Saglikli Yasam Için Stres Azaltimi Ve Bol Yürüyüs

Saglikli yasam için stres azaltimi ve bol yürüyüs öneriliyor.

Saglikli Yasam Için Stres Azaltimi Ve Bol Yürüyüs
Erzincan Iliçli Nöroloji Uzmani Dr. Mehmet Yavuz daha saglikli yasam formülünü 15 maddede açikladi.

Yürüyüs, stress azaltimi, düzenli uyku 15 altin kuralin içerisinde yer aliyor. Dr. Yavuz, saglikli yasam için su maddeleri siraladi:

“Yürümek; Her gün düzenli olarak en az iki kilometre yürümek hem beden hem de beyin sagligini olumlu etkilemektedir. Çünkü düzenli yürüme beyinde yeni baglantilarin olusmasina neden olmaktadir.

Stres; Kronik stres hem bedensel hem de zihinsel asinmaya neden olur. Bilhassa birçok psikolojik hastaligin temelinde stres vardir. O halde stresi mümkün mertebe hayatin disinda tutabilmek saglikli yasamanin anahtarlarindandir.

Antioksidanlar; En güçlü bes antioksidan vardir. Bunlar lipoik asit, C ve E vitaminleri, glutathione ve koenzim Q 10’dur. Bunlarin içerisinde en güçlüsü lipoik asittir. Antioksidanlar serbest radikalleri yok ederek hücre hasarlanmasini azaltirlar. Böylece yaslanma sürecini yavaslatirlar.

Saglikli beslenme: Gida disiplinleri ömrümüzü belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Özellikle doymamis yaglar, domuz yagi, cips ve fast food tarzi gidalar zar akiskanligini degistirerek hücresel iletisimi bozarlar. Eger beyin ve beden sagligini korumak istiyorsak bol antioksidan içeren gida ve sebzelere agirlik vermek zorundayiz. Örnegin ispanak ve çilegin içinde bulunan ve güçlü oksit giderici olan flavanoidlerin, tipki balik yaginda oldugu gibi beyin hücre zarlarinin akiskanligini artirdigini bilmekteyiz. Nitekim balik yagi ve omega 3’ten zengin gidalarin hücresel iletisim akiskanligini yükselttigi artik tevatur olmus bilgilerdendir. Yemeklerinizdeki sebze ve meyve miktarlarini biraz artirmak, antioksidan etkisinin yüzde 25 daha fazla olmasi demektir. Antioksidan ihtiva eden diger sebze ve meyveler ise sunlardir; Yaban mersini, bögürtlen, brüksel lahanasi, karalahana, erik, brokoli, pancar, portakal, kirmizi üzüm ve üzüm suyu, kirmizi dolmalik biber, kiraz, kivi, kizilcik, patlican, domates, salatalik ve çay.

Vitaminler; Vitamin ve mineraller, vücudumuzdaki hemen her kimyasal tepkimede katalizör görevi üstlenirler. Her ne kadar gidalarla ihtiyacimiz olan vitaminleri aliyorsak da, özellikle çesitliligi olmayan beslenme aliskanliklarinda, disaridan vitamin ve mineral takviyesi sarttir. B vitamininin hücrelerin kendilerini yenilemesinde ve onariminda tartismasiz faydalari vardir. C vitamini en önemli antioksidanlardan biridir. Ayni zamanda enfeksiyonlara karsi vücudu korunakli kilar. E vitamini hem güçlü bir antioksidandir hem de damar lümenini ve damar sertligini iyilestirici rolü vardir. Ancak son yillarda vitaminleri tek tek degil de multivitamin ve mineral takviyelerini tercih eden kanaatler yogunluktadir. Multivitaminler markadan markaya degismekle beraber ideal olanlari, içeriginde A, B, C, D3, E vitaminleri, kalsiyum, fosfor, demir, magnezyum, mangan, selenyum, potasyum ve klor bulunan terkiplerdir.

Düzenli uyku; Gerek bedensel gerekse zihinsel dinlenme için uyku olmazsa olmazdir. Fare deneylerinde uykusuz birakilan farelerin digerlerine göre çok daha az yasadiklari tespit edilmistir. Dolayisiyla uyku kaybedilen bir zaman degildir. Yeni dogan bebekler günde 18-20 saat uyku ile gelisimlerini sürdürürler. Eriskin hayatta ise günde en az 7 saat uyku bedensel hücre yenilenmesi ve hafizanin derlenip toparlanmasi için sarttir.

