Fiziksel Aktivite Azaldikça, Obezite Artiyor

Vücutta fazla yag birikmesi olarak tanimlanan obezite, gelismekte olan ülkelerin de önemli saglik sorunu olarak dikkat çekiyor. Beslenme aliskanliklari ve tüketilen besin tercihi ile de alakali olan obezite hakkinda bilgiler veren Medicana Saglik Grubu doktorlarindan Doç. Dr. Kerim Güzel, 4 Mart Dünya Obezite Günü’ne kisa bir süre kala hastalikla alakali merak edilen sorulara açiklik getirdi.

“Fiziksel aktiviteden kaçtikça, obezite riski artiyor”

Yiyeceklerden ihtiyaç olandan fazla kalori alindiginda yag olarak depolandigini ifade eden Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmani Doç. Dr. Kerim Güzel, “Günümüz insani fiziksel aktiviteden kaçmakta, telefon, bilgisayar, televizyon basinda saatlerce hareketsiz kalmakta, bu arada sürekli kalorisi yüksek atistirmaliklarla beslenmektedir. Ulasim araçlarinin artmasiyla da insanlar daha az yürümekte, teknolojik araçlarin hayatimiza yogun biçimde girmesiyle daha az çalisilmaktadir. Öte yandan toplum olarak spor yapma aliskanligimizin olmamasi da baslica etkenlerdendir. Bu noktada diger tüm tedavi yöntemlerini uyguladigi halde basarili olamayan kisiler için obezite cerrahisi hem fazla kilomuzu çözmede hem de obeziteye bagli olarak gelisen ikincil hastaliklarin önlenmesinde etkin ve kalici çözüm sunan bir yöntemdir. Obezite cerrahisinde amaç sadece kilo vermek degildir, bunun yaninda en önemlisi diyabet, hipertansiyon uyku apnesi, yürüme bozukluklari gibi asiri kiloya bagli birçok hastaliginda tedavisini yapmaktir. Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisi sonrasinda obezite hastalarinda basarili sonuç elde edilemedigi durumlarda obezite cerrahisi uygulanabilir” dedi.



“Egzersiz ve ilaç tedavisine cevap vermeyenlere cerrahi uygulanabilir”

Doç. Dr. Kerim Güzel, obezite cerrahisinin uygunluk sartlarina da açiklik getirerek, “Diyet egzersiz, ilaç tedavisi gibi tüm tedavi yöntemlerini uygulamis ancak basarili olamamis kisiler için obezitenin cerrahi tedavisi bu kisiler için uygun yöntemi olabilir. Hasta cerrahi islem görmeden önce tüm ilgili birimlerle degerlendirilmelidir ve anestezi açisindan ameliyata elverisli olmalidir. Hasta seçimi vücut kitle indeksine göre yapilir. Vücut kitle indeksi 40 üzerinde ise hasta operasyon olabilir. 35 ile 40 arasinda ise ek bir hastaligi varsa (hipertansiyon, tip 2 diyabet, uyku apne sendromu, trigliserit yüksekligi, kalp hastaligi, hipoventilasyon sendromu, karaciger yaglanmasi gibi) eger vücut kitle indeksi 30- 35 arasinda ise medikal tedavilerle kan sekeri kontrol altina alinamayan Tip 2 Diyabet hastalarina ameliyat önerilebilir” diye konustu.



Obezite ameliyati, öncesi ve sonrasi

Obezite ameliyatinin önemi, öncesi ve sonrasindan da bahseden Kerim Güzel, “Ameliyat öncesinde kisi, cerrahlar tarafindan detayli bir sekilde muayene edilir. Doktor, ameliyata uygun olup olmadigina karar verdikten sonra ise hastayi obezite ameliyati konusunda bilgilendirir. Hastanin da kabulü alindiktan sonra kardiyolog, gögüs hastaliklari, psikolog, anestezi uzmanlari, endokrinoloji ve metabolizma hastaliklari tarafindan da degerlendirilir. Ayrica hastaya ameliyat öncesi mide endoskopisi, karin ultrasonografisi birçok laboratuvar testi yapilir. Ameliyatlar genel anestezi ile laparoskopik (kapali) yöntemle deneyimli cerrahi ekip tarafindan gerçeklestirilir. Ameliyat sona erdikten sonra hastanin durumuna ve anestezi uzmaninin önerisiyle bazen gözlem amaçli bir gece yogun bakima alinabilir. Bu durumun disinda kalan hastalar anesteziden tam olarak uyandiklarinda odalarina gönderilir. Basarili bir ameliyat sonrasinda obezite rahatsizligindan kurtulmak, saglikli ve kaliteli bir yasama kavusmak için hastalar dikkatli olmalidir. Hastanede gerekli kontrollerin yapilmasi ve daha sonrasinda hastanin taburcu edilmesinden sonra tedavi süreci devam etmektedir. Diyetisyen ve ameliyati gerçeklestiren cerrahin uygun gördügü diyet programi hasta tarafindan dikkatlice uygulanmalidir. Hasta, doktorun belirttigi süreçlerde egzersiz yapmamali ve düzenli kontrollerini aksatmamalidir” seklinde konustu.