Gençlerde Kalp Krizi Riski Artiyor

Son yillarda kalp krizi vakalarinin arttigini ve kriz geçirenlerin yas ortalamasinin düstügünü belirten Medicana Saglik Grubu Kardiyoloji Uzmani Prof. Dr. Kurtulus Özdemir, son dönemde genç nüfusun kalp krizi risk faktörlerini daha çok tasidigina dikkat çekti.

Gençlerde Kalp Krizi Riski Artiyor
Türk Kardiyoloji Dernegi’nin verilerine göre; Türkiye’de her yil 300 bin kalp krizi vakasi görülürken, kalp krizine bagli 125 bin ölüm gerçeklesiyor. Ani ölümlerin yüzde 70’ini olusturan kalp krizi vakalari, insan sagligini tehdit eden en tehlikeli risklerden biri olarak karsimiza çikiyor. Kalp krizi riskini azaltmak için, krize yol açabilecek faktörlerin ortadan kaldirilmasi gerektigini söyleyen Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Kurtulus Özdemir, dengeli ve saglikli bir hayatin çok önemli olduguna vurgu yapti.

Kalp krizi vakalarinda yas ortalamasi düstü

Yapilan çalismalar, 25-44 yas arasindaki kisilerin giderek daha fazla “kalp krizi riskiyle” karsi karsiya oldugunu belirtiyor. Kalp krizi vakalarinin yas ortalamasinin düsmesinin sasirtici olmadigini söyleyen Kardiyoloji Uzmani Prof. Dr. Kurtulus Özdemir, “Gençlerde kalp krizi vakalarinin görülme sikliginin artmasinin sebebi, gençlerin hastalik risk faktörünü daha fazla tasimasindan kaynaklaniyor. Bu risk faktörlerinin en önemlilerden biri obezitedir. Obezitede maalesef Avrupa’da ilk siralardayiz. Obeziteden korunmak, ayni zamanda da kalp sagligimizi korumak için Akdeniz diyeti ile beslenmek gerekir. Akdeniz tipi beslenme yani Akdeniz diyeti kalp sagligimiz için çok önemlidir. Seker, un, tuz ve kati yagdan uzak durarak, sebze agirlikli beslenmek, protein olarak agirlikli balik tüketmek gerekir. Akdeniz diyetine ömür boyu dikkat edilerek saglikli bir yasam, risksiz bir hayat sürdürülebilir. Bu beslenme sekli ile diyabet, tansiyon, obezite gibi birçok hastaliktan korunmak mümkündür” dedi.

Günümüzde tütün ve tütün ürünlerinin kullanim yasinin da düstügünü, bundan dolayi da genç nüfusta kalp krizi vakalarinin arttigini ifade eden Prof. Dr. Kurtulus Özdemir, “Tütün ve tütün ürünlerinin kullanilmasi diger etkili risk faktörlerinden biridir. Tütün ürünlerini kullanan bir bireyin, kullanmayana oranla kalp krizi geçirme riski 2-3 kat artiyor. Hem hareketsizlik, hareketsizligin getirdigi obeziteye tütün kullanimi da eklenince kalp krizi vakalari da artiyor. Bu risklerin günümüzde daha da arttigini gözlemledigimizde insanlarin daha erken yasta bu hastaliklara yakalanmalari beklenmeyen bir durum degil” seklinde konustu.



Saglikli yasamayi seçerek risk düzeyi düsürülebilir

Yasam tarzi degisikligi yapilarak kalp krizi riskinin minimuma indirilebilecegini kaydeden Prof. Dr. Özdemir, kalp krizine neden olan ve degistirilemeyen risk faktörleri olduguna da dikkat çekti. Özdemir, söyle devam etti: “Kalp krizi nedenleri arasinda degistirilemeyen risk faktörleri; genetik alt yapi, aile öyküsü ve yastir. Genetik ve yasa bagli olan risk faktörleri degistirilemez. Fakat saglikli yasamayi seçerek risk düzeyi düsürülebilir. Aile öyküsünde ‘kalp damar rahatsizliklari’ bulunan kisilerin, diger insanlara göre yasamlarina daha çok dikkat etmesi gerekir. Yas ilerledikçe risk artacaktir. Hiçbir saglik sorunu olmasa bile erkeklerde 45 yasina geldikten sonra, kadinlarda ise 55 yasini geçince bir risk dogmus olur. Bu yasa gelmis bireylerin hiçbir sikayeti olmasa bile bir analiz yaptirip önerilere uymasi gerekir. Ayrica birinci derece erkek yakini 55 yasindan önce, kadin yakini ise 65 yasindan önce kalp rahatsizligi geçirmis bireyler de risk grubundadir ve kontrol gerektirir. Ancak saglik açisindan diger riskleri bertaraf eden bir bireyin aile öyküsünde bu rahatsizlik varsa bile risk unsuru ortadan kaldirilmis olur.”

Düzenli egzersiz yapmayi öneren Prof. Dr. Kurtulus Özdemir, “Bilimsel olarak düzenli egzersiz yapmak, hastalik direncini artirir ve çogu hastaliktan korur. Günde en az 45 dakika- 1 saat kadar yürümek, yüzmek ya da bisiklete binmek kalp sagligimizi korur. Önemli olan agir egzersizler yapmak degil, düzenli egzersiz yapmaktir. Herkes yasina ve kilosuna uygun olarak egzersiz yapabilir. Egzersizi aliskanlik haline getiren bir bireyin korunmadigi hiçbir rahatsizlik yok. Basit olmakla birlikte hiçbir yan etkisi de yok” dedi.

Kaynak: İHA