektörlerde çalışan gençlere varıncaya kadar çalışan gençliğe varıncaya kadar geniş katılımlı bir toplantı yapacağız" dedi.
Bugünkü buluşmada rektörlerin türban konusunu gündeme getirip getirmediği yönündeki soru üzerine Çelik, "Rektörler türbanla ilgili hiçbir konuyu gündeme getirmediler. Üniversitelerin ihtiyaçlarıyla ilgili, yatırımlarla ilgili, yurt dışından gelen öğrencilerin gelişini kolaylaştırmasıyla ilgili bir çok mesele toplantıda dile geldi. Yeni fakülteler kurmak isteyen rektörlerimiz sıkıntılarını dile getirdi" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, Erdoğan'ın rektörlerle toplantısı devam ettiği sırada dışarıda yaşanan protestolar ve protestocu öğrenci temsilcilerinin Ocak ayındaki toplantıya çağırılıp çağırılmayacağının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Biz gençleri, öğrencileri davet ederken kimseyi ayırmıyoruz. Medyayı davet ederken en muhalifinden, yandaş diye tanımlanan medyaya varıncaya kadar yayın yapan tüm temsilcileri çağırdık. Mühim olan Türkiye ne ise, o örneklemenin yapılabilmesidir. Toplantı ve gösteri yürüyüş bunlar bir demokratik haktır fakat belli bir düzen içerisinde, belli izinler alınarak legal çerçevede yapılması gerekiyor. Demokrasi her isteyenin canı ne istiyorsa onu ifade ettiği rejim ve sistem değildir. Üniversitede bir panel
var, 'en bunu sabote edeceğim, konuşmacıya yumurtayla saldıracağım, bunun adı demokratik tepki falan olmaz. Medeni insanlar kendilerine yakışır şekilde tepkilerini dile getirirler, bu tepkilerin demokratik ortamlarda dile getirilmesi haktır. Bir toplantıyı sabote etmeye yönelik tutum ve davranışlar olursa, bunun adı demokratiklik olmaz. Sizin demokratik hakkınız, başka insanların demokratik hakkını engellemeye başladığı andan itibaren orada biter."
Gençlerin taleplerini dile getirmek için yürüyüş yapabileceklerine değinen Çelik, bu eylemlerin de belli usül ve esasları olduğunun altını çizdi. Çelik, hukuk devleti ve demokrasinin mantığının bu olduğunu ifade eden Çelik, "Bu meselenin bu çerçeve içinde değerlendirilmesi gerekiyor. Yaptıklarınızın kamu düzenine ve başka insanlara zarar vermemesi gerekiyor. Biz, en aykırı düşünen gençleri de dinlemeye hazırız ama burada takdir edersiniz ki 65-70 davetli bu toplantılara katılabiliyor. Bütün Türkiye'yi
buraya davet etmek mümkün değil. Öğrencileri ve gençleri buraya davet ederken de Türkiye'yi temsil edecek bir örnekleme yapacağız. Protesto yapsalar da onlar bizim gençlerimiz, canımız ciğerimiz" açıklamasında bulundu.
Hüseyin Çelik, rektörlerle buluşmada YÖK konusunun ne şekilde ele alındığı sorusuna, "YÖK'ün yeniden yapılandırılmasıyla ilgili süreç başlatılmış durumda. Yeni anayasa ile birlikte YÖK yeni bir şekle ve formata kavuşturulacaktır. Sistem ve özellikle üniversitelerimizin yeniden şekillendirilmesiyle ilgili teorik tartışmalara girmedik. Rektörler de girmediler. Rektörleri davetimizin türbanla da bir ilişkisi yok. Referandum esnasında bu planlamayı yapmıştık. Aslında Ekim başında davet edecektik. Sayın
Başbakan'ın yoğun gündemi çakışınca Kasım ve Aralık ayına sarktı" dedi.