Huzur ve mutluluk; Mutluluk için hedef koymamak gerekiyor. Ev alirsam mutlu olacagim, araba alirsam mutlu olurum, sunu elde edersem, bunu gerçeklestirirsem mutlu olacagim gibi söylemler mutluluga hedef koymaktir. Mutluluk hedefler gerçeklesince yasanacak bir süreç degil, hayatin her aninda hissedilmesi gereken bir duygudur. Kisacasi mutluluk bir hedef degil yolculuktur. Bir insanin iç huzuru birçok hormonal aktivitenin saglikli islemesini saglar bu da uzun yasamanin anahtarlarindan biridir.

Sigara, alkol ve uyusturucudan uzak durmak; Bu tür zararli maddelerin, sebep oldugu çesitli kronik hastaliklarla ömrü kisalttigi artik herkesçe bilinen bir gerçektir.

Olumlu düsünmek, iyimserlik; 70 bin kisi üzerinde yapilan bir arastirmada iyimserligin kötümserlige göre yüzde 11 düzeyinde ömrü uzattigi belirlenmistir.

Ideal kiloyu muhafaza etmek; Obezite en sinsi hastaliktir. Genelde metabolizmanin yasla birlikte gittikçe yavaslamasi ile zamanla artan kilolar, ilerleyen yaslarda ciddi bir saglik sorunu haline gelir. Öyleki en iyimser ihtimalle 20 yasindan itibaren yilda yarim kilo alan bir kisi 70 yasinda geldiginde 25 kilo fazlasi olacaktir. Bu da haliyle yaglanmayi da beraberinde getirecektir. Böylece o kisi fazla olan kilolar kadar agirligi sürekli bir hamal gibi tasiyacaktir. Ayrica kalbin de is yükü artacak, daha fazla dokuya kan göndermeye çalisacaktir.

Düzenli saglik kontrolu; Düzenli olarak saglik kontrollerinden ve check-up’tan geçmek gelismesi muhtemel hastaliklari daha baslangiç dönemindeyken tespit etmeye ve tedavide erken davranilmasina neden olur. Çünkü ilerlediginde ölümcül olabilen birçok hastalik baslangiç dönemlerinde teshis edildiklerinde tamamen sifa ile sonuçlanabilmektedir.

Maneviyat; Inanmak, beraberinde tevekkül duygusunu da getirir. Tevekkül ise hayatin çesitli sikintilarina karsi dayanma gücü verir. Dua yoluyla sikintilari ve istekleri dile getirmek kisinin içindeki yasam enerjisini kuvvetlendirir ve güçlendirir.

Aile düzeni ve güzel dostlar; Düzenli aile hayati ve evlilik, ömrü uzatan sebeplerden biridir. Dünya üzerinde yapilan sayisiz arastirmanin sonucu, evlilik sebebiyle düzenli ve kontrollü hayatin ömrü uzattigi yönündedir. Arastirmalar saglam aile baglari ve samimi arkadaslik iliskilerinin ömrü uzattigini göstermektedir. Bu durum sadece insanlara özgü degildir. Örnegin birçok arkadasa sahip maymunlarin digerlerine göre %11 oraninda daha uzun yasadiklari tespit edilmistir.

Sürekli hedeflerin olmasi; 6 bin kisi üzerinde 14 yil süren bir arastirmada belli bir amaci olmayan insanlarin daha kisa ömürlü olduklari belirlenmistir. Nitekim ülkemizde de emekli olduktan sonra yasam için bir hedef belirleyememis insanlarin su veya bu nedenle daha kisa sürede hayatlarini kaybettikleri görmekteyiz.

Topraklanma; Doga ile iç içe olma, saglikli ve uzun bir ömür için olmazsa olmazlardandir. Ideal olan yüksek katli ve iç içe apartman dairelerinde degil, müstakil, bahçeli evlerde yasamaktir. Maalesef sehir hayati, topraktan uzak bir sekilde beton yiginlari arasinda yasama mecburiyeti olusturmaktadir. Hiç olmazsa evin bir kösesinde çiçek yetistirmeli ve saksilardaki topraga temas edilmelidir.”
Kaynak: İHA