Osmanlı valisi yaptırmıştı: Görenler hayran kalıyor
Erzincan’ın Kemah ilçesinde Osmanlı valilerinden Emir Gülabibey tarafından 12 direk üzerine ahşap ile taş karışımlı olarak yapılan ve 566 yıldır ezan sesi yükselen tarihi Gülabibey Camisi ihtişamıyla görenleri hayran bırakıyor.
Erzincan'ın Kemah İlçe merkezinde yapıldığı günden bu yana tarihi dokusunu kaybetmeden korunan Gülabibey Camisi ilçenin önemli ibadet merkezleri arasında yer aldı. Tarihi cami, dönemin Osmanlı valilerinden Emir Gülabibey tarafından 1454 yılında ahşap ve taş karışımlı olarak yaptırıldı. Kesme taştan yapılan caminin minaresi ise 25 metredir. Farklı tarihlere ait 3 kitabe bulunan camide, Sakal-ı Şerif'te bulunmaktadır. Sakal-ı Şerif her yıl Ramazan ayının 27. günü ziyarete açılmakta.
Tarihi dokusu korundu
Gülabibey Camii İmam Hatibi, tarihi Camii hakkında bilgiler vererek, “Akkoyunlu beylerinden Erzincan Valisi Gülabibey, 1454 Miladi yılında kare planlı olarak bu camiyi Gülabibey ismi ile yaptırmıştır. Camimiz 12 direk üzerine ahşap ve taş karışımlı olarak bina edilmiştir. Daha sonra 1837 yılında Çaba beylerinden Hacı Bilal Ağa tarafından Avlu kısmı ilave edilerek camimiz dikdörtgen şeklini almıştır. Avlu kısmı yapılışında ön tarafı komple açık, tabanı taş döşeme olarak bina edilmiştir, ancak 90'lı yıllardaki tadilatında avlu kısmı ön tarafı tarihi dokusuna uygun olarak kapatılmış tabanı tahta döşetilmiş, sergi serilmiş ve cemaatin hizmetine sunulmuştur.
Camimize ait 3 tane Kitabe göze çarpmaktadır. Bunlardan bir tanesi giriş kapısının üzerinde bulunmaktadır. Bu kitabede kadim sanatlara özgü göze ve gönle hoş gelen bir eser olarak Kemah'a Mescidi Aksa misali bir cami yapılmıştır diye yazmaktadır. Diğer kitabemiz Minare kapısı solunda, giriş kapısının sağında bulunmaktadır. Bu kitabede kadim eser olarak Gülabibey, Müslümanların feyizli ve ihlaslı bir şekilde ibadet etmeleri için kadim sanatlarla donatılmış Kemah'a bir Camii Şerif yaptırmıştır. Ancak bu Cami Şerifi yaptırırken işçilere dolgun yevmiye vermesinin emretmiştir. Dolayısıyla ustalar dolgun yevmiyeleri kendileri alıp, işçilere az yevmiye vererek işçilerin haklarını katlettiklerinden dolayı işçilere az para ödendiğinden dolayı Vali Gülabibey hiddetlenerek Allah'ın, Meleklerin, insanların laneti o ustaların üzerine olsun mahkukat işleterek o kitabeye geçirmiştir. Caminin güneydoğu köşesinde bulunan 3. kitabe ise cami ile hiçbir alakası olmadığı, tadilat sırasında kaleden getirildiği, kalede bir konağın kitabesi olduğu tahmin edilmektedir.
Camimiz çeşitli aralıklarla 1997, 2011 ve 2018 yıllarında tarihi dokusunu koruyarak Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tadilat yapılmış olup halen aynı Gülabibey ismi ile ibadete devam etmektedir” dedi.
Tarihi dokusu korundu
Gülabibey Camii İmam Hatibi, tarihi Camii hakkında bilgiler vererek, “Akkoyunlu beylerinden Erzincan Valisi Gülabibey, 1454 Miladi yılında kare planlı olarak bu camiyi Gülabibey ismi ile yaptırmıştır. Camimiz 12 direk üzerine ahşap ve taş karışımlı olarak bina edilmiştir. Daha sonra 1837 yılında Çaba beylerinden Hacı Bilal Ağa tarafından Avlu kısmı ilave edilerek camimiz dikdörtgen şeklini almıştır. Avlu kısmı yapılışında ön tarafı komple açık, tabanı taş döşeme olarak bina edilmiştir, ancak 90'lı yıllardaki tadilatında avlu kısmı ön tarafı tarihi dokusuna uygun olarak kapatılmış tabanı tahta döşetilmiş, sergi serilmiş ve cemaatin hizmetine sunulmuştur.
Camimize ait 3 tane Kitabe göze çarpmaktadır. Bunlardan bir tanesi giriş kapısının üzerinde bulunmaktadır. Bu kitabede kadim sanatlara özgü göze ve gönle hoş gelen bir eser olarak Kemah'a Mescidi Aksa misali bir cami yapılmıştır diye yazmaktadır. Diğer kitabemiz Minare kapısı solunda, giriş kapısının sağında bulunmaktadır. Bu kitabede kadim eser olarak Gülabibey, Müslümanların feyizli ve ihlaslı bir şekilde ibadet etmeleri için kadim sanatlarla donatılmış Kemah'a bir Camii Şerif yaptırmıştır. Ancak bu Cami Şerifi yaptırırken işçilere dolgun yevmiye vermesinin emretmiştir. Dolayısıyla ustalar dolgun yevmiyeleri kendileri alıp, işçilere az yevmiye vererek işçilerin haklarını katlettiklerinden dolayı işçilere az para ödendiğinden dolayı Vali Gülabibey hiddetlenerek Allah'ın, Meleklerin, insanların laneti o ustaların üzerine olsun mahkukat işleterek o kitabeye geçirmiştir. Caminin güneydoğu köşesinde bulunan 3. kitabe ise cami ile hiçbir alakası olmadığı, tadilat sırasında kaleden getirildiği, kalede bir konağın kitabesi olduğu tahmin edilmektedir.
Camimiz çeşitli aralıklarla 1997, 2011 ve 2018 yıllarında tarihi dokusunu koruyarak Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tadilat yapılmış olup halen aynı Gülabibey ismi ile ibadete devam etmektedir” dedi.